Uzun yıllardır okul müdürleri sınavla, çok nadir de olsa mülakatla atanıyordu. 2014 yılında çıkan ‘Yönetici Değerlendirme ve Atama Yönetmeliği’ Resmi Gazetenin 10 Haziran 2014 tarih 29026 sayısında yayımlandı. Ağustos ayı başında başlayan Yönetici Değerlendirmeleri de sonuçlandı. Okulların yeni yöneticileri de kesinleşti. Bu yıl ilk kez uygulanacak bu sisteme özellikle eğitim sendikalarının başkanları büyük tepki gösterdiler. Göstermeye de devam ediyorlar.
PUANLAMA SİSTEMİ YANLIŞ
Tepki göstermekte de haklılar. Puanlama sistemi yanlış. Okuldaki öğretmenlerin, velilerin, öğrencilerin istemediği okul müdürü, İl veya İlçe Milli Eğitim Müdürü, İl, İlçe İnsan Kaynaklarından Sorumlu Şube Müdürü, o eğitim kurumundan sorumlu şube müdürünün verdikleri puanlar. Bu puanların toplamı okuldaki en kıdemsiz ve en kıdemli öğretmen, kurulca belirlenen iki öğretmen, okul meclis başkanı öğrencinin, Okul Aile Birliği Başkanı ile Başkan Yardımcısının vereceği puanların üzerinde kalması.
İl veya ilçe Milli Eğitim Müdürü, İnsan Kaynaklarından sorumlu Şube Müdürü ve o eğitim kurumundan sorumlu şube müdürünün verdikleri puanların toplamı 60. Okul paydaşlarının verdikleri puanın toplamı 40.
Bu nedenle okuldaki öğretmen, veli ve öğrencilerin istemedikleri okul idarecisine okul paydaşlarından 5’er puan gelse dahi 75 puan barajını aşmış olduğu için okulda kalma şansı yüksek.
MÜDÜRLER SEÇİMLE GELSİN
Uzun yıllar Okul Koruma Derneği ve Aile Birliği Başkanlıkları yaptığım için biliyorum. Öğretmenler, veliler ve öğrenciler okul müdür ve müdür yardımcılarının seçimle görev alması isteniyor. Okula idareci olmak isteyen öğretmen, müdür yardımcısına bir aylık propaganda süresi verilir. Bu süre içerisinde müdür ve müdür yardımcısı adayları projelerini ortaya koyar. Sonrasında okula konulacak sandığa okulda görev yapan öğretmenler, okul öğrencilerinin velileri ve öğrenciler oylarını atarak belirlemeli. Bu müdürün ve müdür yardımcılarının görev süreleri en fazla iki yıl olmalı.
İki yılsonunda projelerini gerçekleştiremeyen, beklenen başarıyı gösteremeyen müdürlerin görevde kalıp kalamayacakları yeniden yapılacak bir seçimle belirlenmeli. En demokratik ve en tartışmasız yöntem bu. Okul idarecisi ile idareci yardımcısını öğretmenler, veliler ve öğrenciler kendileri belirledikleri için şikayet etme gibi bir lüksleri de olamaz.
Seçilerek göreve gelen idarecilerde, iki yıl sonra yeniden seçim olacağını bildiğinden, görevine devam etmek istiyorsa yüksek performans gösterirler.
Bu şekilde okul idarecileri de iki yıl sonra tekrar görevlerini sürdürmek adına daha çok makamında oturan değil, sivil toplum kuruluşlarını, hayırsever iş adamlarını dolaşarak okulunun eksiklerini tamamlanmasında katkı sağlayan müdürler olarak göze girerler.
Milli Eğitim Bakanımız ve Eskişehir Milletvekilimiz Nabi Avcı Hocamıza okul idareci atamalarında böyle bir yönetimin de uygulanır bir yöntem olup olmadığını sormak istiyorum.
*-*********
Dünya ES TV’den öğrendi
İki gündür Ayhan Kuşbaşlı kardeşim köşesinde, 29 Ağustos 2014 Cuma günü akşamı ES TV’de yaptığım ‘Eskişehir Gündemi’ programında Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Maummer Karaman’a sormuş olduğum soruyu ve verdiği cevabı yazıyor.
Dünkü köşesindeki ifadesine güldüm!
‘Türkiye Sonhaber Gazetesinden öğrendi’.
Zannedersiniz ki, Ayhan kardeşim Muammer Karaman’a soruyu sanki kendisi sordu. Muammer Karaman’da kendisine özel açıklama yaptı.
Muammer Karaman’ın ‘Ben ilk defa 2014 yılında yapılan yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy verdim’ cevabını insanlar ilk kez 29 Ağustos 2014 Cuma günü akşamı öğrendiler. Cuma günü akşamı canlı yayını izleme imkanı olmayanlarda cumartesi tekrar yayınlanan programda Muammer Karaman’ın sorduğum soruya verdiği cevabı duydular, bilgi sahibi oldular.
‘Türkiye Sonhaber Gazetesi’nden öğrendi’ diye yazmak, Cuma ve Cumartesi günleri iki kez yayınlanan programı izleyen ES TV’nin izleyicilerine hem de soruyu soran bendenize hakaret gibi oldu.
Tekrar ediyorum bırakın Türkiye’yi dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun programı izleyenler Cuma günü canlı yayında cumartesi günü ise tekrarında öğrendiler Muammer Karaman’ın ‘Ben AK Partiye bu yıla kadar oy vermedim’ dediğini.
Kaldı ki bu söz bence gereğinden fazla abartıldı. Eğitim Bir-Sen Sendikası üyesi veya o sendikanın şube başkanı, yönetim kurulu üyesi olanlar illaki AK Parti’ye mi oy vermek zorundalar? Farklı partilere oy veremezler mi? Muammer Karaman açık yürekle 2014 yılına kadar hangi partiye oy verdiğini söyledi.
Ak Parti düşüncesine yakın bir isim olan Muammer Karaman, sanki Eğitim-Sen veya Eğitim-İş Sendikası Başkanı da Ak Partiye oy vermiş gibi pişirip pişirip gündeme getirmek doğru değil. Kişiler nasıl ki senin kullandığın oyunun rengine saygı gösteriyorsa, Muammer Karaman’ın geçmişte veya bugün kullandığı oyun rengine saygı gösterilmeli.Ayhan kardeşimin soyadı Kuşbaşlı ama kuş beyinli olduğunu zannetmiyorum. Bu uyanıklığını hoşgörüyle karşılayıp onun gençliğine veriyorum.
*-*******
Günün Fıkrası:
Temelin zeki köpeği
Temel’in bir köpeği varmış. Temel bu köpeği öyle bir eğitmiş ki yapacağı her bir şeyi yapabiliyor.
Temel Cemal ile muhabbet ederken Temel köpeğine 5 lira verir. Derki git bana bir sigara al.
Temel’in köpeği kısa süre sonra elinde bir tane sigara ile gelir. Bu olay Cemal’in ilgisini çekmiştir.
Bir gün Cemal kahve de otururken Temel’in köpeğini görür ona 3 sigara alsın diye 15 lira verip bakkala yollar. Cemal, bekler bekler köpekten haber yok. En sonunda Temel’i bulup derki:
- Ula Uşağum Temel, senun o köpeğun hırsızdur. 3 sigara alsın diye 15 lira para verdum köpek bana sigara geturmedu.
Bunu duyan Temel de kahkaha atarak:
- Ula Cemal ona 15 lira verunce haçan sinemaya cidiyor. :)