Kimse şüphe duymasın Türküm, doğruyum, çalışkanım, küçüklerimi sever büyüklerimi sayarım - Sinan Özkar, Konuk Kalem köşesinin konuğu...
Başlık bana ait değil, Cumhuriyet Gazetesi’nin yazarlarından Figen Atalay’ın yazısının başlığı.
Kimse şüphe duymasın Türküm, doğruyum, çalışkanım, küçüklerimi sever büyüklerimi sayarım. Ben bunları her sabah Andımız’ı bağırarak öğrenmedim. Hatta üzerimde –üzerimizde- hiçbir etkisi- yoktur; diğer çocuklarla birlikte. Biz bunları öğrendik, ancak Andımız sayesinde değil. İyi kötü çağdaş bilimsel eğitimin ucundan tutunabildiğimiz ölçüde öğrendik. Yaşadığımız topluma yabancılaşmadan, insanları severek öğrendik. Okul eğitimi dışında, bir gereklilik olarak hissettiğimiz okuma alışkanlığımız, yeni şeyler öğrenme ihtiyacı duymamız sayesinde öğrendik.
Açık net bir şey söyleyeyim; Andımız’ı bağırmamız bize hiçbir şeyi öğretmedi. Yazın sıcağında, kışın soğuğunda bir an önce bitse de sınıflara girsek diye, acı –ürperten- bir duygu bıraktı. Ülkemiz son günlerde öyle bir hale geldi ki, neredeyse Andımız varsa eğitim ve ülke düze çıkacak, her yer yurtsever insanlarla dolacak. Olmuyor, yıllarca okundu bir ölçün, karşılığı nedir? Var mıdır? Ülke gündemini sığlaştırmada son derece mahir olanlar, toplumun önüne Andımız’ı attı, bu topla oyalanmaya başladı geniş çevreler.
Hükümet eğitim konusunda sınıfta kaldı, çift dikiş yaptı, belgelendi. Bir çoğunuz “belgelenme”yi bilmez. Seksenden önce ortaöğretimde üst üste sınıfta kalırsanız “belgelenirdiniz” yani elinize durumunuzu gösterir bir “tastikname” verilirdi. Bununla bir yıl boyunca tamirhanede çıraklık yapar, sağda solda sürünür; ya aklınızı başınıza alır okurdunuz ya da okul dışı işlere devam ederdiniz. (Şimdi istediğiniz kadar çakın, belgelenmezsiniz) Hükümet eğitim konusunda belgelenmiş, tastikname almıştır. İşi ehline bırakmasının zamanı gelmiştir. Ancak, yasama çoğunluğu ve yürütme erkinde, böyle bir düşünce ve düzenleme iradesi bulunmamaktadır.
Çünkü çağdaş bilimsel eğitimin istenilmemekte olduğu gibi bir düşünceye sahip olduk; yılların söz ve uygulamalarına bakarak. Acilen! Okul öncesinden başlayarak, ilköğretim, orta öğretim, mesleki eğitim, lisans ve üstü eğitimle ilgili tedbirler alınmak zorundadır. Bunların temelini bilimsel eğitim teşkil etmelidir. Bunun yolu da bellidir, tüm dünyada son derece başarılı modeller uygulanmış, bu ülkelerin kalkınmalarının da temeli olmuştur.
Yani çağdaş bilimsel eğitim sır değildir. Faydalıdır, ülkeleri kalkındırır. Tabii bu isteniyorsa, aksi bizi üçüncü dünyaya doğru pike yaptırır. Şu anda da pike durumundayız. “Acil durumda camı kırınız ve düğmeye basınız” Camı kırıyor ve düğmeye basıyorum, yangını söndürmek sorumluluğu şu andaki yöneticilerimize ait.