CHP içerisinde yaşanan değişim tartışmaları, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamalar ve bu açıklamalara Yılmaz Büyükerşen’in verdiği karşılık, “Kazım Kurt’un adaylığında sorun yaşanır mı” sorusunun kafaları kurcalamasına neden oldu.
CHP içerisinde yaşanan değişim tartışmaları, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamalar ve bu açıklamalara Yılmaz Büyükerşen’in verdiği karşılık, “Kazım Kurt’un adaylığında sorun yaşanır mı” sorusunun kafaları kurcalamasına neden oldu.
Hep ifade ettiğim bir gerçek var. İki kere üst üste seçim kazanan mevcut bir belediye başkanını aday yapmamak intihar olur. Seçim sürecinde en çok ihtiyaç duyulan bütçe, lojistik ve insan kaynağı desteğini bir kere unutun. Dahası, aday yapılmayan mevcut başkanın bağlantıları ve ona gönül verenler de göz önünde bulundurulmalı. Aklı selim hiçbir parti, böyle bir riski göze alamaz. Ayrıca burası Şişli değil, Odunpazarı! Ceketini koyanın seçim kazanabileceği bir ilçe değil. Bu nedenle Kazım Kurt’un adaylığı konusunda bir sorun yaşanacağını zannetmiyorum.
*
Bu noktada ES TV’de sohbet ettiğimiz Kazım Kurt’a; adaylığı, değişim taraftarlığı, il kongresinde alınan sonuç ve Büyükerşen ile ilişkileri konusunda sorular yönlendirdik. Kurt’un verdiği yanıtlar net olduğu gibi oldukça çarpıcıydı.
*
Önce, Kurt’un, “Yılmaz Büyükerşen ile aranız nasıl” sorusuna verdiği cevabı aktaralım.
Dedi ki Kurt:
‘ARAMIZIN İYİ OLUP OLMADIĞINA O KARAR VERSİN’
“Bu sorunun doğrudan muhatabı Yılmaz Hoca’dır. Ben saygı çerçevesinde, parti hukuku içerisinde ve büyüklük düşüncesiyle Yılmaz Hoca aleyhinde bir şey söylemem. Doğru da olmaz, öyle bir gerek de yok. Aramızın iyi olup olmadığına o karar versin. Benim büyüğüm, bir şey demem. Ben partiliyim, partideki herkes benim dostum.”
Bu cevap, Büyükerşen ile Kurt arasında bir sorun olduğunu gösteriyor aslında. Fakat Kazım Kurt, her şartta Büyükerşen ile çalışacağının mesajını veriyor.
*
Gelelim il kongresine… Favori olarak Kazım Kurt’un adayı Figen Kahya gösteriliyordu. Ancak Büyükerşen ile Ataç’ın adayı Talat Yalaz seçimi kazanarak il başkanı oldu. Kazım Kurt, Yalaz ile ilgili net konuştu: Bizim şu anda siyaseten amirimiz Talat Yalaz’dır!
Kurt, elbette sadece bunu söylemedi. Adrese teslim mesajları da vardı. Şöyle ki:
‘ÜÇ YIL İL BAŞKANI RECEP TAŞEL RANDEVU ALAMADI’
“Eskişehir’de yapay bir ayrılık yaratıldı, 2020’de yapılan il başkanlığı seçiminden sonra. Bir kongreye girdik, iki adaydan biri kazandı, diğeri kaybetti. Ne olurdu kazanana hayırlı olsun deseydik? Hiçbir sorun olmazdı. Ama üç yıl İl Başkanı Recep Taşel randevu alamadı. Odunpazarı İl Başkanı dendi. O zaman huzursuzluk büyüdü. 24 Eylül’de Eskişehir’de il kongresi oldu. Bizim desteklediğimiz aday kaybetti. İlk gidip tebrik eden, önünde ceketimi ilikleyen ben oldum. İşin doğrusu budur. Ben particiyim. Sayın İl Başkanı Talat Bey benim asla düşmanım olamaz. Bizim şu anda siyaseten amirimiz Talat Yalaz’dır. O ne derse onu yapmak zorundayız. Ben olaylara böyle bakıyorum.
‘BANA BAŞKA PARTİDEN TEKLİF GETİRMEYE CESARET EDEMEZLER’
Parti içindeki olayları sanki bir kavgaymış gibi sunmaya çalışmamız kadar partiye zarar veren bir şey yoktur. Ben herkesi severim, herkesle ilişki kurarım, herkesle de politika yaparım. Çünkü aynı beyannamenin altına imza atmışız. Buna imzayı atıp da ondan sonra ‘ben aday olabilirim, açığım, hangi partiden teklif gelirse bekliyorum’ denir mi? Böyle şey olur mu? Yani bana niye filanca parti ‘gel bizden aday ol’ demeye cesaret edemiyor? Herkes aday arıyor. Çünkü ben CHP’li bir belediye başkanıyım.”
*
Artık bilmeyen yok… Kazım Kurt, CHP Genel Merkez yönetiminde bir değişim istiyor, Özgür Özel’i destekliyor, bu noktada çalışmalarını yürütüyor. Peki, Kemal Kılıçdaroğlu kazanırsa ve Yılmaz Büyükerşen de istemezse Kazım Kurt’un adaylığında sorun yaşanır mı? Yazımın başında bu sorunun yanıtını verdim aslında, Kazım Kurt olağanüstü bir durum yaşanmazsa elbette aday. Peki, Kurt bu konuda ne düşünüyor? Okuyalım…
‘ASIL SOKAĞIN SESİNİ ANLATMAZSAM PARTİME İHANET ETMİŞ OLURUM’
“Kazım Kurt için ‘efendim genel başkana karşı çıktı’ diyebilirler. Buna kim niye sinirlenebilir, niçin kızsın genel başkan, böyle bir hak kimde var? Ben düşüncelerimi çok açık söylüyorum, çünkü ben sokakta politika yapıyorum. Sokağın sesini ben genel merkeze anlatmazsam, ben genel başkanıma anlatmazsam, o zaman genel başkanıma ihanet etmiş olurum. Efendim çok başarılısınız, tebrik ederim, yüzde 49 aldınız… Ama asgari ücretle geçinmek hala mümkün değil, gazeteciler hala hapishanede, Avrupa Konseyi bizi dışlamak üzere… Şimdi böyle bir ortamda kendi konforumuz bozulmasın, ben yeniden belediye başkanı olayım diye… Yani bakın ben yeniden belediye başkanı olduğum zaman işsizlik sorunu çözülecek mi, çözülmeyecekse o zaman benim belediye başkanı olmamın bir faydası yok. Bizim arkadaşlarımızın biri milletvekili oldukları zaman kişisel olarak çok başarılıdır, ama Türkiye’deki sorunlar çözülemediyse, yani TBMM’deki 600 milletvekilinden sen sadece 130’unu alabildiysen başarılı değilsindir. CHP’nin milletvekili seçiminde parti oyu diye aldığı oy hala yüzde 25 ise başarılı değilsindir. AK Parti yüzde 49’dan yüzde 35’e düşmüş. CHP’nin oyu bir puan artmamış, başka partilerden isimleri listelerine koymasına rağmen. İYİ Parti’nin oyu bir puan artmamış. Yeşil Sol Parti olarak seçime giren HDP’nin oyu bir puan artmamış. O zaman muhalefet oturacak kendini değerlendirecek. Eh, ben çok başarılıyım! İyi de oy artmamış. AK Parti’den giden yüzde 14 oranındaki oy başka yere gitmiş. Sizin boşluğunuzu başkaları doldurmuş. O nedenle ben bunları gizlersem o zaman partime ihanet etmiş olurum.
‘BÜYÜKERŞEN’İN BİR SÖZÜYLE BIRAKIP GELDİM’
Benim genel başkanımla kişisel bir sorunum yok. Emreder, biz görev süresi içerisinde yaparız. Saygıda kusur etmeyiz, onu eleştirirken hakaret etmeyiz. Ama bu doğruları da söylememiz lazım. O nedenle makam mevki benim için çok önemli değil. Ben solculuk yapıyorum. Ben halkın mutluluğu için adım atmak istiyorum. Ben eğer illa bir şey olayım diye düşünseydim, milletvekilliğini bırakıp gelmezdim. Ben bir söz üzerine bırakıp geldim milletvekilliğini. Yılmaz Büyükerşen’in bir sözüyle bırakıp geldim. Her şeyi gene bırakırım. Ben bakan olmam, CHP’nin genel başkan yardımcısı olurum. Bu önemli bir şey. CHP’nin genel başkan yardımcısı olmak, bakanlıktan daha önemlidir. CHP, iktidarda da olsa, muhalefette de olsa bu ülkenin temel taşlarından biridir.
‘ESKİŞEHİR’DE SEÇİMİ KAZANACAKSAK KAZIM KURT ADAY OLACAK’
Bakın dünyada da böyledir, Türkiye’de de böyle. Bir yüzde 10’luk nüfus beyler gibi yaşıyor. Eskişehir’de 900 bin nüfus var. 90 bin kişi için dünya güllük gülistanlık, hayat çok güzel onlar için, bir gün Paris’e giderler, bir gün Londra’ya… Ama geriye kalan yüzde 90, o yüzde 90’ın da yüzde 20’si 30’u eh işte bizim gibi geçinir… Şu anda yüzde 50’nin üzerinde bir yoksulluk var. Dolayısıyla şimdi bizim böyle bir ortamda ne konforumuz olabilir? Yani ben hangi koltukta oturursam bunu çözerim? Çözemeyeceksem o zaman o koltukta niye oturayım? Vururum tekmeyi giderim. O nedenle beni hiçbir şey bağlamıyor. Kim ne derse desin, kim kendi konforuna bakarsa baksın… İki kere belediye başkanı olmuşum, üçüncü defa olduğum zaman neyim artacak? Kişisel bir beklentim olsa ben başka işler yaparım. Ben serbest avukatlık yaptığım zaman yoksulun avukatlığını yaptım zenginin değil. Çünkü o hakkı aranması gereken yoksul. Bizim solcu olarak görevimiz yoksula sahip çıkmak. Solcu olarak görevimiz ezilene yardım etmek. Solcu olarak görevimiz dezavantajlı olanlara karşı. Biz bunları unutursak hangi koltuk beni tatmin eder? O nedenle bu böyle biline. Benim şöyle de bir takla atacak halim yok. Ama Eskişehir’de seçimi kazanacaksak herkes ona göre bakacak, Kazım Kurt aday olacak. Bu garibin her yerde katkısı olur, etkisi olur. Bunu denemeye kalkmanın bir anlamı yok.”
*
Evet, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un ifadeleri bu yönde. Tüm bu açıklamalarından yola çıkarak söyleyebilirim ki: Kurt’un adaylık konusunda endişesi yok. Aday yapılmadığı taktirde de kaybedeceği bir şeyinin olmadığını, derdinin Türkiye’nin geleceği olduğunu söylüyor. Doğru da söylüyor. Keşke herkesin derdi Türkiye olsa.