Talak Suresi Okunuşu - Furkan Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı Ve Fazileti (Diyanet Meali & Dinle)

ABONE OL:google news abone ol butonu
Videoyu Aç Talak Suresi Okunuşu - Furkan Suresi Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı Ve Fazileti (Diyanet Meali & Dinle)
A
a

Talak Suresi, 12 ayetten oluşan ve Mekke döneminde nazil olan bir suredir. Adını, işlediği ana konudan alır; "talâk" kelimesi boşamak anlamına gelir. Surenin odaklandığı temel konu, boşanma ve boşanma ile ilgili hükümlerdir. Bu önemli sureyi okuyup ezberlemek isteyenler için Talak Suresi'nin Türkçe okunuşu ve Arapça yazılışı bu yazımızda yer alıyor. İşte Talak Suresi’nin faydaları ve fazileti…

Sütiş Eskişehir
Talak Suresi, Medine devrinde nâzil olan sureler arasında yer alır. İnanışa göre, bu sureden önce İnsan Suresi, sonra ise Beyyine Suresi'nin indiği kabul edilmektedir. Talak Suresi, diğer surelere kıyasla nispeten kısa bir süre içinde inmiştir ve bu nedenle birçok Müslüman tarafından ezberlenmiştir.

Bu surede, adet görmeksizin boşanan kadınlar için geçerli olan hükümler ve nafaka konularında şeriat kuralları detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Ayrıca, peygamberlere karşı çıkan ve Allah'ı reddeden kavimlerin kaderi ile iyilik yapan kulların cennetle mükâfatlandırılması gibi dini bilgiler de yer almaktadır. Talak Suresi, İslam dini içinde büyük bir öneme sahiptir ve müminlere günlük hayatlarında rehberlik eden önemli prensipler içerir. Bu yazımızda da Talak Suresi'nin Türkçe anlamı, okunuşu, Arapça yazılışı, faziletleri ve faydaları yer alıyor.

Talak Suresi Okunuşu

Bismillahirrahmanirrahim
1.Ya eyyuhennebiyyu iza tallaktumunnisae fetallikuhunne li'ıddetihinne ve ahsıl'ıddete vettekullahe rabbekum la tuhricuhunne min buyutihinne ve la yahrucne illa en ye'tiyne bifahışetin mubeyyinetin ve tilke hududullahi ve men yete'adde hududallahi fekad zaleme nefsehu la tedriy le'allellahe yuhdisu ba'de zalike emren.
2.Feiza belağne ecelehunne feemsikuhunne bima'rufin ev farikuhunne bima'rufin ve eşhidu zevey 'adlin minkum ve ekıymuşşehadete lillahi zalikum yu'azu bihi men kane yu'minu billahi velyevmil'ahıri ve men yettekıllahe yec'al lehu mahrecen.
3.Ve yerzukhu min haysu la yahtesibu ve men yetevekkel 'alellahi fehuve hasbuhu innallahe baliğu emrihi kad ce'alallahu likulli şey'in kadren.
4.Vellaiy yeisne minelmehıydı min nisaikum inirtebtum fe'ıddetuhunne selasetu işhurin vellaiy lem yehıdne ve ulatul'ahmali eceluhunne en yeda'ne hamlehunne ve men yettekıllhe yec'al lehu min emrihi yusren.
5.Zalike emrullahi enzelehu ileykum ve men yettekıllahe yukeffir 'anhu seyyiatihi ve yu'zum lehu ecren.
6.Eskinuhunne min haysu sekentum min vucdikum ve la tudarruhunne litudayyiku 'aleyhinne ve in kunne ulati hamlin feenfiku 'aleyhinne hatta yeda'ne hamlehunne fein erda'ne lekum featuhunne ucurehunne ve'temiru beynekum bima'rufin ve in te'asertum feseturdı'u lehu uhra.
7.Liyunfık zu se'a tin min se'atihi ve men kudire 'aleyhi rizkuhu felyunfık mimma atahıllahu la yukellifullahu nefsen illa ma ataha seyec'alullahu ba'de 'usrin yusren.
8.Ve keeyyin min karyetin 'atet 'an emri rabbiha ve rusulihi fehasebnaha hısaben şediyden ve 'azzebnaha 'azaben nukren.
9.Fezakat vebale emriha ve kane 'akıbetu emriha husren.
10.E'addallahu lehum 'azaben şediyden fettekullahe ya ulil'elbabi ellizyne amenu kad enzelallahu ileykum zikren.
11.Resulen yetlu 'aleykum ayatillahi mubeyyinatin liyuhricelleziyne amenu ve 'amilussalihati minezzulumati ilennuri ve men yu'min billahi ve ya'mel salihan yudhılhu cennatin tecriy min tahtihel'enharu halidiyne fiyha ebeden kad ahsenallahu lehu rizkan.
12.Allahulleziy haleka seb'a semavatin ve minel'ardı mislehunne yetenezzelul'emru beynehunne lita'lemu ennallahe ala kulli şey'in kadirun ve ennalahe kad ehata bikulli şey'in 'ılmen.
 

Talak Suresi Türkçe Anlamı Ve Meali

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
1.Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman iddetlerine doğru boşayın ve iddeti iyi sayın! Rabbiniz olan Allah'tan sakının! Onları evlerinden çıkarmayın; onlar da çıkmasınlar. Apaçık ve belgeli bir yüzsüzlük yapmaları durumu müstesna. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Allah'ın sınırlarını çiğneyen kendi benliğine zulmetmiş olur. Bilemezsin, belki Allah bundan sonra yeni bir iş/oluş ortaya çıkarır.
2.Sürelerini doldurma noktasına geldiklerinde o kadınları ya örfün gerektirdiği biçimde tutun yahut da yine örfün gerektirdiği şartlarla onlardan ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de tanık tutun. Tanıklığı Allah için tam bir biçimde yapın. Allah'a ve âhiret gününe inanan kişiye işte bu şekilde öğüt verilmektedir. Kim Allah'tan sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu nasip eder.
3.Ve onu hiç beklemediği yönden rızıklandırır. Kim Allah'a dayanıp güvenirse O, ona yeter! Hiç kuşkusuz, Allah, emrini yerine getirecektir. Allah her şey için bir ölçü/bir kader belirlemiştir.
4.Âdetten kesilen kadınlarınızın iddet bekleme sürelerinde kuşkuya düşerseniz, onların iddetleri üç aydır. Hiç âdet görmemiş kadınların süreleri de böyledir. Gebe olan kadınların süreleri ise yüklerini bırakmalarına kadardır. Kim Allah'tan sakınırsa, O ona işinde bir kolaylık nasip eder.
5.İşte bu, Allah'ın size indirmiş olduğu emridir. Kim Allah'tan sakınırsa O, onun çirkinliklerini örter ve onun ödülünü büyütür.
6.O kadınları, imkânlarınız ölçüsünde, barındığınız yerin bir kısmında barındırın. Onları baskı altında tutmak için onlara zarar verme yönüne gitmeyin. Eğen hamile iseler yüklerini bırakıncaya kadar onlara nafaka verin. Eğer sizin için çocuk emziriyorlarsa, ücretlerini de verin. Aranızda örfe uygun biçimde konuşup tartışın. Eğer anlaşmakta zorluk çekerseniz o zaman, doğmuş olan çocuğu baba hesabına başka bir kadın emzirecektir.
7.Geniş imkâna sahip olan bu geniş imkânından harcasın. Rızkı kendisine ölçü ile verilmiş olan da Allah'ın kendisine verdiğinden infak etsin. Allah hiçbir benliği, kendisine verdiği şey dışında yükümlü tutmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.
8.Nice kentler vardı ki, azgınlık edip Rabbinin ve onun resullerinin emrinden çıktılar da biz onları çok zorlu bir hesaba çektik ve onlara, görülmemiş bir azapla azap ettik.
9.Böylece onlar, yaptıklarının vebalini tattılar ve işlerinin sonu hüsran oldu.
10.Allah onlar için şiddetli bir azap hazırladı. Artık Allah'tan korkun, ey iman etmiş akıl ve gönül sahipleri! Allah size bir Zikir/bir uyarıcı/bir düşündürücü indirmiştir.
11.Bir elçi indirmiştir ki, iman edip barışa/hayra yönelik işler sergileyenleri, karanlıklardan nura çıkarmak için Allah'ın ayetlerini açık-seçik okur. Allah'a inanıp barışa/hayra yönelik bir iş yapanı Allah, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Böyleleri, orada sürekli kalacaklardır. Allah böylesi için rızkı gerçekten güzelleştirmiştir.
12.Allah O'dur ki, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yaratmıştır. Emir/iş ve oluş onlar arasında sürekli iner ki, Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve Allah'ın bilgi bakımından her şeyi kuşattığını bilesiniz.
 

