CHP’de genel başkan değişti değişmesine de…

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye hizmetleri elbette olmuştur, fakat son dönemde verdiği zarar önceki hizmetlerini sildi attı.

Kılıçdaroğlu son dönemde yalnızca CHP’ye zarar vermemiş, muhafazakâr-sağ ideolojinin de güçlenmesine neden olmuştur. 

En başta AK Parti!

AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar güçlenerek iktidarda kalmasının bir nedeni de doğal olarak ana muhalefet partisinin başında duran Kemal Kılıçdaroğlu değil de kimdir?

Öte yandan, aynı Kılıçdaroğlu, milletvekili genel seçimlerinde oy oranı yüzde bir olduğu meçhul muhafazakâr-sağ partilere 39 milletvekili hediye etti. CHP’li seçmene, CHP’ye söven 39 kişinin parlamentoya gitmesi için oy verdirtti.

Ve elbette HDP! HDP, birilerinin iddia ettiği gibi sol bir parti değil, hiçbir zaman da olmadı. HDP, tam manasıyla Kürt vatandaşlarımızı kullanmak suretiyle kafatasçı Kürt milliyetçiliği yapan, emperyalist devletlerle yatağa girmiş, faşist ve bölücü bir parti. Maalesef Kemal Kılıçdaroğlu, HDP ile de gereği olmayan derecede samimiyet kurdu.

İYİ Parti’yi unutmayalım. İYİ Parti’yi verdiği milletvekilleriyle var eden de yine Kemal Kılıçdaroğlu.

Ve oluşan tabloda gelmiş geçmiş en muhafazakâr-sağ parlamento meydana geldi. Sosyal demokratlar ise hiç olmadığı kadar azınlıkta kaldı. 

Daha da acısı şu ki: Kemal Kılıçdaroğlu’nun destek verdiği partiler ve liderler, bugün CHP’nin kurumsal yapısına arkalarını dönmüş durumdalar ve dahi CHP aleyhinde politika yapar hale geldiler.

Şimdi CHP’nin genel başkanı değişti. Ancak ortada ciddi bir enkaz var. CHP aleyhinde sarsılan güven tekrar nasıl kazanılır? Bu kolay iş değil. 

Zira devletin emniyet supabı olarak görülen CHP, şu an hemen her konuda etkisiz, sözüne ve eylemlerine itibar edilmeyen bir parti konumunda. 

Ve CHP bu haliyle yerel seçimlere gidiyor…

Yerel seçimler elbette önemli, fakat daha önemlisi milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimi.

Erken seçim olmazsa CHP’nin önünde toparlanmak için dört buçuk yıl var. CHP, bu dört buçuk yılda önce kendi seçmeninin daha sonra da Türkiye’nin tekrar güvenini kazanmak için doğru adımlar atmalı.