Malum eğitim genel olarak davranış değiştirme oluşturma olarak tanımlanır
Malum eğitim genel olarak davranış değiştirme oluşturma olarak tanımlanır. Sözün özü eğitimli kişi yani bizim kültürümüzdeki bir başka karşılığı ile terbiyeli kişi demek; istediğimiz beklediğimiz davranışları gösteren kişi demek bir bakıma. Ancak diğer yandan biz günlük yaşamda eğitim denilince genelde okumak, bilmek ve meslek edinme gibi konular aklımıza gelir. Biz yine genelde okumak denilince hep ekonomik bir kaygı ve gelecek istemi ile bir meslek edinmeyi söz konusu ederiz. Bu nedenle okul karnelerimizin sağ tarafını yani ahlak, temizlik, hal ve gidiş gibi konuları genelde ıskalarız.
Evet eğitimin işlevlerinden biri ekonomik işlevdir. Ekonomik işlevle biz iyi üretici iyi tüketici yetiştirmeyi amaçlarız. Ancak eğitimin işlevi ekonomik olmak yanında psikolojik, politik ve sosyolojik boyutludur. Diğer yandan eğitimle öğrencilere bilişsel, duyuşsal ve psikomotor davranışların kazandırılması amaçlanır (Başaran, 2007). Ancak bu sınıflama genel geçer bir sınıflama olarak görülebilir. Biraz daha eşelendiğinde eğitimle kazandırılması planlanan davranışların çok daha karmaşık olduğu görmek mümkündür.
Yukarıda ifade edilen konuya pratikten örneklendirerek devam edersek, …
Örneğin asker kişilikli yurttaş disiplinli çocuk bekler genelde…
Okuyamamış Fevriye Teyze, kızının iyi hesap kitap yapmasını, tarihi, coğrafyayı sular seller gibi anlatmasını beklemektedir…
Mütedeyyin Hacı Osman Amca mini etekli ve göbekleri açık kızlara bozulmakta; giyimi kuşamı kapalı bir hanımefendi görmek istemektedir…
Cumhuriyetin ilk kuşaklarının torunlarının bir kısmı, devletin beş kuruşuna sahip çıkan dürüst memur beklemektedir…
Ayşe Teyze’min tercihi gelenek ve görenekleri bilen gelindir belki…
Diyanet Ramazan ayında sokakta abur cubur atıştıran yurttaşların davranışlarını hiç ama hiç olumlu görmemektedir örneğin…
Yukardaki beklenti, istek veya tercihleri farklı özne ve eylemlerle çoğaltmak mümkün…
Bu örnekler ve sıralamadığımız nice insan davranışları, aslında formal - informal, örgün - yaygın, açık uzak veya yüzyüze eğitimden sokaktaki yurttaşların bekledikleri kimi davranışlar… Tüm bu davranışlar eğitimimizin bir yansıması olsa da bunların tümünün sorumlusu olarak formal eğitim kurumlarının görülmesi doğru bir görüş olmadığı gibi büyük bir haksızlıktır.
Formal eğitim kurumları bilgi, beceri ve tutumların oluşumda kuşkusuz kimi boyutlarıyla sorumludur ancak güçleri kimi noktalarda sınırlıdır. Örneğin 1970’lerden itibaren çokça dile getirilen ahlak eğitimi; son on yılda çok sık dile getirilen ve akademik olarak da çok çalışılan değerler eğitimi; okulu çok aşan konulardır. Burada ‘seni yetiştiren öğretmenin gözü kör olmasın’ söyleminin öyle pek de haklı bir söylem olmadığı söylenebilir.
Ahlak, etik, değer ve maneviyat gibi konular formal eğitimle okulda öğretilen konular olmaktan çok aile, sokak, mahalle yaşam biçimi ve informal öğrenmelerle ilişkili olduğu ifade edilebilir. Bu tür öğrenmelerin kültürel miras ile formal ve günlük yaşamın onca hengamesi içinde informal eğitim üçlüsünün etkileşimin ortaklaşa ürünüdür desek pek yanlış olmayacaktır. Ayrıca bu konunun çok boyutlu olduğu yanında değişimi de hesaba katmak gerektiğini ifade edelim…
Bu noktada formal eğitim süreçlerinin amaç ve içerik açısından nasıl olduğu önem kazanır. Bir boyutuyla nasıl din ve ahlak eğitimiyle ilgilidir bu durum. Ancak hemen ifade edelim bu konular, sadece din ve ahlak veya etik eğitimi ilgilidir demek büyük bir eksikliktir. Sorun bir alan eğitiminden öte yaşam biçimi tercihi, toplumsal etik algı ve anlayışıyla ilgilidir demek daha doğrudur. Bu bağlamda gelenek ve göreneklerin aktarımının da önemli olduğunu vurgulamak gerekir…
Bu konularda beni en çok etkileyen bilge kişilik Hacı Bektaş Veli’dir. Yüzyıllar öncesinden bilge kişilikten öğreneceklerimiz var kuşkusuz…
Hacı Bektaş Veli’nin ölüm ve doğum tarihleri üzerine farklı görüşler olmakla birlikte genel olarak 13. yüzyılda yaşadığı ifade edilmektedir. Yazımızda yer ve zaman sınırlılığı içinde de olsa Hacı Bektaş Veli’nin yaşamından çok felsefesi ve eğitimle ilgili görüşleri üzerinde duracağız.
Genel geçer bir bakışla Hacı Bektaş Veli’nin hayatın değişik alanlarına ilişkin öğütlerde bulunduğu görülmekte ancak özellikle tek başına eğitimi konu edinen eseri bulunmamaktadır. Bununla birlikte Hacı Bektaş Veli üzerine yapılan çalışmalardan şu sonuçlar çıkarılmış:
Öncelikle Kahramanoğlu ve Şahin (2019) tarafından yapılan çalışmanın bulgularına bir bakalım: çalışma yer verilen içerik analizi sonucunda edilen eğitimde benimsediği ilkeler boyutunda elde edilen temalar, mürşide bağlılık ve teslimiyet, bireysel farklılıklar, eşitlik, aşamalı eğitim, akla ve ilme dayalı eğitim, gönüllülük ve ahlâk temelli eğitimdir.
Bakınız Hacı Bektaş Veli’nin eğitimle ilgili görüşlerinin araştırıldığı bir başka çalışmada da hangi görüşlere yer verilmiş! Çalışmada Hacı Bektaş Veli derin felsefi düşünceleri ile büyük bir fikir ve aksiyon adamı olarak betimlenmektedir. Ardından anlayışı ve öğretilerinin evrensel insanî değerlere sahip erdemli bir neslin yetişmesinde referans noktalarımızdan biri olabileceği kanaati ifade edilmiştir (Bayar ve Bayar, 2014).
Nitekim yukardaki bağlamları tamamlaması bakımından Hacı Bektaş Veli’nin tüm medya mecralarında sıklıkla dile getirilen sözlerine bakılması da bizi çokça aydınlatacaktır (Kaygusuz, 2012).
Bakınız barış, sevgi ve birliktelikle ilgili birkaç sözü
* İncinsen de incitme. Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayınız. Eline, diline, beline sahip ol.
* İnsanın cemali, sözünün güzelliğidir. Hiçbir milleti ve insanı ayıplamayınız.
İyi ve ahlaklı davranışlarla ilgili sözlerinden birkaçı da şöyle:
* Nefis ise şeytanın vekilidir. Komutanları ise, kibir, haset, buhl (cimrilik), açgözlülük, öfke, kahkaha ve maskaralıktır
* Zahidin ibadeti, aslını bilmeden iş yapmasıdır. Arifin tefekkürü, Allah’ın ilahi sanatına bakarak iş yapmasıdır. Muhibbin yalvarıp yakarması ise sevgiyle muamele etmesidir.
Akılcılık ve bilime önemi vurgulayan sözlerinden bir kısmı şöyle:
* Aklın birinci koruması sabırdır. Aklın ikinci koruması utanmaktır. Aklın üçüncü koruması kanaattir
* Araştırma açık bir sınavdır. Arifler hem arıdır hem arıtıcı. İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.
* Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu.
* * *
Hacı Bektaş Veli’yi okuyunca ondan şöyle böyle yedi yüzyıl sonraki olanaklara rağmen sosyal ve felsefi halimize gerçekten üzülmemek elde değil. İyi ki Anadolu ve Rumeli topraklarında Veli’yi izleyenler olmuş. Ancak ne yazık ki biz onları çok iyi izlememişiz… Türkiye’de değerler ve ahlak eğitimi için onlardan öğreneceklerimiz o kadar çok ki… Ahlak, değerler ve din eğitimini kesinlikle gözden geçirmeliyiz… Din kültürü ve ahlak eğitiminde Hacı Bektaş Veli’lere ne kadar kulak kabartılmaktadır gerçekten önemli bir sorundur.
İnancımız, düşüncemiz veya felsefemiz ne olursa olsun Hacı Bektaş Veli’ler iyi okunmalı ve araştırılmalıdır. Onlardan ders çıkarmalıyız…
Sevgiyle ve saygıyla kalın!
KAYNAKÇA
Başaran, İ. E. (2007). Eğitim bilimine giriş. (2. Baskı). Ankara: Siyasal Kitabevi.
Bayar, V., & Bayar, S. A. (2014). Erdemli insan yetiştirme modeli: Hacı Bektaş-ı Veli felsefesinden çağcıl eğitim sistemleri için bazı çıkarımlar. Eğitim ve İnsani Bilimler Dergisi: Teori ve Uygulama
[Journal of Education and Humanities: Theory and Practice], 5(9), 19-42.
Kahramanoğlu, R., Şahin, F. (2019). Hacı Bektaş Veli Felsefesinin Etnopedagojik Açıdan İncelenmesi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 21(Prof. Dr. Fuat Sezgin Özel Sayısı), 41-58.
Kaygusuz, İ. (2012). Makalat Hacı Bektaş Veli. İstanbul: Demos Yayınları.