İlgililer mutlaka biliyordur ama ben yine de hatırlatayım Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) aralarında ESOGÜ’nün de yer aldığı 4 Üniversite için resmi internet sayfasında ilana çıktı.
Rektör adaylığı için başvuru yapacakların en geç 20 Mayıs tarihine kadar işlemlerini yapmasını istedi.
Bu noktada kimlerin başvuru yaptığı ya da yapacağını net bir şekilde bilmiyoruz.
Tahmin ettiğimiz isimler, kafamızdan geçenler, aday olması muhtemel bazı isimler kulağımıza geliyor.
Ancak şehirdeki pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da dönüp dolaşıp Eskişehir insanı meselesinde takılıyoruz.
Takılmakla kalmıyor, şehrimiz ve şehrimizin akademik insanları adına üzüntü duyuyoruz.
Rektörlük için aday olan, ismi geçen, atanması mümkün diye düşünülen isimlerin içinde Eskişehirli bir rektör adayının olmaması sizi bilmem ama bana çok garip geliyor.
Çünkü geçmiş dönemlerde Eskişehir’e hâkim, şehirle iletişimi yüksek, şehir insanının, esnafının, cemiyetinin içinde yer alan ve üniversitelerimizin marka değerini yükselten rektörlerimiz vardı. Halen daha şehrin sokaklarında karşılaştığımız ve büyük saygı duyduğumuz hocalarımız ile onlardan sonra göreve gelenleri kıyas edince nasıl garip gelmesin.
Rektörlerimiz kusura bakmasınlar, çok iyi insan, çok değerli bilim insanları olabilirler.
Ancak görev süreleri bitince bu şehirden ayrılacaklar. Yani şehre karşı kendilerini çok sorumlu hissedecekleri bir duygudaşlık, aidiyet yok.
Ben isterim ki rektörlerimizi cenazelerde, düğünlerde, mutlu günlerde de görelim. Şehir esnafını ziyaret ederken, Eskişehirspor maçlarında da karşımıza çıksın.
Hüsnüniyet lokantasında çorba içerken, Dede Korkut parkında yürüyüş yaparken, spor kıyafetleri ile kendi başına gezerken de rastlaşalım.
Bu şehrin ruhunu, kültürünü yetmez yönettikleri üniversitenin kültürünü, geleneklerini de ezbere bilsin. Her yeni gelen rektör kendi ihtisas alanında bir fakülte açmasın.
Eksik, yanlış, hatalı işler yaparsa tekrar şehrin sokaklarında karşısına çıkacağını bilerek, sorumlu ve dikkatli hareket etsin.
O yüzden mesele sadece şehir milliyetçiliği değil biraz da teknik ve taktik işlerlik adına Eskişehir adayı, adayları meselesine dönüyor.
O yüzden 20 Mayıs tarihinde sona erecek başvurularda mutlaka Eskişehirli rektör adaylarını görmek isteriz.
Hem alacakları oyları hem de atamalarda nasıl bir yol izleneceğini tatbik etmiş oluruz. En azından denemiş oluruz değil mi? Sahi, ne kaybederiz?
Koşarsoy’un Anahtarı O Kapıyı Açmaz
Son günlerde Eskişehir’in biraz dar, biraz sıkışık bazen tekrar düşen siyasi yapısında ciddi bir hareketlenme var.
Nabız yoklayanlar, kenardan kafayı çıkaranlar, meydanı atıl ve boş görenlerin kulislere bıraktığı mektuplar bir bir zarflarından çıkıyor.
Mesleğimiz gereği bu mektupları okuyan, kendince bir şeyler katan veya kendi yorumlarını katarak aktaranlara da sıklıkla tanık oluyoruz.
Bu kulislerin içinde geçen pek çok isim tanıdık, bildik isimler. Ancak birkaç keredir geçmişte siyasi kapıların ciddi bir şekilde kendisine kapandığı Ertan Koşarsoy ismini de duyduk.
Koşarsoy’un yeniden siyaset yapacağını hatta Belediye Başkan Aday Adayı olacağını söyleyenlere “yok artık” diye istemsiz bir tepki verdik.
Çünkü Koşarsoy’un elindeki anahtarın CHP kapılarını açmayacağını, geçmiş yıllarda yaşananların ardından kapıdaki kilitlerin değiştiğini ve işlerin eskisi gibi el yordamıyla olmayacağını biliyoruz.
