Gerçek bir hikaye lazım

Altınordu modelinin örnek alınması ve bunu camiaya aşılamak 7’den 70’e herkesin memnuniyetle karşılaşacağı bir konu. Ancak asıl sorun Eskişehirspor, Altınordu gibi bir kulüp mü? Yönetimde zaten Altınordu modeli düşüncesinde ancak sadece düşüncede kaldığı aşikar…
Son yıllardaki yönetimler arasında bu modeli kulübü yansıtacak en uygun yapı Akgören ve ekibinde. Ancak dediğim gibi şu an için düşüncede kalıyor. Örnek alınan Altınordu’ya baktığımız zaman yıllardır Hüseyin Eroğlu gerçeği ile karşılaşıyoruz. Eskişehirspor bunu Mustafa Özer ile yapmaya çalıştı ancak ne yönetim ne de Özer bunu başarabildi.
Aslında sorun burada başlıyor. 6 yıldır bu ligde olan Altınordu’yu kısaca ele alırsak; 1. Lig’e çıktıktan sonra Hüseyin Eroğlu önderliğinde hiçbir zaman iddialı olmadılar. Altınordu’nun vizyonunu burada yazmama gerek yok. Kulübün yapısını ve Türk futboluna katkılarını hepimiz biliyoruz. Ancak değinmek istediğim konu ise istikrar. İstikrar ile bu ligde yaşıyorlar ve önemlisi ise uzun galibiyet hasretlerine de oldukça sabırlılar. İstikrardan kastım sadece teknik heyet bazında olacak. Skor ve performans açısından incelendiğinde ligde inişli-çıkışlı performans sergileyen ekiplerin başında yer alıyor Altınordu…
2015-16’da 9 maç üst üste kazanamadılar, 16-17 ve 17-18’de üst üste kazanamadıkları maç sayısı ise 7. 18-19’da ise Eroğlu ile 14 maç kaybetmediler bu periyotta 8 galibiyet aldılar. Geçen sezon ise yine üst üstte 7 maçta 3 puana hasret kaldılar.
Kulübün mali yapısı ve zirve iddialarının olmayışı gösterilen sabrın en önemli unsuru… Camiaya uygun ve düzgün karakteriyle bilinen Eroğlu’nu burada kötülemek amacında değilim. Göstermek istediğim Altınordu modelinin şu an için Eskişehirspor’dan uzak kaldığı.
Altınordu üreten ve ürettiğini çok iyi pazarlayan bir kulüp. A takımda şans bulan futbolcular her zaman iyi performans göstermek zorunda. Gösterilmediğinde alttan gelecek ismin formayı hemen kapacağının farkında! Eskişehirspor’da ki mevcut kadronun içerisinde yaşanan düşüşün en önemli nedenini de buna bağlayabiliriz. Alt yaş grubunda yer alan futbolcunun, A takımda bulunan oyuncuya tehlike arz etmemesi. Aslında bu da bana modelin en önemli unsuru.
Eğer bir modeli ele alacaksak buradan başlayabiliriz. Altyapı ve teknik heyette istikrar önemli ama öncelikle tüm yapıda istikrar gerekli… Bu modeli örnek alan Eskişehirspor Kulübü’nün 4 yıldır mücadele ettiği 1. Lig’de 5 başkan 9 teknik adam değiştirdiğini hatırlatmakta fayda var.
Öncelikle bu kulübün bu ligde yaşamasını sağlatmalı ve daha sonra kendi modelini oluşturması daha gerçekçi bir hikaye gibi duruyor.