Ahmet Deniz Canoruç yazdı
Vatani görevim için yaklaşık 6 aylık bir süreçte siz değerli okurlarımızdan uzak kaldım. Kutsal ve onurlu görevim bittikten sonra soluğu yuvamız ES Group’ta aldık. Geldiğim günden bu yana 4 kez Eskişehirspor’un maçını izleme fırsatı buldum. Eskişehir’den ayrılmadan önce kadronun durumunu biliyordum. Her defasında amacın kümede kalmak olduğunu belirttim, konuştum ve yazdım. Nitekim öylede oldu. Yaklaşık 6 aylık sürede hedef aynı; Kümede kalmak!
Ankaragücü deplasmanından üç puan hayaldi, puanla dönmek büyük bir başarı olurdu. Karşıda şampiyonluğa oynayan ve ev sahibi avantajını sonuna kadar kullanan bir ekip vardı. Ankaragücü’nün oyun anlamında üstün olması kadar normal bir şey yok. Kadro olarak Eskişehirspor’un üzerinde bir ekip… Bu üstünlüğü sadece daha fazla mücadele ederek kırabilirsiniz. Es Es’te bunu 70’nci dakikaya kadar gerçekleştirdi. Yenilen basit gol sonrası direnç kırıldı ve Eskişehirspor havlu attı.
Eldeki kadroyla ne yapılması gerekiliyorsa yapılıyor. Taktik-diziliş bir yere kadar. Gerisi mücadelede saklı… Eleştirdiğimiz Bruno’yu dahi Ankaragücü’nde arar olduk. Kadro bu çünkü, oyuncu grubu bu kadar! Oyunu ileriye taşımakta sıkıntılar yaşanması hem ileri üçlünün formsuz gününde olması hem de Semih’in tek başına kalmasına bağlı.
Sonuç olarak Ankaragücü mağlubiyetiyle hiçbir şey bitmedi. Asıl mücadele şimdi başlayacak. Burada en önemlisi camianın kaybettiği birlikteliği en azından 6 hafta içinde tekrar kazanması olacak. Bunu başaramasak bile en azından her şeyi bir kenara bırakıp takıma sahip çıkılması gerekiyor.