Çünkü CHP’de o dönemin kahramanları halen görevde. O dönem kendilerine yanlış yapıldığını düşünen insanlar halen daha CHP’nin en güçlü aktörleri ve bazı siyasi gafların zaman aşımı olmuyor.
Malumunuz Koşarsoy DSP sürecinden başlayarak Yılmaz Büyükerşen’in gölgesi gibi yanında olan, üstelik güçlü bir meclis üyesiydi. Önemli kararlarda sözü geçen, ağırlığı olan bir isimdi.
Büyükerşen’in ona duyduğu güven pek kimseye nasip olmazdı.
Ancak yavaş yavaş işler değişmeye, farklılaşmaya başladı.
10 yıl kadar öncesi ama bazı şeyleri netlikle hatırlıyorum
Hocanın prensi konumunda olan Koşarsoy’un Ak Parti adayı Harun Karacan ile olan ilişkisi herkesçe konuşulmaya başladı. Daha da vahimi Karacan’ın Büyükşehir adayı olarak hocanın karşısına çıkması için aleni olarak destek verdiği iddia edilmeye başladı.
Söylentiler sonrası Karacan’ın Ak Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olması da bu söylentilerin tuzu biberi oldu.
Neden böyle bir keskin dönüş oldu. Oldu mu? Olmadı mı? İşin içinde başka işler var mıydı? Bilemiyoruz.
Çünkü DSP, CHP ve Ak Parti mi diye başlayan pek cevapsız soru ile birlikte Koşarsoy kontak kapattı ve siyasi sürecin dışında kaldı.
Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz derler. Siyasette böyle bir sancılı süreç yaşanınca ve süreci yaşayanlar hala belirleyici güç olarak mesaisine devam ediyorsa, eski anahtarlar o kapıyı açmaz.
Hadi daha da açık yazayım.
Büyükerşen sadece Eskişehir değil Türkiye nazarında bu kadar büyük bir güç iken kendisine yapılanları sineye çeker ve vize verir mi? Büyükerşen ile zaman zaman anlaşmazlığa düşseler bile yıllardır yol arkadaşlığı yapanlar bu duruma izin verir mi?
Hiç sanmam. Siyasette kavga eden barışır ama şüphe baki bir olgudur.
Kilidi açan anahtar kişiye özeldir.
Yanınızda sevilen, güçlü, doğru, muhtemel şansı daha yüksek birisi olması size fayda sağlamaz.
Zaten kimse kendi anahtarını başkasına kalıcı olarak vermemiştir, vermez.
O yüzden siyaseti daha çok yazmaya başladığımız bu günlerde böyle iddiaları, nabız yoklamaları ve ortalıkta dolaşan mektupları normal buluyorum. Normal olmayan bu mektupları yazan ve okuyanların ya hafızalarını kaybettiği, ya mevcut aktörleri yok saymaya kalktığı ya da Eskişehir’i fazla küçümsemesi…
Çünkü dönüyor, dolaşıyor ve aynı yere geliyoruz. Hızlı ya da yavaş gitmek geleceğimiz yeri değiştirmiyor.
Bir önceki Rektör Eskişehirli idi, ondan önceki de. Dışarıdan olmasının ne mahsuru var? Onlar da bu ülkenin vatandaşı, bilim adamı BELEDİYE BAŞKANLIĞI DEĞİL BU! AYNI ŞEHİRDEN OLSUN! Bu arada yorum yazan HUKUK 'a soruyorum. sendika konusuna gelirsek 22 yıl aynı sendika vardı! Kimler nereye atandı? O sendikanın yönetimindekiler, en az 20 kadroya atandı! İsim isim yazayım isterseniz! 22 yıllık bir tabu daha yeni yıkılıyor!
sadece idari değil akademik atamalardada sendikanın dahli olduğunu inkar etmeyeceksin herhalde Marko
Ne yazık ki üniversiteyi bir sendikaya teslim ettiler. Sendikanın onayıyla yönetici atandığı söylentisi ayyuka çıkmış durumda. En iyisi yardımcılarını da alıp gitsin
Biz Eskişehir'li akademisyenler akademinin Eskişehirspor'uyuz.