Bu krizin ekonomiye faturası ağır oldu!

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilip tutuklanmasıyla piyasalar adeta yangın yerine döndü.

Bu defa yaşanan krizin nedeni ekonomik değil siyasi.

İktisatçıların ve ekonomistlerin değerlendirmeleri çok net:

“Seçimlerin üzerinden geçen 2 yılda Merkez Bankası’nın biriktirdiği 65 milyar dolarlık net rezervin yüzde 40’a yakınına tekabül eden 25 milyar dolar rezerv satışı 3 günde yapıldı. Kazanımların önemli bir kısmı kaybedildi.”

Merkez Bankası’nın kur üzerindeki baskıyı azalmak için yüksek faiz vermekten başka çaresi kalmadı.

Nitekim gecelik borçlanmalarda faiz artırımı ve vadeli döviz satışları hamleleri peş peşe geldi, borsada devre kesiciler uygulandı.

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, BBC Türkçe’ye verdiği röportajda, siyasi gerilimin tırmandığı şu günlerde, ekonominin ciddi bir maliyetle karşılaşacağını belirtirken…

Siyasi riskler ve belirsizlik nedeniyle kur üzerindeki baskıların devam edeceğini, kurdaki zıplamanın enflasyonu yükselteceğini, artan risklerin dış borç faizlerini artıracağını söylüyor.

Eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Fatih Özatay Yetkin Report'ta yazdığı analizinde, döviz borcu yüksek şirketlerin bilançolarının bozulacağına işaret ederken, siyasi krizin derinleşmesi durumunda şu öngörülerde bulunuyor:

“Büyüme durur, işsizlik yükselir. O zaman, ekonomi programının raf ömrü tümden biter. 

Son dokuz-on yılda yaşanandan daha fazla zorluk yaşanacak.

Sonra birkaç yıl yüzde 3-5 büyüme. Sonra muhtemelen ekonomide daralma. Sonra yine yüzde 3-5 büyüme. Yüzde 25-35 arasında kalırsa sevinilecek bir enflasyon oranı. Sık sık enflasyonda sıçrama.

Her daim dışarıdan borçlanmaya bağımlı bir ülke."

Bir not da iş dünyasından ekleyelim.

100 bini aşkın şirketi temsil eden Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve birçok kişinin tutuklanmasıyla ilgili sürece ilişkin yaptığı açıklamada, “Toplumsal adalet inancının, demokratik temsilin ve anayasal kurumların ciddi bir sınamadan geçtiği” ifadelerini kulandı.

TÜRKONFED, yaşananları “genel kamuoyu vicdanında karşılık bulmayan” gelişmeler olarak niteledi. 

Hasılı…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, karşısında rakip olarak görmek istemediği İmamoğlu’na yönelik yürütülen soruşturmalar ve tutuklanmalar sonucu ülkede yaşanan krizin ekonomide yarattığı bu kırılmanın faturası ağır olacak.

Bu faturayı 86 milyon yurttaş olarak değer kaybeden TL, yüksek enflasyon nedeniyle iğneden ipliğe her mal ve hizmete gelecek zamlar karşısında eriyen maaş ve gelirlerimizle ödeyeceğiz.

Yoksulluğumuzun daha da artmasıyla ödeyeceğiz.

En kötüsü ekonominin düzeleceğine ilişkin umut da kalmadı.

‘Öğrenciler yarınlarını kurtarma telaşındalar’

Zafer Partisi Eskişehir İl Başkanı Hasan Demir, ESTV yayınında, 20 Ocak’tan beri tutuklu bulunan Genel Başkanları Ümit Özdağ’ın yanı sıra İmamoğlu’nun göz alınması sonrası yaşanan süreçle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

“Türk milliyetçileri ve Atatürkçüler olarak sahaya çıkma zaruretimiz vardı. Biz bunu seve seve yaptık ve sahaya çıktık. 4 gündür de Eskişehir'de gerçekleşen her türlü fiil eylemde mücadelenin içindeyiz” ifadeleriyle söze başlaya Başkan Demir, olası provokatif eylemlerle devlet ile milletin karşı karşıya gelmesini önleme adına çaba sarf ettiklerini kaydetti.

Eskişehir halkının, öğrencilerin ve polisin çok itidalli davrandığının altını çizen Demir’in, şu gözlem ve yorumu önemli:

“Gezi eylemleriyle şu anki öğrenci odaklı eylemleri bir tutmanın imkanı yok. Burada devlete karşı herhangi bir faaliyet kesinlikle söz konusu değil. Öğrenciler haklarını arıyorlar. Öğrenciler umutsuzluğa sevk edilmiş, yarınlarını kurtarmanın telaşındalar haklı olarak. Biz de bunları desteklemek için o alanlarda onlarla beraber hareket ediyoruz. 

Demokrasi ve hürriyet gibi kavramların öğrenciler bünyesinde nasıl arzu edildiğini, toplumun hangi şartlardan geçtiğini, bu olayların sükunetle devam etmesinden çok daha iyi anlayabiliriz.”

Eskilerin değimiyle “ahir zamanlardan geçiyoruz.”

Ülke ve kendi geleceğinden endişe eden mutsuz halk kitlelerine her geçen gün yenileri ekleniyor.

Yaşanan bu siyasi ve ekonomik tablonun sürdürülebilmesi çok zor.

Buradan görünen o.