Odunpazarı Belediyesi ve Kazım Kurt

Belediyelerde seçimler sonunda yaşanan değişim, belediye çalışanlarına yeni bir ruh, yeni bir heyecan katar. Odunpazarı Belediyesi’nin kurucu meclis üyeliği yaptım. 1994 yılında yapılan seçimler sonunda DYP’nin adayı Ayhan Boyer Odunpazarı Belediye Başkanı oldu. Bende aynı partiden meclis üyesi seçilmiştim.

Kurulduğunda Odunpazarı Belediyesi’nin ne hizmet yapacak binası ne de belediye başkanın makam odası. Ayhan Boyer’in ne oturacak makam masası ne de makam odası vardı. Üç-dört ay Büyükşehir Belediyesinde bir odada oturdu. Daha sonra Sağlık Bakanlığına ait TIP Fakültesi Hastanesinin Laboratuvar olarak kullandığı binaya taşındı. Bu binanın yanına bugün başkan Kazım Kurt’un da makam odasının bulunduğu binayı yaptırdı. Ayhan Boyer kısıtlı imkanlarla hem hizmet etti hem de yoktan bir belediye yarattı. Belediyenin parasını harp vurup harman savurmadı.

 

 

Ayhan Boyer 1999 seçimlerinde seçimi kaybetti DSP’den seçilen İsmail Haşim Ateş belediye başkanlığı koltuğuna oturdu. Ateş belediye başkanı olunca belediye içerisinde yeni bir değişim yaşandı. Başkanlık koltuğunu ısıtmadan Ayhan Boyer’in belediyenin parasını harp vurup harman savurduğunu! İddia etti. Farklı siyasi görüşte olanların yerine kendi kafa yapılarındaki insanları getirdiler. Müfettiş istedi. Yapılan inceleme sonunda bir usulsüzlük tespit edilmedi.

İsmail Haşim Ateş 2004 de koltuğunu AK Parti’den seçilen Burhan Sakallı’ya devretti.

Burhan Sakallı hiç ‘fakir edebiyatı’ yapmadı. Yani kendinden önce başkanlık makamında oturan İsmail Haşim Ateş’i eleştirmedi.

İki dönem üst üste belediye başkanlık yaptı. Bu dönem içerisinde elinden geldiği, eldeki imkanlarla kendisinden önceki başkanların yaptıklarının üzerine yeni hizmetler ekledi. Arkasında hükümet olmasına rağmen Ankara’dan istediği parayı alamayınca, bütçe yetersizliği nedeniyle hayata geçirmek için yaptırdığı bazı projeleri gerçekleştiremedi.

30 Mart 2014 seçimlerinde ise Odunpazarı Belediyesi’nin 4’ncü belediye başkanı Kazım Kurt oldu. Kazım Kurt Eskişehirlilerin hemen hemen yüzde 90’nın tanıdığı bir isim. Yıllardır Avukatlık ve CHP’de siyaset yapan, sivil toplum örgütlerinde de aktif bir isimdi.

Kendisini Eskişehirlilere çok fazla tanıtmaya gerek duymadan seçim propaganda çalışması yürüttü.

 

 

Göreve gelmeden önce ziyaret ettiği her platformda, TV programlarında ‘şeffaf ve hesap verir belediye olacağız’ demişti. Odunpazarı Belediye Başkanlık koltuğuna oturduğunda kendisinden önce görev yapan Burhan Sakallı’yı eleştirmedi. Sadece belediyeyi devraldığında ne kadar borç olduğunu kamuoyu ile paylaştı. Bunu da kamuoyu bilmeliydi. 103 milyon borçlu bir belediye devralmasına rağmen hiçbir zaman birileri gibi fakir edebiyatı yapmadı.

‘Şeffaf ve halka hesap veren belediye olacağız’ sözünü tuttu. Başkanlıkta geçen 100 günün hesabını Eskişehirlilerle paylaştı.

‘İlk yıl bizden ahım şahım yatırım beklemeyin. 2014 yatırım programı yapılmış ve meclisten de geçmiş. İlk yıl borç ödeyeceğiz. Yapabileceğimiz hizmetleri yapacağız. Esas hizmetimiz 2015 yılında olacak’ demişti.

Kazım Kurt, 100 günün hesabını verirken, geçen 100 günde toplam 1 milyon 508 bin 947 lira borç ödeyerek 103 milyon 273 bin 87 lira olan borcunu 92 milyon 112 bin 908 liraya düşürdüklerini açıkladı.

“Adeta ezber bozarak belediyenin dışarıdan aldığı ve kiraladığı tüm hizmetleri iptal ederek, kendi imkanları ile hizmet üretmesini sağladık” dedi Kazım Kurt. Evet, tasarruf böyle yapılır. Belediye bünyesinde aynı işi yapacak elemanlarımız var ise, dışarıdan hizmet satın alarak kaynak savurganlığı yapmak elbette ki doğru bir yöntem olmaz.

Kazım Kurt farklı bir belediye başkanı olacağını 100 günlük icraatı ile gösterdi. Ne siyasi bir ayrım yaptı ne de ‘sen şusun, busun’ diye yerinden oynattı. Tarafsız bir belediye başkanlığı yapacağını gösterdi.

 

Eğer Eskişehirliler de Odunpazarı Belediyesine ve Kazım Kurt’a seçimlerde verdikleri desteği 5 yılın sonuna kadar devam ettirirlerse, 5 yılın sonunda Odunpazarının farklı bir yüzü daha ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum.

 

 

 

*-**********

 

 

Geçtiğimiz hafta içerisinde hükümetin 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlar ile şehit yakınları, gaziler ve engellilerin şehir içerisindeki toplu ulaşım araçlarından ücretsiz yararlanma hakkını vermesiyle, Özel Halk Otobüs İşletmecilerinin yakınmalarını yazmıştım.

Özel Halk Otobüsçüleri Odası Başkanı Hülcan Alhan’ı da, ‘zarar ediyoruz. Yüzde 15 zam istiyoruz’ talebini de eleştirmiştim.

Zarar ettikleri doğru. 100 bin aşkın insan ‘serbest kart’ ile şehir içindeki toplu ulaşım araçları olan Belediye, Özel Halk Otobüsü ve tramvaylara ücretsiz biniyorlar. Bu elbette ki gelir kaybına yol açıyor. Belediyeler belki bu gelir kaybını sübvanse ederek telafi edebilir.Ancak Özel Halk Otobüs işletmecilerinin böyle bir kaybı zam olarak halkın sırtına yüklemeye hakkı yok.

Yazılarımı okuyan Özel Halk Otobüsçüleri telefon ederek, zam istemelerine karşı çıktığımdan dolayı beni eleştirdiler.

‘Minibüslerde şehir içerisinde hizmet veren toplu ulaşım aracı, serbest kartı olan vatandaşlar o zaman minibüslere de ücretsiz binsinler. Hem bizden daha pahalı fiyatla yolcu taşıyorlar hem de serbest kart geçmiyor. Biz sadece minibüslerde uygulanan ücretin otobüslerde de uygulanmasını talep ediyoruz. Birde ya belediye bizden aldığı ücretlerden fedakarlık yapacak zararımızı önleyecek. Ya da hükümet bize ucuz mazot verecek. Yoksa bu uygulama böyle devam edecek olursa hepimiz otobüslerin anahtarlarını başkana gidip vereceğiz’ dediler.

Ben Özel Halk Otobüs İşletmecilerinin haklı oldukları düşüncesindeyim. Bunu yazdım zaten. Sadece zam istemelerini eleştirdim. Zararı halkın sırtına vurmak istemelerinden dolayı.