69 yaşındaki Cihangir Aktaş yaptığı açıklamada, kentin çevre köylerindeki madenlerden çıkarılan, "deniz köpüğü", "köstebek taşı", "beyaz altın" olarak da bilinen Lületaşı’nın, atölyelerde işlenip pipodan satranç takımına, küçük büstlerden rölyef ve çeşitli hediyelik eşyalara dönüştürüldüğünü söyledi.
İlkokuldan sonra amcasının yanında çırak olarak bu işe başladığını belirten Aktaş, "Ben çekirdekten yetiştim ve dördüncü kuşağım. Bu iş babadan oğula geçiyor. Böyle giderse 10-15 yıl sonra tamamen kaybolmaya yüz tutacak. Bu yaşıma kadar 50-60 çırak yetiştirdim, şu an çırak yetişmiyor. Gençlik bu işe heves etmiyor. Benim başladığım yıllarda 500 atölye vardı, şu anda 50 tane ancak vardır. Yetiştirecek çırak bulamıyoruz. Bu sanatın üniversiteye girmesi şart. Biz alaylıyız, üniversiteye girerse çocuklar daha teknik, güzel işler yapar" ifadelerini kullandı.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...