Geçmiş olsun

Tufan Çakır yazdı

22 Temmuz 2017 09:30
A
a
Sütiş Eskişehir
Son bir haftadır ilk önce İstanbul’daki yoğun yağmur yağışı nedeniyle oluşan su taşkınlarının yarattığı hasarlar. Daha sonra Muğla açıklarında meydana gelen 6,3 büyüklüğünde deprem ve artçıları sebebiyle yarattığı korku ve hasarlar. Sigortanın önemini bir kez daha ortaya koydu. Tabi bu arada can kaybının olmaması en büyük tesellimiz. Can kaybının olmaması sevindirici olmasına rağmen daha sonra mağdurların maddi hasarlarının karşılanması ayrı bir sorun haline gelebiliyor. Bir atasözümüze göre “mal canın yongasıdır” deyişi bu günler için söylenmiş.
Bu konu üzerinden biraz sigorta şirketlerini eleştireceğim. Bu arada da sigortalı poliçe sahiplerine de birkaç yol gösterici bilgi vermeye çalışacağım bu hafta. Bu türlü yoğun hasarlar karşısında bazı sigorta şirketleri, poliçe sahiplerine zorluklar çıkardığını duyuyorum. İsterseniz bazı örnekler vereyim. İstanbul’daki sel felaketinden sonra; Selde aracı ağır hasar alan mağdurlara, "Aracı su birikintisine kendinizi mi sürdünüz?" şeklinde soruların yöneltilmesi. Büyükçekmece'de açılan rögar kapağına düşen ticari bir araç için inceleme yapan eksperlerin şoförü sorumlu tutması. Yenibosna'daki bir tekstil atölyesinde ise işi yokuşa süren sigorta yetkililerinin "İşyerinize giren suyun dere mi, yağmur mu, şebeke suyu mu? olduğu araştırılacak" dediği duyumlarını alıyoruz. Tabii bu tür davranışlar sigorta şirketlerine olan güveni zedeliyor. Bu konuda ciddi çalışan sigorta şirketi yetkilileri ise bu tür olayların tümünün eğer bu riskler poliçede yer alıyor ise sigorta kapsamı içinde değerlendirileceğini söylüyorlar.
 ‘Araç sahibi bilerek suya girdiyse ‘ağır kusurdur’, sigorta ödemez’ diyenlere karşı. Doğan Sigorta Brokerlik CEO’su (İcra Başkanı) Selcen Gür bu konuda: “Sürücü suyun derinliğini, debisini bilemez. Alt geçide girdiğinde aracı arıza yapabilir. Bundan sorumlu değildir. Sel ve yağış zararları kasko kapsamında ve yüzde 100’ü karşılanır.” Diye poliçe sahiplerinin yüreğine su serpiyor. Bu türlü yaklaşımlarla çalışan sigorta şirketleri, her zaman piyasada kalacak ve güvenilirliğinin karşılığını alacaktır.
Yani kısaca ister sel, su, seylap, deprem ne derseniz deyin. Eğer poliçelerinizde bu riskleri satın aldıysanız. Zararlarınız sigorta şirketleri tarafından ödenecektir. Bazı sigorta şirketlerinin aleyhte yorumlar yapması sizlerin hak arayışlarınızı engellemez. Onun için iyi bir acente ile çalışıyorsanız. İyi ve güçlü bir sigorta şirketi ile çalışıyorsanız. Sorunsuz, zararlarınız kanuni hadler içerisinde sizlere ödenecektir. Hiç kuşkunuz olmasın. Doğal afet yaşayan tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum. Bu saatten sonra; sigortalı iseniz bir an evvel sigorta şirketinize başvurup dosya açtırıp. Ekspertiz raporunuzu düzenletmeniz gerektiğini hatırlatıyorum.
Ayrıca eğer sigortanız yok ise; Eğer Devletimiz. Bu felaketleri yani deprem bölgesini veya sel bölgesini doğal afet bölgesi ilan ederse; sigorta olması da gerekmiyor. Zararını beyan eden, fotoğrafını çeken ve eksper raporunu alan her vatandaş sigortası olmasa da zararını talep edebiliyor. Sigortası olanlar ise afetlerdeki muafiyeti nedeniyle sigorta şirketinden alamadığı tutarı devletten isteyebiliyor.
Bunu da hatırlatayım dedim. Tekrar hem İstanbul hem de Muğla çevresindeki vatandaşlarımıza tekrar geçmiş olsun diyorum.
Sigorta yaptırmanın önemli olduğunu. Bu tür felaketlerin insanların hayatlarında belki bir defa karşılaşacaklarını ama kişilerin tüm birikimlerini bir anda sileceği bu türlü felaketler karşısında ufak bir sigorta  primi ile kurtulacağınızı unutmayın diyorum.
Ercan Kardeşler Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi