İbrahim Arslan’ın tereddütü

CHP Milletvekili İbrahim Arslan 28 martta yayınlanan “Günaydın Eskişehir” programında, meslektaşlarım Tarkan Demir ve Burcu Bilgiç’in sorularını yanıtladı. Çok şükür henüz muhalefet milletvekillerini televizyona çıkartmak yasaklanmadı.

29 Mart 2025 07:35
A
a
Sütiş Eskişehir
CHP Milletvekili İbrahim Arslan 28 martta yayınlanan “Günaydın Eskişehir” programında, meslektaşlarım Tarkan Demir ve Burcu Bilgiç’in sorularını yanıtladı. Çok şükür henüz muhalefet milletvekillerini televizyona çıkartmak yasaklanmadı.
Programdan sonra Milletvekili Arslan’la ayaküstü kısa bir sohbet gerçekleştirdik. Bana program davetimize katılmakta tereddüt gösterdiğini söyledi. “Benim ağzımdan” dedi, “Benim ağzımdan çıkan ve iktidarı eleştiren bir cümle yüzünden, ES TV ekranlarının karartılmasını hiç istemem…”
Sayın İbrahim Arslan’ın içinde bulunduğu ruh halini en iyi ben anlarım. Gerçekten de ağzımızdan çıkacak en küçük bir eleştiri cümlesi bile, ekranların kararmasına neden olabilir. Dolayısıyla şu sıralarda kendimizi gazeteci olarak değil, ipin üzerinde yürümeye çalışan bir kişi olarak görüyoruz. 
Bir yandan düşmemeye çalışıyoruz, bir yandan da bizi yöneten efendilerimiz tarafından üzerinde yürüdüğümüz ip sürekli sallanıyor. Hem ayakta durmaya hem de haber yapmaya çalışıyoruz.

Basın kuruluşlarına ağır cezalar geldi

Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun Silivri zindanlarına atılmasından sonra gerginleşen politik atmosfer, giderek geriliyor.
Son olarak tarafsız yayın yapan bazı basın – yayın organlarına üst üste cezalar yağdırıldı. Buna göre Sözcü TV’ye 10 gün yayınlarını durdurma yasağı geldi. Bu ceza o kadar ağır bir ekonomik darbe ki, Sözcü TV’nin toparlanması çok zor olacaktır. Söz konusu cezanın kanalı kapatmaktan sonraki en ağır ceza olduğunu hatırlatalım.
Bu arada Halk TV, Tele 1 ve NOW TV’ye de hatırı sayılır cezalar yağdırıldı.
Bu olayları kınamak isteyen CHP Milletvekilleri RTÜK önünde bir basın açıklaması yapmaya kalktılar ki, otobüsleri polis tarafından çekilmek suretiyle engellenmek istendiler. 
Kısa adı RTÜK olan Radyo Televizyon Üst Kurulu, Başkan ve Başkan Yardımcısı dahil 9 üyeden oluşuyor. Bu 9 üyenin 2’si CHP biri de İYİ Parti tarafından aday gösteriliyor. Yani 9 üyenin 6’sı AK Parti – MHP – DEM Partisi ittifakı tarafından aday gösterilmiş.
Ben bu rakamlar hakkında daha fazla yorum yapmak istemiyorum. Çünkü öyle bir korku ikliminde yaşıyoruz ki, Saray rejimini üzecek en küçük bir yorum yapmak bile çok riskli.
Yorumu sizlere bırakıyorum…
1908 yılının 24 Temmuz’unda, İstanbul’da yayın yapan gazeteler, sansür görevlilerini matbaalarına sokmadılar. Bugün basında sansürün kaldırılması olarak kutlanır. Tabii önümüzdeki 24 Temmuz’da bu bayramı kutlayacak değiliz. Çünkü sansür günleri geri gelmiş gibi gözüküyor.
Allah milletimize hayırlı yazılar yazsın. Fakat hızlı adımlarla felakete doğru koşuyoruz…

Eskişehir Barosu’na teşekkür ederiz (FOTO: Günaydın)
Eskişehir Baro Başkanı Barış Günaydın, RTÜK tarafından bazı basın – yayın organlarına getirilen ağır cezaları eleştirdi. Günaydın sosyal medya hesaplarından “Basın özgürlüğü, demokratik toplumun temelidir. RTÜK’ün verdiği cezaların, eleştirel düşünceyi ve ifade özgürlüğünü baskı altına alacak şekilde uygulanması endişe vericidir. Hukukun üstünlüğünden ve özgür basından asla vazgeçemeyiz. #İfadeÖzgürlüğü” paylaşımında bulundu.
Türkiye’deki hukuk sisteminin hiç bu kadar tartışıldığı bir ortam olmamıştı. 12 Eylül rejiminden sonra, ülkede hukukun üstünlüğü açısından en kötü günleri yaşıyoruz. Bu koşullar altında Barış Günaydın gibi kıymetli hukukçuların olduğunu bilmek ve biz gazeteciler için mücadele ettiğini görmek çok sevindirici. Eskişehir Barosu’na Eskişehirli gazeteciler olarak çok teşekkür ederiz.

Bakan Beyin açıklamaları çok düşündürücü

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’daki toplumsal olayları haberleştirmek isteyen 7 muhabir gözaltına alındı. Eğer ki ortada bir grev, bir gösteri veya bir miting varsa, gazetecinin görevi o olayı haberleştirmektir. Dolayısıyla söz konusu gözaltı kararlarını anlamak mümkün değil.
Nitekim gazeteciler de Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a bu konuyu hatırlattı. Gazeteciler Tunç’a, “Gazetecilerin görevleri yaptıkları belgeli bir şekilde kanıtlanmışken tutuklanmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu yöneltti.
Bakan Tunç da “Gazetecilerin durumlarına bir baktıralım” diye özetlenebilecek bir cevap verdi.
Ertesi gün Sayın Bakan’ın yabancı gazetecilerle yapacağı bir basın toplantısı vardı. Doğal olarak yabancı gazetecilerin ilk soracağı konu da bu olacaktı. Neyse ki basın toplantısından önce gazeteciler salıverildiler.
Şimdi Sayın Bakan bir yandan yargının bağımsız olduğunu, kendisi dahil kimsenin yargıya karışamayacağını söylüyor. Ama “Gazetecilerin durumuna bir baktıralım” da diyor. Üstelik bu açıklamasının ardından gazeteciler hemen serbest bırakılıyor.
Gazetecilerin serbest bırakılmasına elbette çok sevindik. Ancak Sayın Bakan’ın “Durumlarına bir baktıralım” dedikten sonra salınmaları, yargının bağımsızlığına ilişkin sözlerini gölgeliyor. 

Tarihte bu hafta:

Atatürk’e teşekkür edin 

Bundan tam 95 yıl önce 28 Mart 1930 tarihinde Cumhuriyet hükümeti, yabancı ülkelerden Türkçeleştirilen şehir isimlerinin kullanılmasını resmen talep etti. Örneğin "Constantinople" yerine "İstanbul" kullanımı zorunlu hale geldi.
Daha önceden 1453 yılında fethedilerek bir İslam toprağı haline getirilen İstanbul’umuza Konstantinapol adı verilirdi ve Osmanlı hükümetleri bu durumu hiç önemsemezdi. Ancak Atatürk Türkiye’siyle birlikte İstanbul, İstanbul oldu.
Sadece bu sebepten bile Atatürk’e binlerce defa teşekkür etmemiz gerekir.

Günün Sözü:

Adalet mülkün temelidir
Hazreti Ömer
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi