“Müzik birçok hastalığın rehabilitasyonunda yarar sağlıyor”

Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı, aynı zamanda Müzik Terapi Ünitesi Sorumlusu Torun, müzikle terapi hakkında bilgiler verdi.

Müzik terapinin de bilimsel bir terapi olduğuna dikkat çeken Torun, “Günümüzde bilimsel bağlamda diğer terapi disiplinleri gibi dil konuşma terapisi,  fizyoterapi, ergoterapi gibi müzik terapi de bir bilimsel disiplindir. Kendine özgü değerlenmdirme ve analiz yöntemleri var. Kişiyi analiz ettikten sonra sosyal, ,psikolojik, duygusal, fiziksel, sağlık ihtiyaçlarını belirledikten sonra bir hedef koyuyoruz.  Teraputik hedef diyoruz buna. Bu hedef doğrultusunda müzik terapide en az 7 model var. Hangi durumda hangi yöntemler takip edilecek diye. Bir teraputik ilişki içinde yani kişiyle, sağlıkçı ve hasta danışan ilişkisi gibi planan süreçte yürütülen bir terapi olgusudur. Dünyada 200’ün üzerinde lisans, yüksek lisans, doktora programları var. Türkiye’de yoktu ama 2021 yılında bizim ülkemizde de birçok konuda öncülük yapan Anadolu Üniversitesi’nde yöneticilerinde desteğiyle Müzik Terapisi Anabilim Dalı’nı kurduk. Bir yükseklisans programı başlattık. 2021 yılından bu yana titiz davranarak öğrenci alınıyor ve çok iyi bir şekilde yetiştiriliyor. Az sayıda da olsa mezunlarımız olmaya başladı. Sağlık bakanlığımızın vizyoner yaklaşımıyla 2016 yılında Geleneksel Tamamlayıcı ve Fonksiyonel Tıp branşları tanımlandı ve bunlara ilişkin mevzuatta çıkarıldı müzik terapisi orada da tanımlandı” diye konuştu.

“Herkesin müziğe ihtiyacı var”

Müzik terapinin hitap etmeyeceği hastalığın söz konusu olmadığını söyleyen Torun, “Hemen vurgulamak gerekir ki sadece hastalara değil sağlıklı insanlara da çok önemli hizmetler sunabiliyor. Biliyorsunuz günümüzde aktif sağlıklı yaşlanma, çocuk gelişiminin sağlıklı beyin gelişimine katkıda bulunan uygulamalar, eğitim alanı, sağlık alanı, sağlıklı bireylerinde hepimizin daha iyi olmaya ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

Torun, müzik terapinin ana akım temel tedavi olarak değil, ana akım terapilere tedavilere yardımcı olduğuna vurgulayarak şöyle devam etti: “Müzik terapi tedavilerini 2 büyük kategoriye ayırabiliriz; gelişimsel bozukluklar, serebral palsi, otizm spektrum bozukluğu, öğrenme güçlüğü, down sendromu gibi alanlar ikincisi nöropsikolojik bozukluklar, inme, parkinson, alzheimer hastalığı, multiple skleroz, depresyon,  anksiyete gibi önemli psikyatrik tablolarda ana akım temel tedavi olarak değil, ana akım terapilere tedavilere yardımcı ve destekleyici olarak müzik terapi uygulanabilir. Örneğin Alzheimer hastalığında kişisinin geçmişinde müzikle olan bağını analiz edip o bağ kurduğu müziklerle, beyinin korunan alanlar içinde müzik hafızası en iyi korunan yerlerdir bizde bundan faydalanıyoruz. Kişinin kimlik bilgilerini ve geçmişteki anılarını hatırlamasına yardımcı oluyoruz. Palyatif bakımdan Parkinson hastalığındaki yürüme ve hareket bozukluklarına kadar uygulamalarımız var”

Torun, müzik terapinin, doğumdan yaşamın son anlarına kadar her alanda kullanılabildiğine dikkat çekerek, “Müzik Terapi Ünitesi’nde çalışmalar yaptıklarını, hastalarla bir araya gelerek müziğin iyileştirici gücünü anlattıklarını ifade eden Torun, müzikle terapiyi modern tıbbın tamamlayıcısı ve bu alanı destekleyici bir dal olarak gördüklerini vurguladı. Müzikle terapi uygulamalarının tek başına hastalıkları iyileştirmek ya da modern tıbbi ve cerrahi tedavilerin yerine geçmek gibi bir amaç taşımadığını dile getirdi” dedi.