“ÇED olumlu kararı verilmesi kesinlikle hukuka aykırıdır”

ABONE OL:google news abone ol butonu
Videoyu Aç “ÇED olumlu kararı verilmesi kesinlikle hukuka aykırıdır”
A
a

Cengiz Holding’in Alpagut-Atalan Maden Projesi’nin Eskişehir’de yankıları sürmeye devam ediyor. Eskişehir Barosu Başkanı Avukat Mustafa Elagöz, Alpagut-Atalan bölgesindemaden projesine yönelik Es TV’ye açıklamalarda bulundu.

Sütiş Eskişehir
Eskişehir Baro Başkanı Avukat Mustafa Elagöz işaret etti: Baromuz hukuki sürecin takipçisi olacaktır

Eskişehir Baro Başkanı, projenin çevreye ve bölge halkına vereceği zararlara dikkat çekerek, yasanın maden şirketlerine hizmet ettiği ve vatandaşın iradesinin görmezden gelindiği konularında önemli tespitlerde bulundu.

“Eskişehir Barosu olarak toprağın üstünün altından daha değerli olduğunu savunuyoruz.”

“Bölge hem canlı hayatı hem de meyve sebze yetiştiriciliğinde çok önemli bir bölge”diyen Baro Başkanı Elagöz, ÇED olumlu raporunun yürürlülükteki mevzuata aykırı olduğuna değindi.

Elagöz, “Bilindiği şekilde altın madenciliği, 10 yıla kadar sürebilen bir araştırma süreciyle başlayan, daha sonra geliştirme ve sondaj aşamalarıyla devam eden çok aşamalı bir süreç. Üretimin yapıldığı madenler 30 yıla kadar aktif kalabiliyor. Ve ne yazık ki dünyada altın üretiminin yaklaşık yüzde 85'inde siyanür kullanılıyor. Burada her iki değer arasında bir seçim yapılması gerekli ve biz Eskişehir Barosu olarak toprağın üstünün altından daha değerli olduğunu savunuyoruz. Çünkü ne yazık ki maden sahalarında madenin çıkarılması ve işlenmesinin ardından yapılması vadedilen rehabilitasyon çalışmalarının bölgeyi eski haline döndürmesi mümkün değil. Bölgede çalışmak isteyen firmaların maden işletmeciliğinden çok yüksek kazançlar sağlaması ne yazık ki verilen zararı gözardı etmelerine sebep oluyor. Bu sebeple yaptığımız basın açıklamasında da belirtmiştik ki böyle bir projeye ÇED olumlu kararı verilmesi yürürlükteki mevzuatımız uyarınca mümkün olmadığından tüm devlet yetkililerini görevlerini yapmaya ve kamunun menfaatini kişisel çıkarların üzerinde tutmaya davet ediyoruz.” dedi.

“ÇED olumlu kararı verilmesi kesinlikle hukuka aykırıdır”

“ÇED olumlu kararı verilmesi halinde yargıya başvuracağız.” ifadesini kullanan Baro Başkanı Elagöz, geçmiş tecrübelerimizin bize gösterdiği örnekler, kalıcı zararlar olmuştur diyerek, “ÇED raporu Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına sunulduğunda projenin gerçekleştirilmesinin çevreye vereceği zararları bertaraf etmeye yönelik birçok taahhüt ile birlikte sunuluyor. Baktığımızda kağıt üzerinde çevreye zarar vermeyeceği belirtilen maden faaliyetinin gerçekleştirilmeye çalışıldığı yer itibariyle doğaya ve çevreye zarar vermeme ihtimali neredeyse yok. Fakat nasıl projelere karşı ÇED olumlu kararları veriliyor ? Ne yazık ki kağıt üzerindeki taahhütler yeterli görülerek. Geçmiş tecrübelerimizin bize gösterdiği şekilde bu gibi proje örnekleri ülkemizin birçok bölgesinde çevre felaketlerine yol açmış, telafisi mümkün olmayan kalıcı zararlara neden olmuştur. Özellikle Çanakkale Kaz Dağları, Erzincan İliç, Ordu Fatsa bölgesinde açılan maden ocaklarının doğaya ve canlı hayatına zararları ortadadır. Bu sebeple Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından çevreye zarar vereceği aşikar olan bu projelere ÇED olumlu kararı verilmesi kesinlikle hukuka aykırıdır. Baromuz tarafından da söz konusu projeye karşı ÇED olumlu kararı verilmesi halinde yargıya başvurulacaktır.” cümlelerini kullandı. 

“Maden yasasının maden şirketlerinin etkisinden kurtarılması gerekiyor”

Maden yasasının 29 kez değişikliğe uğradığına dikkat çeken Mustafa Elagöz, yasa değişikliklerinin sebeplerini açıkladı.

Mustafa Elagöz, “1985 tarihli bir Maden Kanunumuz var yürürlüğünden bu yana 29 kez değişiklik geçirmiştir. Bu kadar fazla değişiklik geçirmesinin sebebi ne yazık ki geçmişte yapılan hataları ve şirketlerin sorunlarını çözmek. Tabiri caizse yapboz tahtasına dönen yasanın koruduğu ne yazık ki halk değil maden şirketleri. Çevreyi korumak istiyorsak öncelikle yasaları kamunun menfaatine uygulamamız gerekiyor. Yabancı şirketler ülkelerinde izin verilmeyen madencilik faaliyetleri için ne yazık ki topraklarımızda rahat rahat ruhsat alabiliyorlar. Maden yasasının maden şirketlerinin etkisinden kurtarılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“Önleyici tedbirlerin alınması ve zarar verici faaliyete baştan izin verilmemesi temel kural olmalıdır”

“Sorumluların cezalandırılması ya da şirketlerin tazminat ödemeleri, canların ve doğaya zararların giderilmesini sağlamamakta.”diyen Elagöz, "Geçmiş tecrübelerimize bakarsak örneğin İliç’te gerçekleşen faciada biliyorsunuz 9 işçi göçük altında kalmıştı. İhmali olan kişilerle ilgili bazı soruşturmalar yürütüldü ve yürütülmekte. Fakat orada bir çevre katliamı da yaşandı atık havuzunda depolanan toprak yığını heyelan şeklinde sabırlı deresine doğru aktı. 10 milyon m3 olarak düşünülen bu yığının içinde birçok zararlı madde bulunmakta. Çevre facialarının en kötü yanı telafisinin mümkün olmaması. Bu sebeple önleyici tedbirlerin alınması ve zarar verici faaliyete baştan izin verilmemesi temel kural olmalıdır. Toprağı havayı suyu zehirleyen bu vahim olaydan sonra artık sorumluların bulunması cezalandırılması ya da şirketlerin zararla ilgili tazminat ödemeleri ne yazık ki ne giden canların ne de doğaya verilen zararların giderilmesini sağlamamakta.” dedi.

“İmzalar vatandaşın bu projeyi istemediğini göstermesi açısından çok önemli”

Alpagut Atalan Madene Hayır Platformu, topladıkları 8 bin 712 imzanın vatandaşlar tarafından projeyi istemediğine dair önemli bir bilgi olduğuna işaret eden Elagöz,"İmzalar vatandaşın bu projeyi istemediğini göstermesi açısından çok önemli. Madencilik faaliyeti tüm Eskişehir’in doğasını etkileyecek olmasının yanısıra yöre halkının yaşam hakkını en yakın şekilde etkilemekte. Bu sebeple de Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇED olumlu ya da Olumsuz kararı verirken vatandaşın istek ve itirazlarını değerlendirmelidir. Bazı gazete haberlerinde gerçekteştirilen halkın katılımı toplantısında vatandaşın proje ile olumlu şekilde ilgilendiği ve toplantının çok verimli şekilde geçtiği yazılmış, fakat gerçekte orada neler yaşandığını sizler ve bizler gördük. Yöre halkı çok açık bir biçimde projenin yapılmasını istemediğini beyan ettiler ve imzalar da bu iradenin bir yansıması olarak kayıtlara geçmesi açısından önemlidir.” cümlelerini kullandı.

“Çevre kanunu çevrenin korunması görevini vatandaşa ve devlete eşit olarak yüklemiştir”

“Bu projeye karşı ÇED olumlu kararı verilmesi ihtimalinde kamu kurumları tarafından kararın iptali için davaların açılacağını tahmin ediyorum” diyen Eskişehir Baro Başkanı Mustafa Elagöz, cümlelerini şöyle noktaladı:

“Baromuz da hukuki sürecin takipçisi olacaktır. Yöre halkı ve sivil toplum kuruluşları da açılan davaya müdahil olabilir ya da ayrı dava açabilir. Çevre kanunu çevrenin korunması görevini vatandaşa ve devlete eşit olarak yüklemiştir. Bu sebeple her bir vatandaşın çevrenin korunması yolunda görevi yetkisi ve temiz bir çevrede yaşama hakkının ihlal edilmesi halinde dava açmakta hukuki yararı vardır.”
 
 
 
Kaynak : M. ANIL AKSOY
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi