Oradaki esnaf kardeşimiz bize bakmış uyuduğumuzu görmüş. Gitmiş evine bize kahvaltı hazırlamış.
Transfer yasağının açılmasının ardından takımda taşlar daha yerine oturmadan, oynanan 4 maçta 8 puan çıkarmak gayet başarılıydı. Oynanan maçlarda deneyim, coşku ve Bizim Çocukların sahaya yansıttığı enerji bu başarılı tablonun ortaya çıkmasını sağladı.
Neden başarılı diyorum çünkü Karabükspor maçını saymazsak ise sürekli zirveye oynayan takımlardan puan alındı. Ancak Adana Demirspor maçında ise geride bıraktığımız 4 haftadaki heyecan ve coşku sahada yoktu. Bunun birçok etkeni olabilir ama en büyük etken kadroda tercihlerdi. Son iki haftadır takımın en formda ismi olan Mehmet Feyzi’nin oynatılmayışı. Başakşehir’e transfer olduktan sonra forma yüzü göremeyen Cemali’nin forma şansı bulamayışı… Futbolculuk kariyerinde defansif orta saha olarak bilinen Kıvanç’ın ikinci yarıda hücuma yönelik oynatışıyla takımın üretken olamaması. Burada Kıvanç’ın performansını eleştirmiyorum sadece oynatılış biçimindeyim. Daha birçok etken yazabiliriz, sıralayabiliriz ama dediğimiz gibi eski coşkusu yoktu takımın…
Transfer yasağının kaldırılmasıyla Bizim Çocukların daha zor forma şansı bulacağını tahmin ediyorduk ama bu kadar çabuk dengelerin bozulmasını tahmin edemiyorduk. Hala maç eksiğinin olduğu kesin, ikinci yarıda takımın oyundan çok çabuk düşmesi de her karşılaşmada gözleniyor. Umuyoruz ki hatalardan ders çıkartılacaktır… Play-Off umudumuz zor olsa da vardı. Şimdi ise çok daha zora girdi. Ligde kalmayı garantiledikten sonra tekrar özümüze dönüp Bizim Çocukları şimdiden önümüzdeki sezona hazırlamamız gerekiyor. Bu hamleyi yapacak bir yönetimin olduğuna inanıyorum. Umarım bu yolda hocayla görüşüp hamleler yapılır.
Şehrin kahramanları
‘Benim bu şehre koreografi borcum var’ dedi, daha Gazişehir ile oynamadan kolları sıvadı.
Tribün ve koreografi kültürünü Türkiye’de oluşturan yıllar öncesinin efsane taraftarını örnek olarak bir kez daha yola çıktı. Gecesini gündüzüne taktı yine müthiş bir iş çıkardı… 5’inci koreografisiymiş bu…
Amigo Orhan, Korkmadan çıktı yola, Bando Es Es, Savura Savura Es ve son olarak da Eğilmez başımızla, ölümsüz düşümüzle adlı çalışmasının sahibi. Kahramanımız Oktay Balkan… Şehrin kahramanına bir kez daha teşekkür ediyoruz. Bizlere yine unutulmaz bir görsel şov izletti. Oktay gibi bu işin arkasında bulunan onlarca kahraman var. Başta Mevlüt Gün, Furkan Yalçın, Hakan Çitil ve Muharrem Çubuk olmak üzere gecesini gündüzüne katan, bir fırça, bir boya, bir su dahi getiren ve katkı sunan taraftara bir sporsever olarak teşekkür ediyorum.
Koreografinin birçok hikayesi var ama Mevlüt abiden dinlediğim hikaye beni çok etkiledi. Şöyle diyor Mevlüt abi; “Koreografiye zarar gelmesin diye kapalı pazarın içerisinde arabamızı park ettik, arabada yattık. Oradaki esnaf kardeşimiz bize bakmış uyuduğumuzu görmüş. Gitmiş evine bize kahvaltı hazırlamış. Sonra geldi birlikte kahvaltı yaptık. Bizi çok mutlu etti. İşte böyle sıcak bir ortamda çalıştık…”