Görüşler
Polis Günü
"Polis" denilince ilk aklımıza gelen isimdir "Gaffar Okkan..."
Önce onu rahmet ve saygıyla anıyoruz...
Sevmeyiz böyle günleri ama ayrı yerleri de var işte...
"Danalar Günü.."
"Kuzular Günü.."
"Sucular Günü..."
İnsan anasını bir günde mi anar?
Babasını bir günde mi sever!
Çoluğunu çocuğunu, yaşlısını dedesini bir gün için mi dile getirmek ister?
Ama gereği de yok değil...
Bugün de 10 Nisan...
"Polis Günü..."
Her yıl olduğu gibi polisimize bir başka gözle bakacağız...
"Sevecen- Cici cici!"
Alkış tutacağız...
Peki yarın?
Polis Günü bitti...
"Kahrolsun biber gazı sıkanlar!.."
Olsun...
"10 Nisan bir bayram ya!"
"Yaşasın polisimiz..."
Yarın?
"Polis mi? Aman aman!.."
.......
Ne olursa olsun, günümüzde en küçük bir koruma görevlisi bile günün her saatinde tehlike içinde... Bir polis memuru yakınıyordu:
"Bazen 16 saat mesai olur mu? Çocuklarımın yüzünü göremiyorum..."
Ve polis, her gün tetikte, kuşkuda , bir tuzağın bilincinde...
"Yetim bırakma endişesinde..."
Biz de bütün polisleri çok seviyoruz...
Hep birlikte kutluyor ve alkışlıyoruz...
"Yaşasın Polis Bayramı..."
Gerçekten sizi çok seviyoruz polis dostlarımız, arkadaşlarımız...
365 gün sonra..
"10 Nisan 2014’de yine çok seveceğiz!.."
Günün Sözü
Vaktinizi çalan adam, borcunu tanımaz, üstelik de hiçbir zaman bu borcu ödeyemez...
Seneca
Günün İncisi
Her toplum, kendi yapısına uygun düzenbazlık türünü doğurur...
Leonardo Scıascıa
Gerilim
Otomobil satışları üç ayda uçmuş.
Keşke satışları gibi kendileri de uçsa ve trafik işkencesi bitse...
Kıssa -dan
Kadınlar ve erkekler hakkında bilmeniz gereken her şey: "Kadınlar delidir, erkekler aptal."
Ve "kadınların deli olmasının sebebi erkeklerin aptal olmasıdır…”
George Carlin
Günün Sorusu
İki adet beyne sahip olan kimdir?
Yanıt:
"Hamile kadın..."
Cuk
Ulusalcılığı terörle eş tutanların bu kararı hangi ulus adına aldıklarını açılamaları gerekmez mi?
Kolsuz Yaşar’dan
Eeee... Yoksulsan çıplaksın işte...
İktisaden böyle her gün giydirirler adamı!..
Hukuk Fakültesi’ne yakışan taslak
Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi bünyesinde oluşturulan Komisyonun hazırladığı "Üniversiteler Kanunu Taslağı" Rektörlüğe sunuldu...
Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. "Ufuk Aydın", Doç. Dr. "Ertuğrul Uzun", Yrd. Doç. Doktorlar "Kasım Akbaş, İlker Gökhan Şen ve Meral Gürbüz"ün hazırladığı taslak, aşağıdan yukarı örgütlenmeyi öngören demokratik bir anlayışa dayanıyor...
Dikkatimizi çeken bazı önemli noktalar bu anlayışı kanıtlıyor...
Örneğin..
"Üniversitelerin siyasal yönlendirme ve baskılardan uzak kalabilmesi için, idari özerkliğin sağlanması gerektiği düşünülüyor..."
Üniversite yönetimlerinin oluşturulmasında, üniversite mensuplarının rızası ve seçiminin esas olması gerektiği savunuluyor...
Öneriliyor:
"Her üniversite kendi idari, mali özerkliği, akademik ve bilimsel özgürlüğü çerçevesinde yönetimini gerçekleştirebilmek üzere bir Senatoya sahiptir.
"Senato üniversitenin kendi kendini yönetmesinin organıdır..."
Dahası da var:
"Senato, Rektör'ü de seçecek organdır..."
