Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasaklarla mücadele etmek için göreve gelen iktidarın 20 yıl sonunda ülkeyi nereye getirdiğini tek tek anlatmaya ömrümüz yetmez.
Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasaklarla mücadele etmek için göreve gelen iktidarın 20 yıl sonunda ülkeyi nereye getirdiğini tek tek anlatmaya ömrümüz yetmez.
Ancak Türkiye’nin pek çok şehrinden daha özgür, daha çağdaş, daha rahat diye düşündüğümüz Eskişehir’de dahi yasakların, yaşam tarzına müdahalenin ve bağnaz bir zihniyetin hamlelerini görmeye başladıysak, durum sandığımızdan daha da vahim demektir.
Eskişehir Valiliğin önceki gün Eskişehir ve Festivalle ilgili ülke gündemine giren yasağından bahsediyorum.
Adrese teslim ihale gibi incecik bezenmiş ve hazırlıkları son aşamaya gelmiş AnadoluFest’i hedef alan yasak kararından.
Bu yasak öyle sıradan, altyapısı olmayan bir yasak değil.
Bu yasak insanların yaşam şekline direkt müdahale eden, hukuki açıdan yani anayasal haklar açısından bile tartışılacak kocaman bir hamle.
Altı dolu dolu diyemeseler bile gençler bir araya gelmesin, alkol tüketmesin, müzik dinleyip eğlenmesin istiyorlar.
Eskişehir’e bu kadar özgürlük fazla, siz uslu uslu oturun, ders çalışın ve sakın alkol tüketmeyin diye aba altından sopa gösteriyorlar.
İnanın bugüne kadar bu etkinliklere hiç katılmadım, yaşım ve enerjim müsaade etmiyor ama şehrimde böyle organizasyonlar olmasına bayılıyorum.
Şehir gençliğinin eğlenmesi, renkli görüntüler bir yana şehir ekonomisine katkısı olan bir işin hem de sahne kurulum aşamasına gelmişken yasaklanmasını nasıl açıklarsınız?
Bu yüzden Valilik tarafından alınan karara bir Eskişehirli olarak son derece tepkiliyim.
Bir süre sonra başka bir şehre atanacak, bu şehirli olmayan bir mülki amirin bu şehrin tabiatına ve kültürüne zarar veren bir karara imza atması ya da imza atması için baskı altında kalmasından büyük rahatsızlık duyuyorum.
Ülkenin mültecilerden kaynaklı güvenlik sorunlarına, bağnaz zihniyetlerin 3,5 yaşındaki bebeklerin bale kıyafetlerine bile musallat olan sapık söylemlerine, mafyanın günden güne elini kolunu sallayarak şehirlerde boy göstermesine sessiz kalanların “alkol alınıyor” diye bir festivali hedef almasına sessiz de kalmayacağım.
Bırakın kardeşim alkol alıyorlar geyiğini… Bu ülkede alkol ve sigara tüketenlerin vergisi olmasa diyanet bütçesi bile zora girer.
Kaldı ki sen içmezsen içme, başkasının tercihinden sana ne?
Biz bu ülkede yakın geçmişe kadar kamu kurumlarının sosyal tesislerinde, trenlerin yemekli restoranlarında, devlet kurumlarının resepsiyonlarında hatta kahvehanelerde bile alkol servisi yapılan günlere tanık olduk.
Sonra yavaş yavaş hepsi yasaklandı.
Ama çocuklara tecavüz edenler, kadınları katledenler, hayvanlara işkence edenler, çevreye, doğaya, insana hatta cansız mankenden, damacanaya kadar zulüm edenler çoğaldı.
Alkol tüketimi çoğu yerde yasaklandı ama yolsuzluk yapanlar, devleti kandıranlar, darbeye kalkışanlar, hapishaneler çoğaldı, doldu taştı.
İnsanların yaşam şekline ayar vermekten vazgeçin. İlla bir temizlik yapacaksanız işe lüks arabalarla her gün poz verenlerle, bakanla fotoğraf verip milleti dolandıranlarla ve arabalarda pudra şekeri ile dolaşanlarla başlayan bu işe…