Hakka Suresi Okunuşu - Hakka Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Yazılışı (Diyanet Meali & Dinle)

ABONE OL:google news abone ol butonu
Videoyu Aç Hakka Suresi Okunuşu - Hakka Suresi Anlamı, Tefsiri, Türkçe ve Arapça Yazılışı (Diyanet Meali & Dinle)
A
a

Hakka Suresi, Kur'an-ı Kerim'in altmış dokuzuncu suresidir ve iniş sırasına göre yetmiş sekizinci suredir. Mekke döneminin ilk yıllarında nazil olmuş ve 52 ayetten oluşmaktadır. "Hakka" kelimesi, kelime olarak mutlaka gerçekleşecek olan kıyamet anlamına gelir. Surenin ana teması, kıyamet gününü inkâr eden kişilerin görecekleri cezaları anlatmaktadır. Hakka Suresi okunuşu, Arapça yazılışı ve Türkçe anlamı ve faydaları pek çok kişi tarafından merak edilmekte ve araştırılmaktadır. Hakka Suresi'nin detayları ise haberimizde

Sütiş Eskişehir
Hakka Suresi, Mekke döneminin ilk yıllarında inmiş olup 52 ayetten oluşan bir suredir. Adını, ilk ayette geçen "el-Hakka" kelimesinden alır. "Hakka", hak, hukuk, hesap, her şeyin ortaya çıkacağı, gerçekleşeceği gün anlamına gelir. Surenin içeriği, ahirette mutlu olacak müminlerden ve kâfirlerin çekeceği cezalardan bahseder. Müslüman topluluğu için önemli bilgiler içeren bu sure, hakikat gününü ve ahiret hayatını anlamak adına önemli kavramlara vurgu yapar.

Hakka Suresi Ne Anlatıyor?

Hakka Suresi, ilk ayette yer alan "gerçekleşen olan kıyamet" sözleri ile başlamaktadır. Temel olarak kıyamet hallerinden bahseden bu surede, kâfirlerin çekeceği cezalar ve müminlerin durumları anlatılmaktadır. Surenin sona erdiği bölümde ise "O halde sen, yüce Rabbinin adıyla tespih et." ayeti yer almaktadır. Bu ifade, surenin ana temasını vurgulayarak kıyametin gerçekleşeceği günün önemine dikkat çeker ve insanların yüce Rableri olan Allah'a yönelmelerini hatırlatır.

Hakka Suresi Okunuşu

Bismillahirrahmanirrahim
1.Elhakkatu.
2.Melhakkatu.
3.Ve ma edrake melhakkatu.
4.Kezzebet semudu ve 'adun bilkari'ati.
5.Feemma semudu feuhliku bittağıyeti.
6.Ve emma 'adun feuhliku birıyhın sarsarin 'atiyetin.
7.Sahhareha 'aleyhim seb'a leyalin ve semaniyete eyyamin husumen feterelkavme fiyha sar'a keennehum a'cazu nahlin haviyetin.
8.Fehel tera hehum min bakıyetin.
9.Ve cae fir'avnu ve men kablehu velmu'tefikatu bilhatıeti.
10.Fe'asav resule rabbihim feehazehum ahzeten rabiyeten.
11.İnna lemma tağalmau hamelnakum fiylcariyeti.
12.Linec'aleha lekum tezkireten ve te'ıyeha uzunun va'ıyetun.
13.Feiza nufiha fiysuri nefhatun vahıdetun.
14.Ve humiletil'ardu velcibalu fedukketa dekketen vahıdeten.
15.Feyevmeizin veka'atilvakı'atu.
16.Venşakkatissema'u fehiye yevmeizin vahiyetun.
17.Velmeleku 'ala ercaiha ve yahmilu 'arşe rabbike fevkahum yevmeizin semaniyetun.
18.Yevmeizin tu'radune la tahfa minkum hafiyetun.
19.Feemma men utiye kitabehu bi yemiynihi feyekulu haumu'krau kitabiyeh.
20.İnniy zanentu enniy mulakın hısabiyeh.
21.Fehuve fiy 'ıyşetin radıyetin.
22.Fiy cennetin 'aliyetin.
23.Kutufuha daniyetun.
24.Kulu veşrebu heniyen bima esleftum fiyl'eyyamilhaliyeti.
25.Ve emma men utiye kitabehu bişimalihi feyekulu ya leyteniy lem ute kitabiyeh.
26.Ve lem edri ma hısabiyeh.
27.Ya leyteha kanetilkadıyete.
28.Ma ağna 'anniy maliyeh.
29.Heleke 'anniy sultaniyeh.
30.Huzuhu feğulluhu .
31.Summel cehıyme salluhu.
32.Summe fiy silsi letin zer'uha seb'une zira'an feslukuhu.
33.İnnehu kane la yu'minu billahil'a zıymi.
34.Ve la yehuddu 'ala ta'amil miskiyni.
35.Feleyse lehulyevme hahuna hamiymun.
36.Ve la ta'amun illa min ğısliynin.
37.La ye'kuluhu illelhatıune.
38.Fela uksimu bima tubsırune.
39.Ve ma la tubsırune.
40.İnnehu lekavlu resulin keriymin.
41.Ve ma huve bikavli şa'ırin kaliylen ma tu'minune.
42.Ve la bilkavli kahinin kaliylen ma tezekkerune.
43.Tenziylun min rabbil'alemiyne.
44.Velev tekavvele 'aleyna ba'dal'ekaviyli.
45.Leehazna minhu bilyemiyni.
46.Summe lekata'na minhulvetiyne.
47.Fema minkum min ehadin 'anhu haciziyne.
48.Ve innehu letezkiretun lilmuttekıyne.
49.Ve inna lena'lemu enne minkum mukezzibiyne.
50.Ve innehu lehasretun 'alelkafiriyne.
51.Ve innehu lehakkulyakıyni.
52.Fesebbih bismi rabbikel'azıymi.
 

Hakka Suresi Türkçe Okunuşu ve Anlamı

Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
1.Gerçekleşecek olan kıyamet!
2.Nedir o gerçekleşecek olan kıyamet?
3.Gerçekleşecek olan kıyametin ne olduğunu sen ne bileceksin?
4.Semûd ve Âd kavimleri, yüreklerini hoplatacak olan büyük felaketi (Kıyameti) yalanladılar.
5.Semûd kavmi korkunç bir sarsıntı ile helâk edildi.
6.Âd kavmine gelince onlar da uğultulu ve dondurucu şiddetli bir rüzgarla helak edildi.
7.Allah onu kesintisiz olarak yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün.
8.Şimdi onlardan geri kalan bir şey görüyor musun?
9.Firavun, ondan öncekiler ve yerle bir olan şehirler (halkı olan Lût kavmi) hep o suçu işlediler.
10.Öyle ki Rablerinin elçilerine karşı geldiler. Bunun üzerine Allah da onları gittikçe artan bir azap ile yakaladı.
11, 12.Şüphesiz, (Nûh zamanında) su bastığı vakit, sizi gemide biz taşıdık ki, bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu bellesin.
13, 14, 15.Sûr'a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş(kıyamet kopmuş)tur.
16.Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur.
17.Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz taşıyıcı taşır.
18.O gün (hesap için Allah'a) arz olunursunuz. Hiçbir sırrınız gizli kalmaz.
19.İşte o vakit, kitabı kendisine sağından verilen kimse der ki: "Gelin, kitabımı okuyun!"
20."Çünkü ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum."
21.Artık o, hoşnut bir hayat içindedir.
22.Yüksek bir cennettedir.
23.Onun meyveleri sarkar (kolaylıkla devşirilebilir).
24.(Onlara şöyle denir:) "Geçmiş günlerde yaptıklarınıza karşılık, afiyetle yiyin, için."
25.Kitabı kendisine sol tarafından verilen ise şöyle der: "Keşke kitabım bana verilmeseydi."
26."Hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim."
27."Keşke ölüm her şeyi bitirseydi."
28."Malım bana hiçbir yarar sağlamadı."
29."Saltanatım da yok olup gitti."
30.(Allah şöyle der:) "Onu yakalayıp bağlayın."
31."Sonra onu cehenneme atın."
32."Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu."
33."Çünkü o, azamet sahibi Allah'a iman etmiyordu."
34."Yoksulu doyurmaya teşvik etmiyordu."
35."Bu sebeple, bugün burada onun samimi bir dostu yoktur."
36."Kanlı irinden başka bir yiyeceği de yoktur."
37."Onu günahkârlardan başkası yemez."
38, 39, 40.Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur'an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah'dan alıp tebliğ ettiği) sözüdür.
41.O, bir şâirin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz!
42.Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz!
43.O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.
44, 45.Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı mutlaka onu kudretimizle yakalardık.
46.Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik.
47.Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı.
48.Şüphesiz Kur'an Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür.
49.Şüphesiz biz, içinizden yalanlayanların olduğunu elbette biliyoruz.
50.Şüphesiz Kur'an, kâfirler için mutlaka bir pişmanlık sebebidir.
51.Şüphesiz Kur'an gerçek kesin bilgidir.
52.O halde sen, yüce Rabbinin adıyla tespih et.
 

Hakka Suresi Dinle


Hakka Suresi Tefsiri

Hakka Suresi Tefsirinin Tamamı için Tıklayın
 
“Kıyamet” diye çevirdiğimiz hâkka kelimesi, hak kelimesinden türemiş bir isimdir. Hak ise sözlükte, “gerçek, sabit ve doğru olmak, gerekmek; bir şeyi gerçekleştirmek; bir şeyi kesin olarak bilmek” gibi mânalara gelmektedir. İsim olarak “gerçek, sabit, doğru, varlığı kesin olan şey” anlamlarında kullanılan hak kelimesi genellikle bâtılın zıddı olarak gösterilmiştir (bilgi için bk. Mustafa Çağrıcı, “Hak”, DİA, XV, 137). Kıyamet kesin olarak gerçekleşeceği ve bu sayede insanlar dünyada yapıp ettiklerinin gerçek değerini kavrayacakları ve sonuçlarını görecekleri için ona da “Hâkka” ismi verilmiştir. Sûrenin ilk üç âyeti gerek üslûp gerekse anlam olarak kıyamet olayının büyüklüğüne ve şiddetine işaret ettiği gibi ne zaman meydana geleceğinin bilinemeyeceğini de göstermektedir.
 Müfessirlerin büyük çoğunluğu hâkka kelimesine “kıyamet” anlamı vermiş olmakla birlikte bu âyetlerin ardından dünyada azaba uğramış kavimlerin anılmasından hareketle hâkka kelimesinden, Hz. Peygamber’e isyan eden Kureyş’in başına gelecek olan azabın kastedildiği ve bu azabın dehşet ve şiddetine dikkat çekildiği görüşünde olanlar da vardır (Ateş, X, 36).
“Kapılarını çalacak felâket” diye çevirdiğimiz karia kelimesi “çarpan, vuran, çarpışan” anlamında olup burada kıyametin bir başka ismi olarak kullanılmıştır. Semûd ve Âd kavimleri âhireti inkâr edip kendilerine gönderilen peygambere isyan ettikleri için birincisi (Semûd), şiddetinden dolayı âyette “tâgiye” (azgın) denilen çok ağır bir depremle yok olup gitmiştir (bilgi için bk. A‘râf 7/73-79; Hûd 11/61-68); Âd kavmi ise inkârcılıkta ısrar ettiği için Allah onların üzerine kasıp kavuran bir fırtına göndermiş; bu fırtına Âd kavminin yurdunda yedi gece sekiz gün devam etmiş; sonunda insanları sökülmüş hurma kütükleri gibi yerlere serivermiştir (krş. Kamer 54/19-20). Âd kavminin muhteşem sarayları ve köşkleri yerle bir olmuş; böylece yok olup gitmişlerdir. Bu iki kavmin âkıbetleri, hem Muhammed ümmetine birer ders ve ibret levhası olarak hem de bu felâketleri gerektiren gücün kıyameti de gerçekleştireceğine bir kanıt olarak zikredilmiştir (bk. A‘râf 7/65-72; Hûd 11/50-60).
Firavun’dan maksat, Hz. Mûsâ zamanındaki Mısır kralıdır (İbn Âşûr, XXIX, 120; Firavun ve kavmi hakkında bilgi için bk. A‘râf 7/103 vd.). “Ondan öncekiler” tamlaması ise genel bir ifade olup Firavun’a kadar gelmiş geçmiş ve isyanları sebebiyle helâk olmuş kavimleri kapsamaktadır. Yukarıda geçen Âd ve Semûd kavimleri de bu grubun içinde yer alır. Altı üstüne getirilen şehirler ise Lût aleyhisselâmın peygamber olarak gönderildiği Sodom ve Gomore olarak yorumlanmıştır (bk. A‘râf 7/80-84; Hûd 11/77-83). İşte bu kavimlerin her biri kendi peygamberine isyan edip onu yalancılıkla itham ettikleri için ayrı ayrı şiddetli cezalara mâruz kalmışlardır. 10. âyetteki “resul” kelimesinin tekil olması her bir kavme gönderilmiş olan ayrı bir peygamberi ifade eder (İbn Âşûr, XXIX, 122). 
11. âyette değinilen olay, Hz. Nûh zamanında meydana gelmiş olan tûfandır. Nûh kavmi peygambere isyan ettiği için Allah Teâlâ onları suya garketmiş, Nûh’a inanıp onun gemisine binenleri ise kurtarmıştır. İşte, “Sular coştuğu vakit sizi gemide biz taşıdık” meâlindeki cümle o gün Nûh’un gemisinde bulunup da Allah’ın lutfuyla kurtuluşa eren, sular çekildikten sonra da karaya çıkan ve sonrakilerin ataları, dedeleri durumunda bulunan müminlere işaret eder. Yukarıda kısaca değinilen olaylarda inkârcıların cezalandırılmış, inananların ise kurtarılmış olduğu haber verilerek olayların nesilden nesile aktarılması ve işiten herkesin bundan ibret alması amaçlanmıştır. Nitekim bu husus 12. âyette açıkça ifade edilmiştir (Nûh kavmi ve tûfanı hakkında bilgi için bk. A‘râf 7/59-64; Hûd 11/25-49).

Hakka Suresi Okumanın Faziletleri ve Faydaları

Hakka süresini okumak ile düşmanlardan korunmak ve onları defetmek umulur. Ayrıca bu sureyi bol bol okuyanlara kıyamet gününde kolay hesap ile karşılaşacağı müjdelenmiştir. Bu kapsamda ahiret mutluluğuna erişmek için büyükler bu surenin okunması tavsiye etmişlerdir.

Hakka Suresi Kuran'ın Kaçıncı Sayfasındadır?

Hakka Suresi 29.cüzde 565. sayfadadır. Mekke döneminde inmiştir ve 52 âyettir. Sûre, adını birinci âyeti oluşturan“el-Hâkka” kelimesinden almıştır.
 
 
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi