CHP Milletvekili İbrahim Arslan, bazı sendika temsilcileriyle görüşerek, “Ekonomik Krizin Faturası Emekçilere, Emeklilere Ödetilmek İstenmektedir! Krizin Faturasını, Yaratanlar Ödesin! Emek En Yüce Değerdir!” ifadelerinde bulundu.
CHP Milletvekili İbrahim Arslan, bazı sendika temsilcileriyle görüşerek, “Ekonomik Krizin Faturası Emekçilere, Emeklilere Ödetilmek İstenmektedir! Krizin Faturasını, Yaratanlar Ödesin! Emek En Yüce Değerdir!” ifadelerinde bulundu.
Aslında İbrahim Arslan çok haklı. Ancak işler onun istediği gibi yürümüyor. Türkiye’de 1929’dan başlayarak yaşadığımız krizlerin hiçbirinde emekçilerin bir kabahati yoktu. Hatta krizler, bazı kişilerin zenginleşmesine de neden oldu. Ancak krizden çıkmak için fatura yine emekçilere kesildi.
Şu anda Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşıyoruz. Üstelik krizin geçeceği de yok. Ancak baktığımız zaman iktidara yakın AK zenginlerin vergilerinin affedildiğini, kamu bankalarından aldıkları kredilerin hasır altı edildiğini görüyoruz.
AK zenginlerin bedel ödemek gibi bir niyetleri yok. Üstelik tam gaz milleti sömürmeye devam ediyorlar. Dolayısıyla bu krizden – eğer çıkabileceksek – çıkmak için yine dar gelirlinin üzerine yüklenilecek.
Vatandaş gerçekleri görmeden, bu düzenin fakirden alıp, zengine verdiğini görmeden iki yakamızın da bir araya geleceği yok.
Milli Eğitim Bakanı sınıfta kaldı
Eğitim-Sen yöneticileri Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e sembolik bir karne verdi. Karnede Tekin’in notlarının kırık olduğu görüldü.
2024 – 2025 eğitim öğretim sezonu büyük sorunlarla başladı. Eğitim yılının başında okullarda temizlik işleri bile yapılamıyordu. Okullarımızdaki en büyük sorun ise, okula aç giden çocuklarımızın olması. Yapılan araştırmalar he üç çocuktan birinin öğün atladığını gösteriyor. Halbuki okul çağındaki çocuklarımızın düzenli beslenmesi, öğünlerinde mutlaka et olması gerekiyor. Bu koşullar altında Milli Eğitim Bakanlığımızın okullarda mutlaka kaliteli bir öğle yemeği çıkartması lazım.
Hatta bu işi kendi yandaş yemek şirketlerine yaptırsınlar; biz ona da razıyız.
Öğretmenlerimizin sorunlarından, okullarda tadilatların yapılmamasından ve çarpık eğitim sisteminden bahsetmeyeceğim bile.
Sırf çocuklarımızın okula aç gidiyor olması bile Milli Eğitim Bakanı’nın karnesinin zayıf olmasına yeter.
Dolayısıyla Eğitim-Sen’cilere katılıyorum. Bu haliyle Yusuf Tekin kelimenin tam anlamıyla sınıfta kalmıştır.