Boncuktan kuş yaparız

Sevdiğim bazı dostlarım, “İktidarı çok eleştiriyorsun; bak dikkatli ol! Bunlar seni de atarlar içeri…” diye beni uyarıyor.
Yaptıkları uyarıların yabana atılacak bir yönü yok. Türkiye’de anlı şanlı gazeteciler, politikacılar, küçük bir ülkeyi satın alacak kadar serveti olan işadamları baskı altında yaşıyor. Sadece Eskişehir’de tanınan bir gazetecinin hapse atılması hiç de zor değil. Üstelik bizim çapımızda bir gazetecinin Silivri Devlet Konuk Evi’ne atılmasının ülke genelinde hiçbir etkisi de olmaz. Netice itibarıyla ağlarsa anamız ağlar, gerisi yalan ağlar…
Elbette biz de sarf ettiğimiz sözleri, dikkatlice seçiyoruz. İşgüzar bir savcının işini kolaylaştırmamak için, yazdığım yazıları 3 – 4 defa silip, yeniden kaleme aldığım çok oluyor. Ancak yine de vatan ve namus borcumuz gereği gerçekleri haykırmaya devam ediyoruz.
İsmet İnönü’ye atfedilen çok güzel bir söz var; “Bir memlekette namuslu insanlar, en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça, orada kurtuluş yoktur!..”
En kötü ihtimalle yakın gözlüklerini burnumuzun üzerine asarız, boncuktan kuş yaparak hapishanedeki masraflarımızı karşılamaya çalışırız.
Ama kalemimizi de satmayız…
 

İki senelik çilelerimiz boşa gitti 

2023 yılbaşında “2023, ekonomik açıdan 2022’den daha kötü geçecek” demiştim; maalesef haklı çıktım…
2024 yılbaşında ise, “2024, ekonomik açıdan dana kötü geçecek” demiştim; maalesef yine haklı çıkmıştım.
Ancak 2025 yılbaşında, yeni yılı değerlendirirken farklı yorum yapmış, “2025, 2024 kadar kötü geçecek, ancak daha kötü geçmeyecek. Böyle gidersek 2026 yılı itibarıyla toparlanmaya başlarız” demiştim.
Tarihe “19 Mart Olayı” diye geçecek olan Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması neticesinde, görüşlerimi revize etmek zorunda kalıyorum. Maalesef 2025, 2024’ten bile daha kötü geçecek gibi görülüyor.
İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilip, Cumhurbaşkanı adayı olması engellendikten saatler sonra, evine bir operasyon yapılarak gözaltına alındığını gördük. Tabii bunu sadece siz ve ben görmedik, Türkiye’ye yatırım yapan “Carry Trade”ci işadamları da gördü. Borsa öyle sallandı ve Türk parası öyle değer kaybetti ki, adamlar 6 ayda kazandıkları faiz gelirini, saatler içinde kaybettiler ve tekrar dövize geçerek, Türkiye piyasalarından çıktılar.
Yanlış anlamayın, Carry Trade yapanlara acımıyorum. AK Parti iktidarı sayesinde sırtımızdan çok para kazanmışlardı. Ancak Türk piyasalarını terk etmeleri, ülkenin uluslararası finans çevrelerinde “Güvenilmeyecek bir otokratik rejim” olarak algılandığını gösteriyor.
Bu ortamda ülkenin iki yakasını bir araya getirmek imkansız olmuştur. AK Parti iktidarının son yıllarda yaptığı en iyi iş, Maliye Bakanlığı’na Mehmet Şimşek’i getirmesiydi. Mehmet Şimşek yönetimi çok başarılı olamadı, ancak enflasyonun ateşini söndürmeyi de başarmıştı. Tabii bu başarıyı biz Türk Milleti olarak iki senelik krize göğüs gererek yaptık.
İşte şimdi son iki senedir ödediğimiz tüm vergiler, yemediğimiz tüm yemekler boşa gitti. Bu saatten sonra Türk ekonomisinin dikiş tutmasını imkansıza yakın olarak görüyorum.
Yazık oluyor güzel memleketimize…