Yönetmen Yavuz Yalınkılıç, son yıllardaki korku filmleriyle dikkat çekiyor. Yönetmen Yavuz Yalınkılıç'ın 1970'de "Ölüler Konuşmaz Ki" adlı filmiyle başlayan ve birçok fantastik filmi beraberinde getiren Türk sinemasındaki korku filmleri, son yıllarda yükselişi ile dikkati çekiyor.
Kutluğ Ataman'ın 1993 yapımı "Karanlık Sular" ile seyircilerin takdirini kazanan yerli korku sineması, sonraki dönemde beklenen ilgiyi göremedi. Uzun yıllar geri planda kalan tür, sessizliğini 2004 yılında gösterime giren korku-komedi filmi "Okul" ile bozdu. Aynı yıl "Büyü" filminin de gösterime girmesiyle Türkiye'de korku sineması canlandı.
Böylece, on yıl öncesine kadar sayısı beşi geçmeyen yerli korku filmleri, 2004'den sonra 22 filmle zirveyi gördü.
Yerli korku türünün asıl yükselişi ise Hasan Karacadağ ve Alper Mestçi filmleriyle gerçekleşti. "Dabbe" ile 2006'da sinema seyircisini korkutmayı başaran Karacadağ'dan, 2008'de "Semum", 2009'da ise "Dabbe 2" filmleri geldi.
Korkuyu tercih eden diğer bir yönetmen olan Tan Tolga Demirci'nin "Gomeda" filmi gişede istenen rakamlara ulaşamazken, Ümit Ünal'ın Mehmet Günsür'e başrolünü verdiği 2010 yapımı "Ses" de beklenen etkiyi sağlayamadı.
Alper Mestçi'nin 2007 yılında sinema severlere sunduğu "Musallat" ise gördüğü ilgiyle 2011'de devam filmi "Musallat 2: Lanet"i vizyona getirdi. Böylece korku türü Mestçi ve 2012'de devam filmi çeken Karacadağ ile yükselişini sürdürdü.