Talak Suresi Dinle


Talak Suresi Anlamı

Talak Suresi, Kur'an-ı Kerim'in altmış beşinci suresidir ve toplamda 12 ayetten oluşur. Bu surede aile hayatı ile ilgili önemli konular ele alınmıştır. Nikâh akdinin ve evlilik birliğinin dinî, ahlâkî ve hukukî temelleri vurgulanarak, bu birliğin keyfi bir şekilde sona erdirilemeyeceği üzerinde durulmuştur.
Surenin odak noktası, zorunlu durumlar dışında evlilik birliğinin sürdürülmesi gerekliliği ve bu birliğin sonlandırılması durumunda uyulması gereken hükümlerdir. Talak Suresi, Müslümanlara aile içi ilişkilerde adil, insaflı ve sorumlu davranma konusunda rehberlik etmektedir.
 

Talak Suresi Neye İyi Gelir? Faziletleri Nelerdir?

Toplumun temelini oluşturan evliliğin ve aile hayatının sürdürülmesi bazan onun kurulmasından daha zor bir duruma gelir. Bir hadiste "en sevimsiz hak" diye nitelendirilen boşama veya boşanma (İbn Mâce, "Ṭalâḳ", 1; Ebû Dâvûd, "Ṭalâḳ", 3) Câhiliye döneminde kadına zarar verecek şekilde uygulanırdı. Medine'de müslüman bir toplumun ortaya çıkmaya başladığı bir dönemde nâzil olan Talâk sûresinde kadın haklarının korunması hedeflenmiş, boşama yetkisine sahip bulunan kocaya hitap edilerek onun bu yetkiyi kullanırken Allah'tan korkması gerektiği bildirilmiş, Allah'ın belirlediği sınırların aşılmamasına dikkat edilmesi istenmiş, aile meselelerinin çözümünde akıl ve din açısından güzel olan yolun (mâruf) benimsenmesi emredilmiş, geçmiş milletlere atıf yapılarak hem uyarma hem özendirme yöntemleri kullanılmıştır. "Talâk sûresini okuyan kimse Resûlullah'ın sünneti üzerine ölür" meâlinde nakledilen hadisin (Zemahşerî, VII, 152; Beyzâvî, IV, 291) mevzû olduğu belirtilmiştir (Zemahşerî, I, 648-649 [neşredenlerin notu]; Muhammed et-Trablusî, II, 723).

