CHP’nin yol haritası!

CHP’nin sandıktan birinci parti çıktığı 31 Mart yerel seçimlerinden 2-3 gün sonra gündeme gelen erken seçim konusundaki tartışmalara mesafeli yaklaşan CHP lideri Özgür Özel’in geçen yıl 5 Temmuz’da “Eğer geçim olmazsa, seçim olur” ifadesinde karşılık bulan strateji değişikliği son yaşanan olaylarla ete kemiğe bürünüyor.
Sınırlı sayıdaki sandıklara rağmen 23 Mart’ta 15 milyondan fazla yurttaş oylarıyla Ekrem İmamoğlu’na destek oldu. Millet İmamoğlu’na sahip çıktı. 
Yargı eliyle kıskaca alınan Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilip, tutuklanmasına tepki olarak başlayan yurttaş ve öğrenci eylemleri CHP’nin yelkenlerini doldurmaya devam ediyor.
Bu süreci öngörüleriyle iyi tahlil eden CHP Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan, ocak ayında adeta istikamet çizen 9 maddelik bir yol haritasını ortaya koymuş, Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına açık desteğini ilk ilan eden ve ilk imzayı veren vekillerden biri olmuştu.
Gelelim bugüne…
CHP son yaşananlardan sonra nasıl bir yol haritası çizecek?
CHP Milletvekili İbrahim Arslan, yaptığımız görüşmede, bugün (dün) Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığını resmileştirecek adımların atılacağını söyledi.
Bilindiği üzere bir kişinin Cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için ya 100 bin seçmen imzasını toplaması ya da 20 milletvekilinin desteğini alması gerekiyor.
CHP tüzüğüne göre de CHP milletvekillerinden oluşan parlamento grubunun onayı ve Parti Meclisi’nin onayı lazım.
Arslan, bugün yapılacak CHP kapalı grup toplantısında, İmamoğlu için bu onayın verileceğini ve PM’nin bunu tescilleyip ilan edeceğini söyledi. 
Sonra…
Bu toplantıda CHP’nin eylemlilik sürecine ilişkin yol haritasının belli olacağını da ifade eden Arslan, artık Türkiye’nin önünde bir Ekrem İmamoğlu gerçeği olduğunu, erken seçimin zorunluluğuna dikkati çekti.
Arslan, CHP örgütleri ve üyelerini aşan, öğrenciler dahil geniş halk kitlelerinde karşılık bulan “19 Mart darbesi” tepkiselliğinin iyi anlaşılması gerektiğine vurgu yaparak, şunları söyledi:
“CHP ve CHP’li belediye başkanları üzerinden yürütülen soruşturmalar, gözaltılar ve tutuklamalarla AK Parti iktidarının yargıyı sopa olarak kullanarak siyaseti dizayn etme çabası olduğu tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı. 
Temelsiz, gizli tanıklarla suç oluşturma gayretindeki yargı bir yanda, kendisine en büyük rakip olarak gördüğü İmamoğlu’nu cezaevine atarak iktidarını sürdürebileceğine inanan Cumhurbaşkanı Erdoğan diğer yanda. 
Artık geri dönülemez bir noktadayız. CHP olarak bu haksızlığı, yaşanan adaletsizlikleri alanlarda, her ortamda haykırarak bu acımasız tek adam yönetimine erken seçimde son vereceğiz. 
Bayram sürecinde imza kapmamız başlayacak. Hedefimiz Erdoğan’ın son seçimde aldığı 27,7 milyondan fazla imza toplanması. Bayramdan sonra İzmir, Ankara, Mersin, Antalya, Adana, Trabzon ve Bursa’da mitingler yaparak bu süreci diri tutacağız. Tüm bu kararlar ve başka eylemlilik süreci bugünkü toplantıda şekillenecek.”
Hasılı…
Ok yaydan çıktı, artık hiçbir şey 19 Mart’tan önceki gibi olmayacak.

Anadolu Üniversitesi’nden gazetecilere akıl almaz yasak!

 Türkiye genelindeki üniversite öğrencileri, İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanmasına tepki göstermek ve yaşadıkları gelecek kaygısını dile getirmek için boykot kararı aldı.
Boykot kapsamında derslere girmeyen öğrenciler, kampüslerde oturma eylemi ve basın açıklamaları yaparken, akşam saatlerinde de kentlerin merkezi noktalarında buluşup yürüyüşe geçiyorlar.
Eskişehir’de de durum diğer illerden farklı değil.
Önceki güne kadar Anadolu Üniversitesi Yunusemre Kampüsüne girip öğrencilerin açıklamalarını kamuoyuna duyuran gazeteciler dün kampüse alınmadı.
Bugüne kadar basın kartını gösterip kampuse giren gazetecilere yasak getirildi.
Özel güvenlik görevlileri, rektörlük kararıyla gazetecilerin kampüse alınmasının yasaklandığını söyledi.

Rektör kim?

Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı iken yakın zamanda Anadolu Üniversitesine Rektör  olarak atanan, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi mezunu Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel.
Akademisyen olmasa gazeteci yani meslektaşımız olup belki de bu haberleri yapması gerekecek Prof. Dr. Adıgüzel, enformasyonun, kamuoyunun bilgi almasının önüne set çekmeye çalışıyor.
Ancak şu bir gerçek ki… 
Dijital çağda, iletişim kanallarının bu kadar geniş olduğu bir dönemde kimsenin sesini kısamazsınız.
Unuttuysanız, hatırlatırım.