Ya Cumhuriyet olmasaydı...

Türkiye Cumhuriyeti’nde bir kız çocuğu soyadıyla dünyaya geliyor…

En temel hakların başında gelen ‘yaşama hakkı’ ile doğan minik kıza ilk iş bir kimlik çıkarttırılıyor… 

Kız çocuğu yavaş yavaş büyüyor… Türkçe konuşmayı öğreniyor… 

Ardından eğitim hayatına atılıyor… Bir kız olarak erkeklerden farksız, eğitim hakkına sahip oluyor.  Modern okullarda, karma eğitim ile eğitim alıyor…

Okuma-yazma öğreniyor. Latin alfabesini kullanarak yazı yazıyor… 

Özgürce çağdaş bir şekilde giyinebiliyor… 

Büyümeye devam ediyor…

Seçme ve seçilme hakkı olduğu için 18 yaşından itibaren ülkede kimler tarafından yönetileceğini belirleyebiliyor. Yönetimde söz sahibi oluyor…

Üniversiteye gidiyor… Kendi ayakları üzerinde durabilen genç kadın, iş hayatına atılıyor…

İstediği her mesleği seçebiliyor… 

Hayatını kendi istekleri doğrultusunda yön vererek yaşıyor…

***

Okurken basit ama anlamı çok büyük olan tüm bu imkanlara eğer cumhuriyet olmasaydı sahip olamazdık…

Türkiye’nin profesyonel kadın akrobasi pilotu olarak tanınan ilk kadın sivil pilotu Semin Öztürk Şener olmazdı…

Tarihe adını altın harflerle yazdıran, ülkenin gururu yüzücü Sümeyye Boyacı olmazdı…

Sadece ülkesindeki kadınlara değil tüm dünyaya ilham olan, birbirinden farklı dallarda elde ettikleri başarılarla örnek Türk kadınları olmazdı…

***

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kadına değer veren, yücelten ve yaşamın her noktasında yer alması gerektiğini düşünen bir liderdi…

Attığı adımlar ve Türk kadınına sağladığı haklar ile bunu en güzel şekilde kanıtlayan Atamız, geleceği de gençlere emanet edip ileri görüşlülüğünü ortaya koyarak, bugün ülkede en fazla sorun yaşayan kesimlere yıllar sonra hâlâ güç vermeye devam edebilmektedir…

Bugün kadını ikinci plana atarak ezmeye çalışanlar olabilir…

Kadınların çalışmasını değil evinde oturup çocuk yapması gerektiğini düşünen bir zihniyet olabilir… 

Genç kadın öğrencilere eğitime teşvik etmek yerine “Seçici olmayın, evlenin” telkininde bulunanlar olabilir…

Yıllardır kalkamadıkları siyasi koltuklarında kadına yer vermeyi akıllarından bile geçirmeyenler olabilir…

Ama biz Türk kadınları Atamızdan aldığımız güçle kendimizin farkındayız, eğer istersek her şeyi yapabileceğimizi biliyoruz…

“Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyenlere inat kadın ve erkeğin eşit olduğuna inanıyoruz…

“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir. Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir” diyen Atamızı tam da söylediği gibi üzerinden yıllar geçmesine rağmen anlıyor, fikirlerini yüzyıllarca yaşatmaya devam edeceğimizi bir kez daha söylüyoruz…

Cumhuriyetin 100’üncü yıl gururunu yaşayan bizler, bugün, bu ülkede özgürce yaşayabilme imkanı sunan Atamızı anıyor ve arıyoruz…