Talak Suresi Tesfiri

Aile ilişkilerinin düzenli, hak ve hukuka dayalı yürümesi, harcamalarda dengenin gözetilmesi gibi iyi ve yararlı amaçlar etrafında bazı hükümleri açıklayan âyetlerden sonra burada Allah’ın ve elçilerinin buyruklarına karşı direnen, taşkınlık eden toplumların acı âkıbetlerine değinilmesi, toplumun çekirdeğini oluşturan aile kurumunun ve bununla yakından ilgili olan iktisadî düzenin sağlam bir yapıda olması ve sağlıklı işlemesinin, medeniyetlerin varlık ve bekaları açısından ne kadar önemli olduğuna, böyle bir yapının kurulup geliştirilebilmesinin ise ancak davranışlarını Allah inancı ve ahlâk ilkeleriyle şekillendiren ve denetleyen bireyler yetiştirilmesine bağlı bulunduğuna ilişkin bir uyarı olarak değerlendirilebilir. Nitekim İslâm bilginleri amelî ahlâkı incelerken, eski kültürlerin doğru bildikleri yönlerinden de istifade ederek bu çerçevedeki ilke ve kuralları fert, aile ve toplum düzeyinde ele almalarının yanında iktisâdî ahlâk ve ailenin iyi yönetilmesi üzerinde özel bir biçimde durmuşlar, hatta “tedbîr-i menzil” adını verdikleri ekonomi-politik ağırlıklı bir ilmî disiplin geliştirmişler, siyaseti de genellikle bilinen işlevlerinin yanında bütün bireylerin mânevî gelişimini ve en yüksek mutluluktan pay almalarını sağlayan bir kurum ve siyaset bilimini öncelikle bu imkânları araştıran bir disiplin olarak görmüşlerdir.Aile ilişkilerinin düzenli, hak ve hukuka dayalı yürümesi, harcamalarda dengenin gözetilmesi gibi iyi ve yararlı amaçlar etrafında bazı hükümleri açıklayan âyetlerden sonra burada Allah’ın ve elçilerinin buyruklarına karşı direnen, taşkınlık eden toplumların acı âkıbetlerine değinilmesi, toplumun çekirdeğini oluşturan aile kurumunun ve bununla yakından ilgili olan iktisadî düzenin sağlam bir yapıda olması ve sağlıklı işlemesinin, medeniyetlerin varlık ve bekaları açısından ne kadar önemli olduğuna, böyle bir yapının kurulup geliştirilebilmesinin ise ancak davranışlarını Allah inancı ve ahlâk ilkeleriyle şekillendiren ve denetleyen bireyler yetiştirilmesine bağlı bulunduğuna ilişkin bir uyarı olarak değerlendirilebilir. Nitekim İslâm bilginleri amelî ahlâkı incelerken, eski kültürlerin doğru bildikleri yönlerinden de istifade ederek bu çerçevedeki ilke ve kuralları fert, aile ve toplum düzeyinde ele almalarının yanında iktisâdî ahlâk ve ailenin iyi yönetilmesi üzerinde özel bir biçimde durmuşlar, hatta “tedbîr-i menzil” adını verdikleri ekonomi-politik ağırlıklı bir ilmî disiplin geliştirmişler, siyaseti de genellikle bilinen işlevlerinin yanında bütün bireylerin mânevî gelişimini ve en yüksek mutluluktan pay almalarını sağlayan bir kurum ve siyaset bilimini öncelikle bu imkânları araştıran bir disiplin olarak görmüşlerdir.
 8 ve 9. âyetlerde Allah’ın buyruklarına, ilâhî-tabii yasalara uymamakta direnip kaosu yeğleyenlerin sonlarının hüsran olduğu belirtildikten sonra 11. âyette peygamber ve ilâhî kitap göndermenin amacının insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak olduğu ifade edilerek, dirlik ve düzenliği sağlayabilmek ve anarşiden kurtulabilmek için vahyin aydınlığından müstağni kalınamayacağına bir kez daha dikkat çekilmiştir. 10. âyette geçen “uyarı” diye çevirdiğimiz zikir (zikr) kelimesi, “unutmama, hatırlama, anma, öğüt” mânalarına gelir; hiç dikkatten uzak tutulmaması ve uyulması gereken bir öğüt olduğundan Kur’ân-ı Kerîm’i ifade etmek üzere burada ve başka bazı âyetlerde bu kelime kullanılmıştır. 11. âyetteki elçiden maksat müfessirlerin büyük çoğunluğuna göre Hz. Muhammed’dir; Cebrâil’in kastedildiği kanaatinde olanlar da vardır (bk. Zemahşerî, IV, 112; Şevkânî, V, 284). Öte yandan,
 10. âyetin sonundaki zikir kelimesinin hemen ardından “elçi” anlamındaki resul kelimesine yer verilmiş olması, bunların her ikisiyle Kur’an’ın veya Hz. Muhammed’in kastedildiği yorumları da yapılmıştır. İbn Atıyye –bu kullanımın i‘câz üslûbu gereği böyle olduğunu belirtip– birincinin Kur’an’ı, ikincinin Hz. Peygamber’i ifade ettiği görüşünü tercih eder (V, 327).
 
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi