Yaklaşık 30 yıllık çalışma hayatım, emekli olmama rağmen çalışmayı sürdürdüğüm sürede edindiğim deneyim gösteriyor ki…
Yaklaşık 30 yıllık çalışma hayatım, emekli olmama rağmen çalışmayı sürdürdüğüm sürede edindiğim deneyim gösteriyor ki…
Artık çalışma kültürü değişiyor.
İş başvuru görüşmelerimde tanık olduğum manzara şu:
İrtibatım olsun…
Yani bir ayağım içeride bir ayağım dışarıda kalsın…
Yarı zamanlı çalışayım, işimi tamamladığımda çıkıp gideyim…
O olmazsa uzaktan çalışayım.
Sabah 09.00, akşam 17.00 gibi mesai saatlerine tabi olmayayım…
Sohbet ettiğim Eskişehir iş dünyasının temsilcileri ve önemli isimleri, genç çalışan kesimin mesai yaptığı kurumla aidiyet duygusu bağı kurmakta sorun yaşadığını, klasik mesai saatini kabul etmediğini ifade ediyor.
Aslında pandemi de altyapısı olgunlaşan bu durumun tuzu biberi oldu.
İş yapma modeli uzaktan çalışmaya elverişli olanlar buna alıştı.
“Aklımızda Bulunsun” kitabının yazarı 50 yıllık iş insanı Bülent Eczacıbaşı’nın bir diğer eseri “Biraz Daha Düşününce” adlı kitabı bu konuda önemli ipuçları veriyor.
Kitabı hakkında gazete Oksijene verdiği röportajda Eczacıbaşı’nın Z kuşağına ilişkin söyledikleri aslında işin özeti:
“…Genel atmosferdeki ve kültürdeki değişim tabii ki gençleri etkiliyor. Teknoloji sektörü bu açıdan görüşlerimizi de saptırıyor.
Orada hareketlilik büyük, start-up’lar çok, yeni şirketler ortaya çıkıyor, bazen batıyorlar, yenileri geliyor...
Teknoloji sektörünün görünümü sanki bütün dünya değişmiş, bütün gençler böyleymiş gibi bir hava veriyor. Algılandığı kadar değil.
Şu gerçek: Gençler daha fazla mobilite arıyor. Eskiden ‘Eczacıbaşı’nda kalmak istiyorum, buradan emekli olmak istiyorum’ diyen sayısı daha fazlaydı.
Şimdi işe girdiği andan itibaren ‘Bir kurumsal yapıda birkaç sene çalışıp deneyim kazanmak istiyorum, sonra kendime yeni olanaklar arayacağım’ diyenlerin oranı arttı.
Bu kötü bir şey mi?
Çağın bir gereğiyse kötü değil, biz de kendimize ona göre çekidüzen vermek zorundayız.
Önemli olan, yapılan işin anlamı, insanları ne kadar mutlu ettiği. Bu anlam arayışının bizlere, işverene sorumluluk yüklediği kesin.
Anlam arayışının kuşaklar arasında değiştiğini düşünüyorum.”
Yani bir çalışma kültürü oluştuğu kesin.
Önemli olan konu burada iş dünyasının buna ayak uyduramayacağı…
En adil yargıç zaman bunu gösterecek.
Odunpazarı’nda seçilmiş Vural dönemi
AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Engin Vural, yaklaşık 4 ay önce atandığı bu göreve, kongrede bu defa seçildi.
Atanmak, bir göreve layık olunmasına ilişkin onay kıymetlidir ancak seçilmek daha kıymetlidir.
Mimar Vural’ı, kurumumuzu ziyaretinde tanıma fırsatı bulmuştum.
Daha önceki ilçe başkanları gibi Odunpazarı’nda sadece belediye hizmetlerindeki eksiklik veya yanlışlara odaklanan bir kişi değil.
Mimar olmasının avantajıyla olaylara daha estetik bakabilme yetisine sahip, dünyadaki gelişmeleri özümsemiş, yeniliklere açık, köhnemiş siyaseti bir kenara iten “genç kuşak” yönetici profili çiziyor…
Umarım siyaset dehlizinde dejenere olmaz, evrensel değerlere olan inancını korur.
Engin Vural’a görevinde başarılar diliyorum.