Kendimi bazen Batman, yani “Yarasa Adam” gibi hissediyorum. Aslında Türkiye’de pek çok kişinin benim gibi düşündüğüne eminim. Çünkü sabahın köründe işe gitmek için kalktığımızda, zifiri karanlıkla karşılaşıyoruz.
Kendimi bazen Batman, yani “Yarasa Adam” gibi hissediyorum. Aslında Türkiye’de pek çok kişinin benim gibi düşündüğüne eminim. Çünkü sabahın köründe işe gitmek için kalktığımızda, zifiri karanlıkla karşılaşıyoruz.
2016 yılından itibaren ülkemizde kalıcı bir yaz saati uygulaması başlatıldı. Ogün – bugündür ve özellikle de kış aylarında zifiri karanlıkta uyanıyoruz.
Bu uygulamanın ne işe yaradığı hakkında hiçbir fikrim yok. Zaten “Çok iyi bir uygulama” diyeni de görmedim. Ama her ne hikmetse 2016’dan beri bu kalıcı yaz saati uygulamasına devam ediyoruz.
Artık yavaş yavaş alışmaya da başladık. Mesela ben, yarasa adamda olduğu gibi sesle yön bulma duyumu geliştirdim.
Geçenlerde bir komşumun gece görüş gözlükleri taktığına şahit oldum. Tıpkı Amerikan filmlerindeki komandolar gibi…
Mesela benim patchwork bir pelerinim var. Onu kurşun geçirmez bir pelerinle değiştirdim mi, iyice Batman gibi hissedebilirim kendimi. Tabii arkasından roket motoru çıkartan bir otomobilim yok. İşin bu kısmını da görmezseniz sıkıntı kalmaz.
Özetlemek gerekirse yetkililerimiz sayesinde iyice gececi olduk. Metabolizmamız geceye alıştı. Güneş ışığına alerji duymaya başladık.
İnşallah aramızdan vampir filan çıkmaz.