“Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın.” Mustafa Kemal Atatürk -17 Mart 1923, Tarsus-
Annelerimizin annesi Zübeyde Anne’yi, biricik annem ile birlikte yitirdiğimiz tüm annelerimizi rahmetle, hayattaki anneleri saygıyla anıyoruz. Anneler gününüz kutlu, yolunuz açık olsun!
Günlük yaşam akar gider. İyi, güzel ve doğru olan; ondan ders almaktır. Ders alınmayan gün bir bakıma boşa geçen gündür. Ders almaktan kasıt, bugün ya da yarın olacakları “doğru” yorumlamak, doğru tavır geliştirmektir. Aslında bilim de bir bakıma budur. Verilere dayalı bulgular edinip oradan yorum yapmaktır, bilim. Ders alınmadığında olacak olan, dünden bugüne ve yarına kalan daha zor sorun ve durumlarla karşılaşma olasılığıdır. Birileri var ki onlar, annelerimiz… Bize her koşulda ders veren, çaktırmadan öğretenlerdir.
Anneler bizler için bir bakıma öğretmendir. Pedagojik formasyonu olsa da olmasa da onlar bizlerin ilk öğretmenidir. Uzmanlar, ilk öğrenmelerin anne karnında oluştuğunu da vurgulamaktadır. Sevilmeyi, korunmayı, korumayı, temizliği, inançlarımızı, şimdilerde çoğumuz okumayı, hesabı kitabı onlarla öğreniriz. Zaman zaman kızarlar, öfkelenirler, süpürge veya terlik fırlatırlar. Bu eylemleri bile bizim içindir. Ters bakarlar, bazı bazı eskiler de beş kardeş gösterseler de tüm bunlar yine bizim içindir. Çok şey düşünürler bizler için. Okumamızı, iyi yetişmemizi, iyi bir gelecek kurmamızı, iyi bir meslek edinmemizi, iyi bir yuva kurmamızı isterler. Hepsi candan, yürekten, hep bizim içindir. Çünkü annelik duygudur, özlemdir, sevgidir. Şuna bakar mısınız?
Ana kucağı, ana ocağı ne kadar anlamlı ve tatlı ifadelerdir.
Anneleri bir motivasyon teorisiyle anlatırım genelde. Herzberg’in iki etmen teorisi. Teori uzun bir öykü. Uzatmadan özetle şöyle diyor teori: Varlığında pek farkında olmadığımız, yokluğunda aradıklarımız bizlerin asıl güdü kaynaklarıdır. Analar işte böylesi değerlerdir. Çoğunlukla değerlerini bilsek de yanı başımızda olsalar da pek farkında değilizdir. Bu nedenle analarımız bizim asıl güdüleme kaynaklarımızdır.
Nar tanesi Teyze güzel annem de diğerleri de candır.
Olduk olası bildik bilesi çoğumuzda bir başka anne sevgisi vardır. Annecikler bir sevdadır. Nasıl olurlarsa olsunlar onlar bizim için bir başkadır. Kimi zaman aşımızın ekmeğimizin pişireni, yuvamızın temizleyeni, ilk günden emzireni, doyuranı, yoklukta da varlıkta da sığınağımız… Arkamızdaki dağımız olan babamız gittiğinde toplayanımız, koruyanımız direğimiz… Çünkü anneler candır.
Annecikler çocuklarıyla güler, çocuklarıyla ağlar. Ülkemizin zor günleriydi. Okullarda, sokaklarda zulüm estirirdi azgın. Anaların doğurduğu, onların öldürdüğü günlerdi. Biricik annemin her akşam saat on sularında burnu kanardı. Doktor kanamasının çok iyi olduğunu ve tansiyondan kaynaklı olduğunu söylemişti. Bu olaydan kıssadan hisse; annelerin çocuklarıyla nefes alıp verdiklerinin bir örneği olduğudur. O gün bugün hep anlatırım bunu. Çünkü anneler candır.
Anlatamadıklarınız vardır, başkalarına gidemezsiniz; onlara gidersiniz, onlarla paylaşırsınız. Kimi zaman manevi kimi zaman maddi gereksinimler... Bizim kuşak için anneler, bir parça baba ile bizler arasında da köprü gibiydiler. Korumacıdır, Anadolu’nun anaları. Yemezler, yedirirler. İçmezler, içirirler onlar. Uykusuz kalırlar, uykusuz bırakmazlar. Aç kalırlar, aç bırakmazlar. Çünkü anneler candır.
Annelerin yüreği ak, yazmaları kadar aktır. Karınca ezmez; saf, temiz yürekleri ile toplumun barış güvercinleridir onlar. Kavgayı ayıran, orta yolu bulan, garibe sahip çıkan onlardır. Doğaya, toprağa, ülkeye sahip çıkan da onlardır. Çoğu zaman dik duran yine analardır. Çünkü anneler candır.
Anneler kızar, darılır ancak hep yol gösterirler. Sevgiyle yoğrulan yürekleri hep barıştan yanadır. Çocuklarını sakınırlar. Uzlaşmacı, hâl hatır sorucu, sorunları çözücüdür anneler. Demokrattır anneler. Çünkü anneler candır.
* * *
Anneler Günü’ne tarihsel bakış:
Tarihsel olarak Anneler Günü’ne bakıldığında şu noktalar öne çıkmakta: Anneler Günü ilk defa Amerika’da kutlanmaya başlanmış. İlk Anneler Günü töreni, 1908 yılında ABD'nin Batı Virginia eyaletindeki bir kilisede düzenlenmiş. Bu kutlamadan çok anma töreni kuşkusuz. Anmayı düzenleyen Anna Jarvis, bu olaydan üç yıl önce bir mayıs gününde annesini kaybetmiş. Jarvis, 1908 yılında da annesinin ölüm yıl dönümünü takip eden ilk pazar günü kilisede sadece kendi annesinin değil, hayatını yitirmiş tüm annelerin anısına bir tören düzenlemiş. Törenin düzenlendiği tarih mayıs ayının ikinci pazar gününe denk geliyormuş. O gün bugün Anneler Günü…
Türkiye'de ise Anneler Günü'nün mayıs ayının ikinci pazarında kutlanması Türk Kadınlar Birliğinin girişimleriyle 1955 yılında kabul edildi. İlk Anneler Günü'nde yılın annesi olarak Erzurumlu Nene Hatun seçilmiş (Cumhuriyet, 2016). Anneler Günü’nün bazı ülkelerde farklı günlerde kutlandığını da belirtelim.
Cumhuriyet kadını ve anneler…
Kadınların bizim toplumda bir başka yeri var demek bir parça doğru olmakla birlikte tartışmalıdır. Evet, annelerimize farklı bir önem verişimiz var. Ancak kadının yeri nedir, ne değildir oldukça tartışmalı. Genel bakıldığında Türklerde kadının yerinin birçok ulustan daha iyi olduğu, yetkin yerlerinin olduğu açık. Yer yer tarihsel süreçte olumsuz örneklerin de olduğu da bir gerçeklik. Burada önemli bir nokta şu: Mustafa Kemal’in Anadolu İhtilali, Anadolu ve Trakya topraklarında kadınların kaderini değiştiren bir hareket. Bu noktada Erdem (2015), kadınların Cumhuriyet Dönemi’nde neler kazandığı konusunda şu noktalara dikkat çekmektedir: Öncelikle
kadının eşit yurttaş sayılması ve
kadına seçme ve seçilme hakkının verilmesi belirtilmekte. Eğitim alanında ise öğretimin her kademesinde
kız-erkek birlikte eğitim görülmesi yani karma eğitime geçilmesidir. Ayrıca Kız Enstitülerinin açılması bir başka gelişmedir. Kız Enstitülerinin amaçlarından biri kızları ideal bir ev kadını yapmak, diğeri ise hayatlarını kazanabilecek kabiliyette yetiştirmektir olarak açıklamaktadır.
Aslında genç Cumhuriyet’in dayandığı felsefeler üzerinde durmak gerekir. Nitekim Kışlalı’ya (2018) göre Cumhuriyet aslında iki farklı devrim ya da ihtilalin akılcı sentezidir. Cumhuriyet hareketi, Fransız Devrimi’nden diğer taraftan sosyalist modelden pragmatik sonuçlar çıkarmaktadır. Türk devrimi Anadolu İhtilali hem ulusal bağımsızlıkçı, toplumcu ve modernleşmeci… Bu noktada unutmamak gerekir ki Batı’dan önce kadın haklarını gören, onlara daha iyi bir gelecek için seçme ve seçilme hakları ile eğitim olanağı sunan Mustafa Kemal hareketinin akılcılığı ve uzak görüşlülüğü açıktır. Bütün sorun bu bilinci yitirmemek, korumak ve geliştirmektir.
Daha nice anneler gününe sağlıkla, dostlukla, sevgiyle…
KAYNAKÇA
Cumhuriyet (2016, 8 Mayıs). Google’dan ‘Anneler Günü’ doodle’ı. Erişim adresi: https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/googledan-anneler-gunu-doodlei-529580
Erdem, A. R. (2015). Atatürk’ün kadına ve kadın eğitimine verdiği önem.
Belgi Dergisi, (9), 1266-1277. Erişim adresi: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/417362.
Kışlalı, A. T. (2018).
Siyaset bilimi. İstanbul: Kırmızı Kedi.