Prof. Dr. Turan Akman Erkılıç

Cumhuriyet, Eğitim ve Emine Öğretmenim…

Aslında bu hafta daha farklı bir konu üzerine yazmayı planlamıştım. Buna karşılık Emine Güler Gerede öğretmenimin vefatı nedeniyle konuyu bir parça daha farklılaştırıp cumhuriyet, eğitim ve Emine Öğretmenim üzerine yazmanın daha doğru olacağını düşünerek bir kısım görüşümü sizler için kaleme almaya çalıştım.

28 Ekim 2023 09:16
A
a
Sütiş Eskişehir
Değerli okurlar,
Aslında bu hafta daha farklı bir konu üzerine yazmayı planlamıştım. Buna karşılık Emine Güler Gerede öğretmenimin vefatı nedeniyle konuyu bir parça daha farklılaştırıp cumhuriyet, eğitim ve Emine Öğretmenim üzerine yazmanın daha doğru olacağını düşünerek bir kısım görüşümü sizler için kaleme almaya çalıştım.
Mutlulukla diyebiliyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşına erişti.  Bu durum doğal olarak hepimize büyük bir mutluluk vermekle birlikte sosyal, ekonomik ve politik sorunlar ve bir türlü çözülemeyen kimi sorunlarını bulunduğu da açık…
Öncelikle cumhuriyetin ne olup ne olmadığına veya daha yaygın ifade ile cumhuriyet nedir, ne değildir sorusuna yanıt arandığında şu noktalara dikkat çekmek mümkündür:
Basit bir deyimle çağdaş anlamda cumhuriyet, imparatorluklardan ulusal devletlere geçişin politik karşılığıdır demek pek yanlış olmayacaktır.  Özünde Avrupa'nın rönesans, reform, coğrafi keşifler aydınlanma ve sanayi devrimi atılımlarını değişik sosyal, ekonomik ve politik nedenlerle oluşturamayan, inşa edemeyen ülkelerin; on dokuzuncu yüzyılla birlikte milliyetçilik akımına bağlı olarak parçalanmalar ve ekonomik, politik krizler geçirdiği görülmektedir. Bu durum Osmanlı İmparatorluğu için de geçerlidir. Gerek var olan toprak sistemi gerekse din ve benzeri öğelerin çıkar ve kötü amaçlar için kullanılmış olması Osmanlı İmparatorluğu'nun temel çöküş nedenlerini ortaya koymaktadır.  Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünün iki temel nedeni olduğu söylenebilir. Bunlardan biri, imparatorluğun sanayi devrimini gerçekleştirememiş olmasıdır. İkincisi ise çok kültürlü ve farklı etnik kökenlerden halkları barındıran imparatorluğun milliyetçilik hareketlerini ile birlikte parçalanmasıdır. Buna karşılık Osmanlı topraklarında ülkenin kaderinin milletin elinde olduğunu ifade eden Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının son derece akılcı ve mücadeleci tavırlarıyla uzun yıllar süren Ulusal Kurtuluş Savaşı ve ardından yeni cumhuriyetin kuruluşuna kadar bir süreç söz konusudur.
Cumhuriyetin dayandığı temel ilkeler konusu, özü itibariyle kurulan devletin temel göstergelerini ifade etmektedir.  Şöyle ki siyaset bilimciler açısından cumhuriyetin temel ilkelerini ifade eden demokratik, laik ve hukuk devleti olma süreci özü itibariyle bir imparatorluktan modern bir devlet çıkarmayı amaçlamaktadır.  Bu konu ile ilgili siyaset bilimcilerin tartışmalarında özellikle rahmetli Ahmet Taner Kışlalı şu konuya parmak basmaktadır: Milliyetçilik, cumhuriyetçilik ve laiklik ilkelerinin Fransız Devrimi kaynaklı olduğu ifade edilmekte; buna karşılık devletçilik, halkçılık ve devrimcilik ilkelerini ise ağırlıklı olarak o dönemde kendini yer yer gösteren sosyalist ideoloji orijinli olduğu söz konusu edilmektedir.  Özü itibariyle yeni cumhuriyetin bir taraftan modern oluşuna diğer taraftan da halkçı ve sosyal devlet oluşuna ilişkin temel öngörülerin konuşlandırıldığını söylemek mümkündür. Tüm ilke, strateji ve taktiklerin modern bir ulusal devlet ve cumhuriyet inşa etmek olduğu unutulmamalıdır.
