Her yıl 21 Mart’ta kutlanan Nevruz, doğanın uyanışını, baharın gelişini ve yeni başlangıçları simgeler.
Fakat Nevruz, sadece mevsimsel bir döngü değil, aynı zamanda kültürel, tarihsel ve toplumsal bir miras olarak bilinir.
Nevruz çok geçmiş dönemlere dayanır…
Orta Asya’dan Anadolu’ya, Balkanlar’dan Mezopotamya’ya kadar geniş bir coğrafyada kutlanan Nevruz, farklı halkların ortak değeridir.
Nevruz’un asıl önemi doğayla uyum içinde yaşamanın ve birlik içinde olmanın bir yansıması olmasıdır.
Binlerce yıldır yakılan Nevruz ateşleri, barışa, kardeşliğe ve umuda dair yakılan meşaleler olarak biliriz.
İnsanların dilekler dileyerek, eskiyi geride bırakıp yeniye yönelerek kutladığı bir bayramdır.
Peki, biz bugün Nevruz’un anlamını ne kadar yaşıyoruz?
Doğanın döngüsünü takip edenken gerçekten onunla uyumlu bir yaşam sürdürebiliyor muyuz?
Toplumsal bölünmeler yerine, ortak değerlerimiz etrafında birleşebiliyor muyuz?
Bu sorulara yanıt verebilmek oldukça güç…
Bu bayramın, sadece bir gelenek değil, aynı zamanda bir farkındalığa sebep olmasını isteyelim…
Baharın tazeliğiyle, doğanın yenilenmesi gibi biz de ruhumuzu, düşüncelerimizi ve toplumsal bağlarımızı tazeleyelim.
Nevruz’un getirdiği ışık, hepimizin yolunu aydınlatsın.
Birlik ve beraberliğe en ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde herkesin Nevruz Bayramı’nı kutlarım…