Odunpazarı yarım iş yapmış 

Odunpazarı belediyesi parklardaki vatandaşların bireysel mesafesini korumak için dâhiyâne bir çözüm bulmuş. Bankların sağında ve solunda oturacak bir yer bırakan yetkililer, bankların ortasını kesip atmış. Hem hoşuma gitti hem de biraz güldüm. Ancak sonradan da kendi kendime düşünmeden edemedim; acaba, "Odunpazarı yarım iş yapıyor. Bunlaaarrrr CeHaPe zihniyeti" derler mi acaba? Vallahi derlerse hiç şaşırmam...

Ayasofya bitti atom bombası verelim

Sanki bütün dertlerimiz bitmiş gibi "Ayasofya'yı ibadete açalım" tartışması yapmaya başladık. Aslında karşı tarafın olmadığı bir tartışma bu. Benim bildiğim iki taraf olmalı bir tartışma olması için. Yani birilerinin "Ayasofya ibadete açılmasın" demesi lazım ki kavga olsun. Öyle değil mi ama?.. Halbuki bizde "Ayasofya'dan çan sesi değil, ezan sesi duyalım" diye boyun damarlarını şişirerek bağırıp çağıranlar var. Hoş 1453 yılından beri Ayasofya'da çan sesi olmamıştır ama olsun. Son olarak İYİ Parti'nin meclise önerge vermesi ve "Ayasofya cami olsun" demesi hükûmet cenahının iyice moralini bozdu. Ellerinden zorla oyuncağı alınmış çocuklar gibi oldular. Üstelik AK Partililer, MHP ve HDP'nin de desteğiyle öneriyi reddetti. İYİ Parti'nin yaptığı düpedüz oyunbozanlık aslında. Şöyle ağız tadıyla milleti kamplara bile böldürtmediler anlayacağınız. Halbuki, "Üstü çıplak deri kıyafet giymiş muhalefet, Ayasofya'ya ayakkabılarıyla girip, 'Çav Bella' sloganları attılar. Yanlarında getirdikleri koyun zillerini çan niyetine çaldılar" demeye pek bir hazırdık.

Neyse ki bu arada CHP'li İbrahim Özden Kaboğlu'nun demeçleri çıktı da biraz kavga etme fırsatı bulundu. Fakat Kaboğlu'na kendi partisinin bile sahip çıkmaması biraz moralleri bozdu.

Özetlemek gerekirse olmadı, Ayasofya hamlesi milleti birbirine böldürmedi.

Bence şimdi tam da, "Atom bombası yapacağız?" diye kükremenin zamanıdır. Hemen belirteyim Türkiye 1978'den beri atom bombası yapacak kapasiteye sahip. Ancak politik sebeplerden dolayı üretmiyoruz. Bence doğru olanı da yapıyoruz. Ama "Eski Türkiye yok artık" diye kükremek de çok cazip gelecektir birilerine. Üstelik bu öneri en başta yaygaracı komşumuz Yunanistan'ın ayağa kalkmasına neden olur. Türkiye'de de aklı başında politikacılar, "Biz zaten güçlüyüz. Bu silahın milli savunmamıza katkısı olmaz. Atom bombası üretip yeni düşmanlar edinmeyelim" diyeceklerdir. Al sana kavga fırsatı işte...

"Bunlaaarr Yunanistan'la birlik oldular!.. Zaten Ekrem İmamoğlu da Trabzonlu" diyerek süper bir kavga çıkarabiliriz. AK Partili dostlarımız üzülmesinler, Ayasofya olmaz, atom bombası olur. İllaha bir kamplaşma çıkarırlar...

Emine Nur Günay haklı 

AK Parti milletvekili Emine Nur Günay, TOKİ'nin kırsal ilçelerde yapacağı bir dizi yatırımda önemli rol oynadı. Kendisini daha önce tebrik etmiştik ancak bir kere daha tebrik etsek incilerimiz dökülmez. Görmek istediğimiz milletvekilleri hükûmetle Eskişehir arasında iyi ilişki köprüleri kuranlardır. Üstelik yeni sistemde bu iş çok zor.

Bu arada Sayın Günay – haklı olarak – yaptığı hizmetlerden övünmüş ve sözü muhalefete getirerek, "Kimse şu ilçeye var, bu ilçeye yok söyleminin arkasına sığınıp, siyasi polemik yapmasın. Hangi belediye başkanı benimle iletişime geçmiş ve ben yardımcı olmamışım" ifadelerinde bulunmuş. Bilindiği gibi muhalif kırsal ilçe belediyeleri daha önce "TOKİ bize yatırım yapmıyor AK Parti milletimizi cezalandırıyor" mealinde bir çıkış yapmışlardı. Belediye Başkanlarımız kusura bakmasınlar ama burada Sayın Emine Nur Günay'ı tepeden tırnağa kadar haklı buluyorum. Siz hükûmeti sıkıştıracaksınız, siz milletvekillerini telefonla taciz edeceksiniz. Bütün bunların sonunda TOKİ hizmet götürmüyor mu? İşte o zaman ne deseniz haklı olursunuz. Bildiğim kadarıyla DSP'li Mihalıççık Belediyesi bir takım temaslarda bulunmuş ama bazı teknik sebeplerden (Ve haklı sebeplerden) dolayı o iş olmamış. Bunun dışında diğer muhalif belediyeler sanırım gerekli çalışmayı yapmamışlar. TOKİ de ağlamayan çocuğa mama vermemiş. Hepsi bu...