İstanbul’dan Alpu Ovası’na inen birileri Esence ve Uyuzhamam Mahalleleri civarında altın ve gümüş arayacak… Valilik aramalar için “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararı verdi.
“Ölüm döşeğindeki Behçet, köydeki oğullarına İstanbul’daki altınlarını haber verir. Bunun için İstanbul’da yaşayan Mehmet Çavuş’u bulmaları gerekmektedir. Birbirini atlatıp İstanbul’a gitmeye çalışan dört kardeş tren istasyonunda karşılaşır. Mehmet Çavuş’un evine yerleşen kardeşler altınların evin altında gömülü olduğunu öğrenir. Mehmet Çavuş’a fark ettirmeden altınlara ulaşmaya çalışırlar”
Bu filmi izlemeyen pek yoktur. Evet filmin adı Salak Milyoner… Yeşilçam’ın unutulmaz filmleri arasında… Salak Milyoner filminin devamı niteliğinde de “Köyden İndim Şehire” adlı eşsiz bir film var.
Bu filmde de yine aynı kardeşler bu kez buldukları altınları bozdurma çabası içinde…
Eskiden insanlar zengin olma hayaliyle köylerden şehirlere göç edermiş…
2000’li yıllarda işler biraz değişti. Artık herkesin gözü tarım arazilerinde… Şehirler betonlarla doldu taştı… Adım atacak, nefes alacak yer yok. Eskişehir’i diğer illerden ayrı tutuyorum!
Tarımın göz bebeği Alpu Ovası’na Kömürlü Termik Santral yapma çabası içerisindeler… İhaleler iptal edildi kısa süreli rahat bir nefes aldık… Murat Dağı’ndaki Porsuk Çayı’nı zehirleyecek maden çalışmasını saymıyorum bile!
Ancak Alpu Ovası’nın çilesi ne yazık ki bitmiyor!
Yanı başımızda yeni bir tehlike patlak verdi.
İstanbul’dan Alpu Ovası’na inen birileri Esence ve Uyuzhamam Mahalleleri civarında altın ve gümüş arayacak… Valilik aramalar için “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararı verdi.
Ağababalar ovamızı çok sevdi, bir türlü ayrılamıyor…
Hayalleri zenginliklerine zenginlik katmak…
Peki gariban çiftçinin hayalleri, sağlığı ve doğa katliamı ne olacak hiç düşündünüz mü?
Ben düşündüm galiba hiç kimsenin umurunda değil!