Senato’nun oluşumundaki demokratik esaslar, Rektör seçiminin de demokratik meşruiyetini artıracaktır...
Kısacası, YÖK'ün Kasım 2012 tarihli "Yeni Yasa Taslağı" önerisi üzerine görüşler ve bir "Üniversiteler Kanunu" taslağı hazırlanmış...
Ufuk Aydın ve arkadaşlarını kutluyoruz...
Kızılderilinin uzun ismi
Küçük Kızılderili oğlan, "Baba bütün arkadaşlarımın adı Tim, Bob, Joe gibi kısa. Bizim Kızılderililerin isimleri neden çok uzun?" diye sormuş.
"Kızılderililer genelde hassas insanlardır. Bebek sahibi olurken etkilendikleri olayları anımsatan isimleri çocuklarına verirler" diye cevap veren baba şöyle devam etmiş:
"Örneğin, annen ablana hamile kalırken o gün batımında gökyüzünün kıpkırmızı görünümü bizi etkiledi. Adını Suda Yansıyan Kızıl Gök koyduk. Ağabeyine hamile kaldığı anda bölgedeki kasırga bizi etkiledi, Fırtınada Süzülen Kartal adı ağabeyine o yüzden kondu..."
Küçük kızılderili dikkatle dinlerken babası noktayı koymuş:
"Anladın mı şimdi bizi, Uzun Çin Malı Dandik Prezervatif!..”
Temel ve maç
Temel, maçtan dönen arkadaşı Dursun’a sormuş:
"Kaç kaç bitti?"
Dursun, "Gol atamadılar, 0-0 sonuçlandı" demiş.
Temel yine sormuş:
"Peki ilk yarısı kaç kaç bitti?"
Günün Olayı
Başbakan Erdoğan, "Trafikte en küçük sürtüşmede La havle yenine el freni çekilip iniliyor" demiş. Acaba bunun sebebi hem "La havle" hem "el freni" çektirip saatlerce arabada bekleten trafik olabilir mi?
Günün Biberi
Akil İnsanlar Heyeti’ne bakınca insan ister istemez, "Herkes aklını pazara çıkarmış, AKP kendi aklındakileri almış" diyor.
Gani Yıldız
Görüşler
Genç kütüphaneci
Yıl 1943...
Genç "Mustafa"nın tayini kütüphaneci olarak Ürgün Tahsin Ağa Kütüphanesi'ne çıkar.
Kitap okumaya gelen giden yoktur. 23 yaşındaki memur düşünür taşınır... Bürokratları zorlukla ikna eder, bir eşek alır, iki tane de sandık yaptırır. İçine 180-200 kitap doldurur.
Kütüphaneye bir yazı asar:
"Sadece pazartesi ve cuma günleri açıyoruz..."
Eşeğe "deh deh" der, köy köy gezmeye başlar:
"Çocuklar bunları okuyun, aranızda da değişin. On beş gün sonra gelip alacağım. Aman yıpratmayın..."
Yıllarca eşeği ile köy köy gezer...
"Mustafa" hakkında sık sık "Görevi dışında işler yapıyor" diye dava açılır. Aldırmaz... Günün birinde emekli edilir. Kendisine bir teşekkür bile edilmez...
Günün Şiiri
Deniz Meltemi
Her kitap bitti yazık, ten yavan, sisli
Kaçmak isterim gökle o meçhul köpüklerin
Arasında uçmaktan mestolan kuşlara bir
Denizleşen kalbimi şimdi kim tutabilir?
Ne gözlere akseden eski bahçe, ne gece
Ve ne de yavrusunu emziren körpe ece
Hatta ne kandilinin tenha ışığı ile
Aydınlanan bembeyaz, bomboş kağıtlar bile
Gideceğim, demir al sallanarak ey gemi
O bilinmez ülkeye geldi yönelmek deni
Yine kırılsın ümit kaderin en çetini
Takınca mendillere ebedi hasretini
Belki bir gün bu direk uyacak fırtınada
Deli poyrazla gelen felakete, şu anda
Şu ip, şu yelken, her şey yitirecek
Fakat ey gönül dinle tayfa türkülerini…
Stephane Mallarme (Varlık-1953)