Turizm Demişken…

Fark etmişsinizdir mutlaka… Geçtiğimiz günlerde hemen her sosyal medya platformunda bol bol Eskişehir görselleri, videoları, Eskişehir’e davet eden çağrılara tanık olduk.
 
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in tüm Türkiye’yi şehrimize davet eden açıklamaları, ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın ısrarlı bir şekilde  “Randevularınızı Eskişehir’e Verin” paylaşımları ve ESGİAD’ın “Eskişehir’de Keşfet” sloganı ile birlikte sürekli kısır tartışmalar içinde ele aldığımız şehrin güzelliklerini bir kez daha hatırlamış olduk.
 
İnanın Türkiye’nin denizi olmasa dahi turizm potansiyeli en yüksek şehirlerinden biriyiz.  Üstelik şehrimizde öyle bir çeşitlilik var ki bu potansiyel 4 mevsim boyunca dinamik kalabilir.
 
Tek eksiğimiz var olan potansiyeli işlememek, çağın gereksinimlerine uygun yatırımlarla bezememek ve yüzlerce hazır hikayeyi satamamak.
 
Bu hikâye ve satma kısmını fazlaca ciddiye alıyorum. Çünkü farklı şehir ve ülkeler bu konuda bırakın gerçeği mitolojik ya da uydurma hikâyelerle öyle ciddi bir gelir elde ediyor, o kadar büyük katma değer sağlıyor ki, bunları görüp, bizim öylece seyrediyor oluşumuz çok üzücü.
 
Bakın …
Ana tanrıça Kibele’nin gökyüzünden Eskişehir’e düştüğüne inanılıyor. Pessinus antik kentte 100 yıldan beri gereken çalışmaları tamamlayamadığımız gibi satmayı da beceremiyoruz.
 
Friglerin başkentiyiz. Frig vadisinin en büyük ve eser bakımından zengin kısmı Eskişehir’de kalıyor. Yazılıkaya gibi paha biçilemez bir anıtımız var.
 
Alın size mitolojik cazibe
 
 
Osmanlı İmparatorluğu bu şehirde kurulmuş, Selçuklulardan ve Osmanlı’dan kalan ve halen ayakta duran nice değerli eser var bu topraklarda.
 
Alın size tarih turizmi
 
Yunus Emre bu diyarın evladı… Mezarı, türbesi bu şehirde. 
Nasrettin Hoca Eskişehir/Sivrihisar değeri… Mezarına ait taş sandukası bu şehirde.
Seyit Battal Gazi Külliyesi ve türbesi burada…
Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi ve Türbesi burada…
Odunpazarı tarihi bölgede adını bizden çok başkalarının bildiği nice erenlerin türbesi var.
 
Alın size inanç turizmi
 
Bir yanda Türkiye’nin en sulak alanlarından Balık Damı var.
Diğer yandan Türkiye’nin en elverişli dalış alanlarından Sakarbaşı ve onu takip eden gözeler…
Akdeniz ikliminin ve yeşilin her tonuna rastladığımız Sarıcakaya şehre yarım saat uzaklıkta.
 
Alın size doğa turizmi
 
Kurtuluş savaşının en önemli zaferi İnönü cephesi önemli bir açık hava müzesi…
Kurtuluş müzesi ise şehir merkezinde ziyaretimizi bekliyor.
Yetmez
Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller müzesi
OMM modern müze
Canlı tarih sahnesi
Çağdaş cam sanatları müzesi
Space Museum /Sivrihisar yolu
Yeşil Efendi Konağı
ETİ Arkeoloji müzesi
Kilim Müzesi
Açık hava heykel müzesi
Ahşap eserler müzesi
Havacılık müzesi
Pişmiş toprak eserlerle donanmış koca bir ilçe merkezi
 
İrili, ufaklı nice müze ile alın size müze turizmi
 
Ortasından nehir geçen ve ona göre düzenlenmiş bir şehir merkezi,
Nehrin üstünde iskeleler, gondollar, gezi botları, sanat eseri gibi köprüler,
Çevresinde her zevk ve renkte sosyal donatılar, insanlar, müzisyenler, sanat eseri niteliğindeki şehir mobilyaları,
Şehir merkezini yeşille süsleyen devasa parklar, yapay plaj, göletler, şatolar,
Her gün onlarca etkinlik, konser, tiyatro, aktivitenin dinamik tuttuğu,
Kimsenin kimseye karışmadığı, yaşam biçimine müdahil etmediği özgür bir yaşam şekli,
Dünyanın en güvenli şehirlerinden biri olmanın verdiği huzur…
 
Alın size şehir turizmi…
 
Bunlar işin güzel, gurur veren ve mutlu hissettiren kısmı.
Ama gel gelelim biz bu güzellikleri an-la-ta-mı-yor-uz
Biz bu zenginliklerimizi  sa-ta-mı-yor-uz
Biz bizim katma değerimizi 5’e katlayacak turizm konusuna ne yazık ki gerekli yatırımı yap-mı-yor-uz …
 
Şehir merkezi değil kastım. İlçeler, yollar, hikayelere yapılacak yatırımdan bahsediyorum.
 
Çünkü yolu olmayan, tabelası olmayan, nasıl gidildiği bilinmeyen,
Tuvaleti olmayan, bir bardak su satan yeri olmayan,
Rehbersiz, bakımsız, kaderine terk edilmiş,
Kazı çalışması yapılmayan, tarihi eserin masa olarak kullanıldığı, güvenliği olmayan,
Nice yer, eser, güzelliği tanıtsak ne, tanıtmasak ne?
 
Yahu dünya futbol tarihinde, tribün kültüründe, Anadolu futbol başkaldırısında imge olmuş Eskişehirspor’un stadyumu yıkılıyor, yerine kocaman bahçe yapıyoruz.
Bırakın temsili bir tribün bırakmayı, bırakın buranın eskiden ne olduğunu anlatan bir tabelayı
Çimlerin üstünde 1m2 santra yerini bırakıp üstüne bir camla kapatıp yani 100 lira masraf edip “Anadolu Futbolu Burada Başladı” demeyi akıl edemiyoruz.
Yani yatırımı geçtim, istek ve vizyon konusunda da çok ama çok vasatın altındayız.
 
Termal turizme girmiyorum bile, o apayrı bir şehir vizyonsuzluğu ve başlı başına bir yazı.
 
Sonuç olarak bu şehrin büyük potansiyeli halen yatırım, keşif ve bunu yapacak isteklilerini bekliyor.
 
Havalimanına daha çok uçak gelsin, esnaf daha çok kazansın, iş imkanı daha çok olsun, şehir daha genişlesin, hizmet daha çoğalsın istiyorsak, alın size icraat imkanı, vaat imkanı, vizyon imkanı.