Ördek Caferlik

Yaşamın İçinden Ördek Caferlik Adamın adı Cafer’miş. Ama köyde herkes ona Ördek C

29 Haziran 2012 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Yaşamın İçinden
Ördek Caferlik
Adamın adı Cafer’miş.
Ama köyde herkes ona Ördek Cafer dermiş.
Ve adam ördek denmesine müthiş kızar basarmış küfrü.
Kahvede otururlarken köylülerden biri konuşmuş
“Bu gün yağmur yağacak.”
Bunu duyan Cafer başlamış “ Sen bana ördek” dedin diye küfretmeye.
Adam “ Ben yağmur yağacak dedim, ördek demedim” diye kendini savunurken, Cafer şöyle yorum yapmış:
“ Yağmur yağınca her taraf göl olacak. Göl olunca burada ördekler yüzecek. İşte sen bunu demek istedin.”
-- //--
Sizi bilmem ama ben renklerden maviyi, siyahı, kırmızıyı çok severim.
Özellikle gömleklerimin çoğu mavi ve düz siyah, kravatlarımın çoğu da kırmızıdır.
Mavi açık denizdir, gökyüzüdür, özgürlüktür ve de temizliktir çünkü.
Üstelik herkese hoş gelen bir güzelliği de ifade eder.
Masmavi denizin ortasında, yemyeşil bir adayı düşünün.
Yani mavi-yeşil güzelliğini…
Sizi sarmaz mı?
-//--.
Son günlerde, bazı çevrelerde bir “Mavi” düşmanlığı başlamış.
Boğanın kırmızıya saldırdığı gibi, mavi olan her şeye saldırıyorlar..
Ağzından mavi sözcüğü çıkmayanlara bile,
“ Sen mavi dedin diye” veryansın ediyorlar.
Geçen gün dikkatimi çekti.
Teksan’da dört gencin ölümüyle ilgili yoruma…
Fabrikalar bölgesinde eski fırının çökmesi sırasında ki yakınmaya…
“ Mavi konuşuldu” diye kulp takılıverdi.
Dedim ya.
“ Güzelim mavi bir hastalık gibi sarmış bazılarını.”
Belli etmiyorlar, ama renklerden “kara oturmuş” yüreklerine.
Ben öyle anlıyorum.
--//--
Diyorum ki:
“ Kazanmak. Pastayı paylaşmak yerine, tek başına yemeyi hesaplayanlar...”
Başlarını kaldırıp baksınlar gök yüzüne.
Yüreklerinde ki karayı çalacak yer bulamıyorlarsa, ellerini koltuk altlarına silsinler.
Ve en önemlisi, çalışıp kazananları kendileri gibi sanmasınlar.
Mavi’nin içinde el emeği ve alın terinin olduğunu görsünler.
--//--
Her neyse?
“ Kedi ulaşamadığı ciğere murdar” dermiş.
Mavi’ye düşman olanlara sözüm:
“ Yüreğinizi daha çok ve tek başına kazanmak için saran kara duygular sizin olsun.”
Mavi’den ve maviyi sevenlerden çekin elinizi.
 
 
29 Haziran 2012-06-27
Günlerin getirdiği
Teksan’da birleştik ama…
Geçtiğimiz yıl Mihalıççık’ta maden ocağında ölen dört işçiyi unuttuk. Çöküşün olduğu günlerde neler denmişti neler? Anneleri ne yaptı? Babaları ne yaptı? Çoluk çocukları ne oldu bilen yok. Aynen şimdiki gibi hep birlikte konuşmuş, masa başlarında oturup açıklamalar yapmıştık.
Şimdi Teksan çıktı karşımıza. Genç yaşta dört kişi yanarak can verdi. İşyerinin sahibi ile bazı sorumlular içeri girdi. Yarın yargılamalar başlayacak. Ölenlerin aileler perişan. Şimdilik sorumlu yok. Türk-İş açıklama yapıyor. Bölge Temsilcisi Nejat Kılıç “İşçinin kaderi işverenin eline bırakılmamalıdır” diyor. Tabip Odası yönetimi “ İş kazası değil cinayet” diyor. Mühendisler, Mimarlar, “Tescilli Cinayet” açıklaması yapıyorlar. Geçen gün sorduk. Açıklayan olmadı. Teksan’da dört kişinin hayatına mal olan bu işyeri nasıl açılmış, şimdiye kadar denetleyen olmamış mı? Olay yargıda. Yargının vereceği kararın bundan sonra olacakların önüne geçmesini diliyoruz. Önemli çünkü. Trafik kazasından sonra trafik, işçi ölümünden sonra işyeri güvenliği gelmemeli aklımıza. Dört kişinin yaşamını yitirdiği kazada verilecek karar, yeni kazaların önünü kesmeli artık.
 
 
---Bıçak satmak ve taşımak serbest---
Yapılan araştırmalara göre, Eskişehir’de kavgaların yüzde 65’inde bıçak kullanılıyor. Kavgalarda insanlar hemen bıçağa davranıyorlar. Önceki gün “Habertesi” programında konuştuk. Okurlarımızdan gelen yakınmalar üzerine de neden insanların birbirini bıçakladıklarını tartışırken arkadaşlarımızdan bazıları “Bu iş eğitim işi.” derken bazıları da “Bıçak satışı serbest. İsteyen istediği ebatta bıçak alıp taşıyabiliyor. Böyle olunca da bıçakla yaralamalar artıyor.” dedi.
Gerçekten ilginç. Seyyar satıcılar dahil, Sıcak Sular semtinde, bıçakçılar var. Sustalı dahil olmak üzere, isteyen parayı verip buradan bıçak satın alabiliyor. Ateşli silahların satışı ve taşınması yasakken kesici ve delici olan bıçağın satışı bir çelişki değil mi? Diyeceksiniz ki “Bıçak satışları denetim altına alınabilir mi? Satışlar yasaklanırsa, bıçakla yaralama azalır mı?”
İşte orası karanlık. Yıllardır yazılıp çizildiği halde, hiçbir yetkili çıkıp da bu olayın üzerine gitmediğine göre, bundan sonra da bıçak satışlarına bir kısıtlama getireceğini sanmıyoruz.
 
 
Vatandaş soruyor-
Parklarda kabuklu yemiş
Bir arkadaşı ile Kent Park’a gezmeye giden okurumuz anlattı. Arkadaşı dışarıdan gelmiş. Diyor ki “Yaya olarak Gökmeydan tarafından gittik. Giderken orada eğleniriz diye yanımıza çekirdek aldık. Çitleye çitleye parkta dolaşmaya başladık. Baktım bizden başka bazı kişiler de çekirdek yiyor. İçtiği sigarasının izmaritini yere atıyor. Köprünün üzerinden geçerken orta yaşlı bir bey yüzümüze bakıp “Yaptığınız ayıp değil mi? Bakın sizden başka çekirdek yiyen var mı? Buraya gezmeye gelen herkes sizin gibi yapsa burası park değil gübrelik olur. Çekirdek yiyecekseniz hiç olmazsa kabuğunu yere atmayın lütfen” diye konuştu ve yürüdü gitti. Doğrusu arkadaşımla birlikte çok utandık. Gezerken baktık. Gerçekten bizden başka çekirdek kabuklarını sağa sola atan yoktu.”
Evet. Yanında şehir dışından gelen arkadaşı da olan gencin anlattıkları böyle. Anladığımız kadarı ile orta yaşlı vatandaş kendisine güzel bir ders vermiş. Sanırız bundan sonra bu gençler de, çekirdek kabuğunu yere atan başka kişilere ders verirler.
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi