Yaşamın İçinden
Nereye baksanız politika
Bademlik temeli, her türlü engellemelere karşın atıldı.
Tıpkı 26 mahalleye ulaşacak “Tramvay hattının uzatılması gibi”
Tramvay uzatılma hattı temeli atılırken yapılan yorumları biliyorsunuz:
“Vay efendim seçim yatırımı… Seçimden sonra çalışmalar durur v.b. ”
Şimdi ucundan kıyısından aynı eleştirileri duyuyoruz.
Bazı çevreler soruyor:
“Emek Mahallesi çalışmaları neden duruyormuş filan… ”
Oysa geçenlerde yazdım.
Gidip bakın tabelaya.
İhale tarihi belli...
Ne zaman tamamlanacağı açıkça yazılı.
Her şey yazılıyor da, bu çalışmayı zamanında geciktirenler neden yazılmıyor dersiniz?
--//--
Ne hikmetse, bazı çevreler hep Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı çalışmalara takıyor kafayı da, iktidarın Eskişehir için başlattıklarını görmezden geliyorlar.
Yedi yıldır, Şeker Fabrikası’ndan bu yana geçmeyen demiryolu çalışmasının kent adına yarattığı sıkıntıyı yaşadığımız halde gören yok.
Kentin kenarı sayılan Enveriye’ye yapılacağı açıklanan yeni gar binasının vereceği sıkıntıya kimse değinmiyor.
--//--
Bademlik’te yapılacak hidroterapi merkezinin temeli atıldı.
Bir yazımda belirttim.
Hayırlı olsun. Başka Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyorum.
Bir aksilik olmazsa Bademlik tesisleri 2 Eylül 2013 tarihinde tamamlanacak.
Şimdi sağdan soldan konuşuluyor:
“Neymiş efendin Büyükerşen seçim yatırımı yapıyormuş.”
Bunu yazanlar, Bademlik’i geciktirenleri sorgulamadılar nedense…
Tıpkı “1/25 binlik planlara” engel olanları yazmadıkları gibi.
--//--
Kim ne derse desin, nasıl bakarsa baksın.
Eskişehir çağdaş bir kent olmanın kulvarına girmiştir.
Şunu görelim.
Yapılanları Büyükerşen dahil, kimse sırtına sarıp götürmeyecektir.
Görelim de, iktidarı ile muhalefeti ile elele vererek, gelecek kuşaklara insan gibi yaşayacakları bir kent bırakalım.
Günlerin getirdiği
Sesleri çıkmaz oldu
CHP’nin İl Genel Meclisi’nde dört bayan üyesi var. Seyhan Yalçın neyse de, Bedriye Yönlüer’in yıldızı partililerle bir türlü barışmadı. AKP’den DSP’ye geçtiği dönemde, parti ödentisi yüzünden şikayet edilen Yönlüer, CHP’ye toplu geçişten sonra da, meclis üyesi arkadaşlarından bazıları tartışmış, grup kararına karşın, AKP’lilerin oyları ile komisyon üyesi seçildikten sonra gene parti disiplin kuruluna şikayet edilmişti. Sonradan hakkında nasıl bir işlem yapıldı bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz, Bedriye Yönlüer’in yapılan bütün sosyal çalışmalara ve parti toplantılarına katıldığı. Geçtiğimiz günlerde karşılaştığımız bir toplantıda konuştuğumuz Yönlüer “Çalışıyorum. İl Genel Meclisi’nde üzerime düşen görevleri partime zarar vermeden yerine getiriyorum. Kimseyle bir alıp veremediğim yok.”demişti. İl Genel Meclisi’nde en sakin üye olarak Nihal Doğruöz gösteriliyor. Gerçekten ilginç. Politikaya ANAP’ta başladıktan sonra DSP’ye geçen, ardından da CHP’li olan Nihal Doğruöz’ün bir ara AKP’ye geçeceği yolunda söylentiler çıkmıştı. Ama o, adını hiçbir olumsuzluğa bulaştırmadan devam ediyor yoluna.
Osman Yüksel’in politikası
AKP’nin kurucu il başkanı Osman Yüksel, şimdi tabir yerindeyse “İşim ve eşim” politikasına yatmış durumda. Yani politik çizgisini yitirmeden, partinin iç işlerine karışmadan yoluna devam ediyor. Dahası Yüksel’in. Bir başka özelliği de çağrılan yere gitmesi, arayanları aramasıymış. Hatırlarsınız. İl Genel Meclisi’nin ilk başkanı olan Osman Yükseli kısa sürede politikada adından söz ettirmiş, daha sonra ki yıllarda ise, parti tabanının isteği doğrultusunda İl Genel Meclisi üyeliğinden istifa ederek, AKP İl Başkanlığı’na aday olup farklı bir sonuçla kazanmıştı. Ne var ki, Yüksel’in “Genel merkeze rağmen kazanması” partinin gerek yakın, gerekse uzak çevrelerinde hoş karşılanmamış, O da daha fazla direnmeden İl Başkanlığı’ndan istifa etmişti. Önceki gün AKP’lilerin katıldığı dar bir toplantıda Yüksel’in kulağı çınlatıldığı için aldım köşeme. Şunu gördüm. Osman Yüksel’e kimse olumsuz bir yorumda bulunmuyor. Yapılan işler dolu dolu anlatılıyor. Evet Osman Yüksel “işim ve eşim” politikasına yatsa da dostları işte böyle kulağını çınlatıyor. Politikada önemli olan da bu galiba?
Vatandaş soruyor
Şoförler Çeşmesi’nde
Havalar sıcak. İnsanlar serin yer arıyor. Bunlardan biri de Hacı Vahap. Önceki gün eşini ve iki torununu alıp serin bir mekan bulmak için kıra çıkmış. Yaşadığı olayı kahvede anlattı. Sarıcakaya yolunda yıllardır gittiği Şoförler Çeşmesi’ne giden Hacı Vahap Bey diyor ki “Bu güzel çeşmenin başı öyle pisti ki… İnanın utandım. Her taraf poşet artıkları, kavun karpuz kabukları ile doluydu. İnsanlar içini yemiş, kabuklarını çeşmenin yalağına atmışlardı. Ne olur ellerinde ki poşeti kullanıp da kabukları yere atmasalardı. İki torunumla kabukları topladık Arabamızın arkasına poşetleri koyup şehre getirdik. Ve çöp bidonlarına attık. Her şeyi biliyoruz da, temizliği bir türlü öğrenemedik. ”
Hacı Vahap Bey haklı. Yalnız Şoförler Çeşmesi değil. Piknik yapılan her yeşil alanda durum aynı. Yiyecek içecek artıkları… Boşaltıldıktan sonra kırılan şişelerin, sağa sola atılan cam parçaları… Sanki aynı yere bir başka insan gelmeyecekmiş gibi. Üstelik sözünü ettiğimiz alanların bazılarında kocaman kocaman “ Çevreyi Temiz Tut” yazısı da var. İşin acı tarafı gözümüz gördüğü halde bu yazılanları okumayışımız.