Eskişehir Cezalandırılıyor

Çok değil tam 1 ay önce bu satırlardan Zafer Havalimanı ve skandal diye bir yazı paylaşmıştık.
 
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yüzde 99 sapma payı ile yolcu garantisi verdiği Zafer Havalimanı için daha önce sözlü olarak dile getirdiği ve akıllara ziyan talimatı hiç sıkılmadan yazılı genelgeye dönüştürmüş ve havayolu şirketlerinin Zafer havalimanını kullanmasını dikte etmişti.
 
Yani bugün Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı hakkında konuştuğumuz acı gerçeklerin tohumu bundan 1,2 ay önce atılmıştı.
 
Şimdi bıçak kapıya dayandı ve her yıl 100 binden fazla gurbetçinin Eskişehir’e geldiği uçak seferlerinin iptal edilmesi ile ilgili süreç başladı. Herkes bir isyan, bir telaş, bir panik içine düştü.
 
İktidar temsilcileri gerekli görüşmeleri yapıyoruz, bu karardan vazgeçilmesi için ilgili makamlara görüş bildirdik diye birbiriyle yarışan açıklamalar yapıyor.
 
İyi, güzel, hoş fakat bugüne kadar aklınız nerdeydi?
 
Hadi vatandaşı anlarım ama şehrin atanmışlarının bu gelişmeye bizimle aynı anda tepki verme, şehri resmen cezalandıran bu tür hamlelere son dakika karşı çıkma lüksü var mı?
 
Bakın yazılı genelge diyorum, 1 ay önce gündeme geldi, köşemize de aldık diyorum.
İşte o zaman bu meseleyi ciddiye almak ve henüz olgunlaşıp bu duruma gelmeden gereğini yapmak lazımdı.
 
Kamuoyu seçilmişleri ittirmeden, seçilmişler kamuoyu karşısına çıkacak ve böyle bir konu gündeme geldi, biz ise karşı çıktık ve engelledik demeliydi.
 
Eskişehir gerçekten sahipsiz bir şehre dönüştü. Cumhuriyetle birlikte elde ettiği tüm kazanımlar birer birer elinden kayıp gidiyor. Açık ve net bir şekilde bu şehir gözden çıkarılmış ve üst üste ceza kesiliyor.
 
Kitabımda da belirtmiştim. Bu şehir 1933 yılında THY’nin kurulduğu şehir diyebiliriz. İlk resmi uçak seferi Eskişehir – Ankara – İstanbul arasında yapıldı. Senelerce de bu uçuşlar sürdü. İlk hava harp okulu bu şehirde açıldı.
 
Havacılığın beşiğiyiz yani. Ancak sanki her liman kar ediyor gibi zarar ediyor diye Türkiye’de resmi uçak seferlerinin kaldırıldığı tek şehir Eskişehir oldu.
 
Demiryollarının kavşak noktayız. Kavşak noktasının tam ortasında TCDD’nin kurucusu Behiç Erkin’in mezarı var.
 
Ancak bu şehrin 126 yıllık köklü kurumu Tülomsaş merkezi Ankara olan bir şube müdürlüğüne döndürüldü. Tüzel kişiliği buhar edildi.
50 yıl önce yerli lokomotif yapan tesis bırakın yerli YHT’yi 2 yıldır el arabası yapmadı.
 
Karayollarının beşiğiyiz. Her yol paris derler ya Türkiye’de aşağı yukarı her yol Eskişehir’e çıkıyor. Ak Parti 20 yılda tüm Türkiye’yi yola boğdu. Eskişehir’de ise bırakın çevreyolu’nu, Seyitgazi ve Alpu gibi ölüm yolları bile tamamlanamadı.
 
Yol, ulaşım medeniyettir. Eskişehir’i yücelten ulaşılabilirliğiydi.
Anadolu’nun ortası diye Eskişehir’e Üniversite kurulma sebebi, ilk Danıştay bile Eskişehir’e ulaşım rahat diye bu şehirde kuruldu.
 
Şimdi tüm bunları alt alta koyup bakınca görüyoruz ki, Eskişehir’e ulaşılmasın, ulaşım seçenekleri daralsın, Eskişehir büyümesin isteniyor.
 
Yani altını çize çize Eskişehir’e ceza kesiyorlar.
İktidar temsilcilerimizde itiraz edip, isyan etmek yerine bizi ikna etmeye, teselli etmeye çalışıyor iyi mi?
 
**** **** ****
 
Hasan Polatkan İtibarsızlaştırılıyor
 
Merhum Bakanımız Hasan Polatkan, Eskişehir için değerli, kıymetli bir isim.
27 Mayıs darbesinin demokrasiye kara leke süren idam kararlarından biriyle infaz edildi.
İtibarının iadesi ancak 1990 yılında çıkarılan bir yasa ile sağlandı.
 
Bu kara lekenin hep hatırlanması ve itibarının yüceltilmesi için Eskişehir’de özellikle Nevzat Önder’in üstün gayretleri ile ismi havalimanımıza verilmek istendi.
 
Havalimanlarının isim değişikliği büyük olaydır. Pek örneği yoktur. Buna rağmen çabalar amacına ulaştı ve Anadolu Üniversitesi Havalimanı’nın ismi Hasan Polatkan Havalimanı olarak uluslar arası literatüre işlendi.
 
Ancak 1990’da yasa ile ismine itibarı iade edilen Hasan Polatkan, genelgelerle yeniden itibarsızlaştırılmaya çalışıyor.
 
Resmi seferler iptal, özel uçak seferleri gelmeyecekse bu havalimanı pilotaj eğitiminden başka bir işe yaramayacak demektir.
 
Haliyle bırakın uluslar arası, ulusal litaratürde bile ismin ne önemi kalır?
Varın, siz söyleyin !