Eskişehir’de ünlü bir holding tarafından altın – gümüş madeni açılacakmış. Nasıl sevindim anlatamam. Zaten annem bana hep, “Sen ağzında gümüş kaşıkla doğdun” derdi de inanmazdım. Şimdi Eskişehir’de altın ve gümüş çıkartılınca kentte hepimizin kaşıkları gümüş olabilir. Şanslıyız anlayacağınız.
Eskişehir’de ünlü bir holding tarafından altın – gümüş madeni açılacakmış. Nasıl sevindim anlatamam. Zaten annem bana hep, “Sen ağzında gümüş kaşıkla doğdun” derdi de inanmazdım. Şimdi Eskişehir’de altın ve gümüş çıkartılınca kentte hepimizin kaşıkları gümüş olabilir. Şanslıyız anlayacağınız.
Gerçi Eskişehir Kıymetlidir Platforma yeni kurulacak madenin büyük bir çevre felaketi yaratacağını söylüyor ama ne gam!..
Yine Eskişehir Kıymetlidir Platformu maden çalışmalarında siyanür kullanılacağını belirtiyor. Fakat bu da çok önemli değil. Hem siyanür dediğiniz biz Türklere ne yapabilir ki? Biz ki yıllarca kemik tozundan yapılmış peynirleri yiyen, horoz ibiğinden yapılma sucukları kangal kangal tüketen bir milletiz. Siyanür bize koymaz.
Yine Eskişehir Değerlidir Platformu madenin açık olacağını, geniş bir krater açılacağını ve 20 yıl boyunca toprağın bombalarla alt üst edileceğini belirtiyor.
Fakat bu da bana kalırsa önemli değil. Netice itibarıyla mehteri vurduk mu, bombanın sesini de bastırırız. Gerekirse savaş uçaklarına kafa atmış bir milletiz.
Siyanürmüş, ağır metalmiş, ağaç katliamıymış bize vız gelir.
Ne demiş atalarımız? Söz konusu paraysa, gerisi teferruattır.