Eğitim alanında çalışanlar genelde eğitimi kasıtlı ve istendik davranış değiştirme olarak tanımlarlar. Bu tanım eğitim uzmanlarınca genelde kabul görmüş, adeta ezberlenmiştir. Evet eğitim bilimi açısından bu tanım oldukça kapsayıcı bir tanım olarak değerlendirilebilir. Ancak eğitim bu tanıma sığmayacak kadar geniş sosyal, ekonomik, kültürel ve politik boyutları içeren bir nitelik gösterir. Bu nedenle denilebilir ki eğitim sadece eğitim değildir. Bu saptamadan hareketle eğitim için çok çıkarım yapılabilir.
Şöyle ki Alfabenin A'dan L'ye her harfinden eğitim için dersler çıkarmak, tanımlamalar yapmak, yorumlara yer vermek mümkündür…
İşte size A’dan başlayarak bazı örnekler:
A’ya göre eğitim
adalettir, ahlaktır. Çünkü toplumun adalet dağıtması ve bireylerin yöneten ve yönetilenleri ile birlikte ahlak sahibi olması bir gerekliliktir. Adaleti amaçlamayan, toplum yönetiminin temel dinamiklerinden ahlakı öteleyen bir eğitim sistemi toplumun çökmesinin temel nedeni olur.
B’ye göre eğitim
bilimdir, beceridir. Çünkü öğretilenlerin bilimsel olması belirli boyutlarda da beceri kazandırması beklenir. Öğretim programlarının içeriğinin bilimsel olması; eğitimin olmazsa olmaz bir ilkesidir
C’ye göre eğitim
Cumhuriyettir, candır. Çünkü çağdaş toplumların yönetim biçimleri açısından tercihleri birer Cumhuriyet olmalarıdır ve cumhuriyetlerin yaşaması için canların eğitilmesi gerekmektedir. Krallık, oligarşik ve monarşik tüm yönetimler günümüz toplumları için artık istendik olamazlar. Bu nedenle toplumların yönetim biçimleri öncelikle Cumhuriyetedayalı olmalıdır. Bu durum toplumlar için en temel istendik bir tercihtir. Bu nedenle eğitim kurumları cumhuriyetçi olmalıdırlar…
Ç’ye gelince eğitim
çevredir. Evet eğitimle toplumlar sosyal, politik, kültürel ve doğal çevreyi gerekiyorsa değiştirirler; gerekiyorsa korurlar. Bu noktada tarih, toplumların çok tartışmalı ve bedeli yüksek faturalar ödediği örneklerle doludur. Özcesi eğitim daha güzel daha yaşanabilir sosyal, politik ve kültürel çevre yaratma mücadelesidir.
D’ye göre eğitim
demokrasidir, değişim ve demografiyle ilgilidir. Çünkü Cumhuriyetin tek başına ilelebet çağdaş anlayışla sürdürülebilmesi oldukça güçtür. Cumhuriyetecan veren; onun demokrasiyle taçlandırılmasıdır.Eğitim ayrıca demografi yani nüfusla ilgilidir. Kimin, nerede, nasıl eğitileceği konusu ülkenin nüfus yapısıyla doğrudan ilişkilidir ve eğitimin en büyük sorun alanı nüfusa ilişkin verilerle ilgilidir. Eğitim gelişen duruma göre akıcı bir biçimde değişimi temel alır. Zaten en basit tanımıyla eğitim davranış değiştirmedir. Ancak bunun akılcı, toplumsal gereksinimlere uygun, sorun çözücü olması kaçınılmaz bir tercih olmalıdır.
E’ye gelince eğitim
ekonomidir ve etkililiktir. Çünkü yurttaşların eğitimi özü itibariyle ekonomik bir yatırım ve süreçtir. Eğitimin ekonomik olarak işletilebilmesi süreçlerini doğru amaçlarla doğru ilke, teknik ve yöntemlerle sürdürülmesidir ki bu kısaca sistemin etkili olması demektir. Bu noktada eğitim kamusal bir sorumluluk yüklenir. Eğitimin ve eğitimcilerin ekonomik nedenlerle ulaşamayan bir sosyal grubu öteleme hakkı yoktur.
F’ye göre eğitim
faşist ve fanatik olmamalıdır. Çünkü eğitim bireylerin ırkçılığın ve sosyal bir sınıfın başka sosyal sınıf üzerinde egemenliğinin asla aracı değildir. Eğitimin, politik bilim literatüründeki karşılıklarıyla “sağ” veya “sol” her türlü otoriter tiplerin yetiştirilmesine karşıtlık göstermesi bir gereklilikten öte zorunluluktur. Ayrıca eğitimin amacı fanatik yetiştirmek hiç mi hiç değildir.
G’ye gelince eğitim
gelişmedir ve geliştirmecidir. Çünkü eğitim bireyin davranışlarının istendik yönde gelişmesini temel alır. Böylece toplumların günü yakalaması ve aşması amaçlanır…
H’ya göre eğitim hazır oluş ve
hamlıktan olgunluğa geçiştir. Çünkü eğitim bireyi her türlü duruma karşı hazır hale getirmeyi ve yaşam boyu bireyi ham bir durumdan istenilen davranışları edinmeyi, göstermeyi ve pratiğe aktarmayı amaçlar.
İ’ye gelince eğitim
itibar ve itirazdır. Çünkü eğitimle bireylerin itibarlı yaşamaları ve demokratik bir biçimde olumsuzluğa itiraz etmeleri öğretilmeye çalışılır.
I’ya sorarsanız, eğitim
ışıktır, ısıtmaktır. Çünkü eğitim topluma yol göstermek için bir ışıktır. Tarihte topluma ulusal bağımsızlık, cumhuriyet, demokrasi, özgürlük adalet mücadelesi gibi nice örneklerle doludur.
J’ye bakınca eğitim
iyi, güzel ve doğru için jandarmadır. Çünkü eğitimle yurttaşların toplumca genel olarak kabul edilen iyi, doğru ve güzel davranışların sosyal kontrolü yapılır.
K üzerine konuşulursa, eğitim
kadındır; eğitim kaderi yönlendiren bir çabadır. Evet eğitim kadındır. Çünkü eğitimle o yavrucaklar kız çocukları okuyarak, didinerek cehaleti yenerler ve eğitimle b
ireyler bir bakıma geleceklerini kurarlar...
L’ye sorarsanız eğitim
liderliktir ve laikliktir. Çünkü eğitim yoluyla toplumlar politik sosyalizasyon sağlarlar ve kendilerini yönetecek liderleri yetiştirirler. Eğitim aynı zamanda bal gibi laikliktir. Çünkü eğitimle toplumlar din ve devlet ilişkileri açısından en yetkin, en çağdaş ilke olan laiklik davranışlarını kazanırlar. Kuşkusuz laikliğin ne olduğu konusu çok tartışmalı bir konudur. Laiklik, laikliğin üçlemesi diyebileceğimiz şu temel niteliklere sahip olması bir zorunluluktur. Öncelikli olarak laiklik din ve vicdan özgürlüğüdür. Laiklik bir başka açıdan din ve devlet işlerinin aylıklarıdır. Ayrıca laiklik devletin tüm inanç gruplarına eşit uzaklıkta bulunmasıdır. Laik eğitimle toplum her türlü din sömürüsüne kapalı, din, inanç ve vicdan özgürlüğünü uygarca yaşaması amaçlanır...
Nereden bakılırsa bakılsın eğitim konuları ve nasıl bir insan yetiştirileceği özellikle
sosyal, ekonomik ve politik yönleriyle çok tartışmalı konulardır. Bu nedenle hep üç nokta konulması bir gerekliliktir. Şimdilik üç nokta koyalım, haftaya tartışmaya devam edelim…