Hep aynı senaryo! 

Verileri tartışmalı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) eylül ayı enflasyon rakamlarını açıkladı.
Eylülde tüketici fiyatları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 49,38 olurken, aylık enflasyon ise yüzde 2,97 arttı.
Böylece yıllık enflasyon üç yılın ardından ilk kez politika faizinin altına geriledi.
Yurttaşa daha inandırıcı gelen Enflasyonu Araştırma Grubu’nun (ENAG) verilerine göre, aylık enflasyon yüzde 5,34 artarken, yıllık enflasyon ise yüzde 88,63 oldu.
Milli gelirde olduğu gibi enflasyonda da inandırıcılığını kaybetmiş, gerçeklikten uzak hep aynı senaryo sahneleniyor.
İktidar Orta Vadeli Programda belirlenen hedefleri bu şekilde belki tutturabilir ancak vatandaşın derinleşen yoksulluğunun önüne geçemez.
Yurttaş geçinemeyince kredi kartlarına yüklendi. Kredi kartıyla harcamalar bir yılda yüzde 267 arttı. İş böyle olunca da kredi kartı borçlarını ödemekte zorlanan vatandaşlar için 60 ay vadeli yapılandırma getirmek zorunda kaldılar.
Bugün itibarıyla yüzde 50 politika faizi en tepede, yüzde 49 ile enflasyon ikinci sırada, enflasyonun altında kalan kur artışı ise üçüncü sırada yer aldı.
Bu da bir süre daha faizin cazip kalması, yani dövize yönelimin önünün kesilmesi anlamına geliyor.
Anlayacağınız Ocak 2025’te yapılacak artış sonrası şubat ayında zamlı maaş alacak ücretli kesim sıkı para politikasının altında inim inim inlemeye devam edecek.
Yani tüm hesaplar tutsa da gelir artışı refaha dönüşmeyecek, aksine artan hayat pahalılığı karşısında özellikle, emekli, sabit ve asgari ücretli kesim için yaşam çok daha zorlaşacak.
Gerçek enflasyon ENAG’ın belirlediği gibi yüzde 88 iken, TÜİK bunu yüzde 49 olarak açıklıyorsa…
En nihayetinde emekli ve ücretli kesim buna göre zam alıyorsa…
Yani enflasyon, gelir artışından daha hızlıysa hayat pahalılığı var demektir. 
İktidarın içinden çıkamadığı durum bu. 
Yoksulluk daha da derinleşiyor.
Gelir ile gider arasındaki makas çok açıldı.
Artık yurttaşın bu yükü kaldıracak gücü kalmadı.
Hep aynı senaryo sonucu yaşadığımız yoksulluk, yaşayacağımız yoksulluğun fragmanıydı.
Asıl film şimdi başlıyor.
Haberiniz olsun…

CHP lideri Özgür Özel’in planı tutar mı?

Önceki lider Kemal Kılıçdaroğlu’nun 6’lı Masa’yı kurması ve helalleşme gibi argümanlarla sağdan oy devşirme politikası Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasına yetmedi ancak…
Aldığı yüzde 48 oyu da yabana atmamak gerekir.
Zıtlaşma ve kutuplaşmanın AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın uzmanı olduğu alanda güçlenmesine yol açtığını gören CHP, bu defa Özgür Özel ile normalleşme adımları atıyor.
Erdoğan-Özel görüşmesi sonrasında CHP cenahında oluşan tepkiler, normalleşmenin bazı partililerde yarattığı rahatsızlık, TBMM’nin yeni yasama yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan genel kurula girdiğinde CHP’li vekillerin ayağa kalkmaları yönünde verilen kararla tavan yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Genel Kurul’una geldiği sırada 57 CHP milletvekili karara tepki olarak kuliste bekledi, 3 milletvekili de ayağa kalkmadı.
Öyle ki Kılıçdaroğlu’na yakın milletvekillerinin olağanüstü kurultay için delegeleri telefonla aradığı bile konuşuluyor. 
Hasılı…
Özgür Özel, normalleşme politikasının dozunu ayarlayamazsa…
İşi zor.
Çünkü CHP’deki azımsanmayacak çoğunluk normalleşmeyi “AK Parti lideri Erdoğan’ın kuyruğuna takılmak” olarak değerlendiriyor.
Benden söylemesi…