İnsanın doğayla olan bağı tehdit altında! 

Zamanın kullanımı, günümüzde yaşadığımız kent hayatında önemli bir mesele haline gelmiştir. İnsanların zamanla olan ilişkisi, sürekli bir koşuşturma ve yetişme çabası içinde geçmektedir. Bu hızlı tempolu yaşam tarzının, asıl ihtiyaçlarımızı ve önceliklerimizi gözden kaçırmamıza neden olduğunu gözlemliyoruz. "Zamanı doğru kullanmak" kavramı, aslında ihtiyaçlarımız doğrultusunda bilinçli bir şekilde hareket etmeyi içerir. Çünkü bilmeliyiz ki zaman, sınırlı bir kaynaktır ve sonsuz değildir.
Bu koşuşturma içinde, doğayla olan bağımızı ve uyumumuzu sıklıkla göz ardı ediyoruz. Kentlerdeki yoğun yapılaşma, ekonomik öncelikler ve plansız kentleşme, derelerimizi, tepelerimizi, çayırlarımızı ve yeşil alanlarımızı tehdit etmektedir. İnsanın doğayla olan bu bağı, inşaat ve para odaklı bir yönetimle bozulmaktadır.
Gerçek bir farkındalık geliştirmek ve zamanı doğru kullanmak, öncelikle doğayla uyumlu bir yaşam sürme ihtiyacını tanımakla mümkündür. Ekonomik projelerin ve inşaatın ötesine geçerek, öncelikle insanın ve onun temel ihtiyaçlarının düşünülmesi gerekmektedir. İnsan odaklı uygulamalara ve çözümlere kafa yormalıyız. Doğanın korunması, sürdürülebilir kalkınma ve insan refahının öncelikli olduğu bir yaklaşım benimsemek de uzun vadede daha sağlıklı ve dengeli bir toplumun oluşumuna katkı sağlayacaktır.