“Peki bunun öğretmenlik veya eğitimle ilişkisi nedir?” diye sorulduğunda ise yanıt son derece açık. Söyle ki yeni devlet, yeni cumhuriyet özellikle yüzyıllardır batıl, köhne, yaşamdan kopuk ve dogmacı anlayışlara kesinlikle yer vermemeye çalışmaktadır. Yani yeni cumhuriyette yapılan kimi atılımların önemli bir kısmının eski imparatorlukta da yer yer yapılmaya çalışıldığı fakat karşıt görüşlerin güçlülüğü nedeniyle başarılamadığı, dirayetin gösterilemediği bir gerçekliktir. Yeni devletin, modern oluşun dışında geniş halk kitlelerini padişahın tebaası olmaktan çıkarıp ulusal devletin yurttaşı haline getirebilmek için laik ve modern toplumu temel alan bir eğitime yöneldiği görülmektedir. Sosyal devlet ve halkçılık anlayışlarıyla öncelikli olarak temel eğitimi geliştirmeyi, bunun yanı sıra mesleki eğitimi ve ile giderek yükseköğretimi yapılandırmayı amaçlamıştır.  Bir bakıma cumhuriyetin temel taşları eğitimin temel taşlarıdır. Aynı zamanda eğitimin temel taşları cumhuriyetin de temelidir.  Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının genelde eğitimi ve öğretmeni öncelemesi bu nedene dayanır demek son derece doğru ve objektif bir anlayıştır.
Genel olarak bakıldığında cumhuriyetin eğitimi çağdaşlık, laiklik ve karma eğitim modelini temel alır.
Cumhuriyetin eğitimi, iş içinde üretim amaçlı pratik değer taşıyan uygulamalı eğitimi model edinir. Cumhuriyetin eğitimi; dünya, ülke ve yurt gereksinimlerine karşılık veren, derman arayan bir yapılanma içindedir. Bu nedenlere bağlı uygulanan eğitimin daha çok pragmatik, pozitivist, yeniden yapılandırmacı ve politeknik eğitim felsefelerinin özelliklerini taşıdığı ifade edilebilir. Buna bağlı olarak da öğretmen okullarını ve öğretmen yetiştirmeyi çok önemsemiş ve öncelemiştir. İşte bu okullardan yetişen bir öğretmenimizi yakın dönemde ne yazık ki yitirdik.
Emine Güler Gerede öğretmenimiz işte böylesi bir cumhuriyetin yapı taşlarını kurmaya çalışan bir eğitim emekçisi olarak bu topraklara, bu kente çok ama çok emek verdi.  Onu her gördüğümüzde 68'li büyüklerimizin idealizmini, sevecenliğini, bitmek tükenmek bilmeyen cumhuriyet sevgisini, meslektaş dayanışmasını, kadın haklarının yılmaz savunuculuğunu hep ama hep anımsadık.
Emine Öğretmenim bizler için sadece bir öğretmen değil bir abla, bir örnek kişilikti…
Nerede öğretmen yetiştirmenin sorunlarını çözme, gençliğe bir el uzatış varsa orada Emine Öğretmenim vardı.  Nerede demokratik, laik cumhuriyet, sosyal devlet, modern dünya mücadelesi varsa, orada Emine Öğretmenim vardı…
En zor günlerinde ışıl ışıl gözleriyle daha iyi bir Türkiye, daha güzel bir ülke ve daha doğru davranışlarla bezenmiş toplum mücadelesinde O hep bizlerleydi, birlikteydi…
Sevgili öğretmenim toprağın bol, mekânın cennet olsun!
Işıklar içinde uyuyasın, yattığın yerde incinmeyesin… 
Kardeşin Turan Hoca yazmaya devam ediyor hala…
Düşünmek ve düşündürmek için…
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
Ercan Akşit 28 Ekim 2023 22:55

Teşekkürler Turan Hocam, kalemine sağlık.

0 1 Cevap Yaz
İbrahim Gerede 28 Ekim 2023 16:22

Teşeşkürler Turan kardeşimiz. Yazını gözyaşlarımızla okuduk...

0 1 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi