Görüşler
Kısa pantolon…
13-14 yaşlarındaydık...
Polisevleri’nde komşu kızlarla “yakartop” oynuyoruz...
Mahallenin yakışıklı üsteğmeni görevinden dönerken topu kaptı...
Yaklaştı ve “dikkat et!” dedi:
“Büyük adam olacaksın!..”
Şaşırmıştık!..
Hani, “Yazar olacak çocuk virgülünden belli olur” demiş ya Kemal Ateş...
“Daha çocuğuz” diye karşılık verdik...
“Çocuksun ama” dedi üsteğmen:
“Bugün evlensen çocuğun olur!..”
.........
Hey gidi günler...
Erkek arkadaşlarla da “misket” oynardık...
Kurnaz üsteğmen..
“Kısa pantoldan görmüş demek virgülü!..”
.........
Daha önce de belirtmiştik ya..
“Salih Koca’nın ışınları bir başka!”
Bazen “aydınlık” veriyor..
Bazen de “yakıyor!..”
Artık yazıla çizile “suyu” da çıktı ama, şantiyeden kurtarmış ama işte Gölet’i...
Ama “Erman”ın “Gölet”inde yüzmek kolay mı?
O da vermiş yanıtını:
“Ben memurluğa başladığım yılda, Salih Koca Kahramanmaraş’ta kısa pantolonla misket oynuyordu!..”
Dalton biraderlerin “Averal”inden örnek yermiştik…
Ne demiş “Jo”ya :
“Şu Red-Kit’i öldürsek n’olur ya!”
“Manyak mısın sen?” demiş Jo:
“Çizgi roman biter yaaa!..”
Bu yakıştırmadan sonra, “Böyle politik filmler de bitmez” demiştik...
Ama şu “kısa pantol ve misket” olayı bir harika!
Öyle de olsa, kimse için böyle bir yakıştırmayı düşünemiyoruz...
Daha düne kadar “kısa pantollu” diyebileceklerimiz, bugün 40’ları çoktan geçtiler...
Ama bazılarından onur duyuyor, zevkle okuyoruz yazılarını...
Nereden bilirdik ki..
“Noktalı virgüllü olduklarını!..”
Bir kovboy öyküsü..
Barda içen kovboyun yanına gelen kadın, "Siz gerçek kovboy musunuz?" diye sormuş...
Kovboy dönmüş :
"Evet, gerçek kovboyum. Hayatım çiftlikte atlarla silahlarla geçer..."
Kadın devam etmiş:
"Yaaaa... Ben hiç çiftliğe gitmedim, atlara binmedim , silah da kullanmadım. Ben bir lezbiyenim. Her gün kadınları düşünürüm. Kalktığımda, duşta, yemek yerken hep aklım kadınlarda olur..."
Kadın daha sonra içkisini bitirip bardan ayrılmış. Bu kez yaşlı bir adam yanaşmış kovboyun yanına:
"Siz gerçek kovboy musunuz?"
Adam boynunu bükmüş:
"Hayır, galiba bir lezbiyenim!"
Şimdi geldim
Temel, bir binanın altıncı katından düşer. Hemen etrafında bir kalabalık toplanır.
Yoldan geçen biri kalabalığı yararak, yaralı Temel'in üzerine eğilip sorar: "Ne oldu?"
Temel, "Valla bilmiyorum" der:
"Ben de şimdi celdum..."
Bu takım kupayı getirir
Maç başlamak üzere...
Lig TV'nin her zaman yakındığımız sunucuları konuşuyor:
"Galatasaray kazanırsa 49 puanı olacak ve rakiplerini çok geride bırakacak..."
Diğeri "Çok haklısın" diyor:
"Dünyanın konuştuğu bir takım haline geldiler. Üç puanı rahatlıkla almaları gerekir..."
Evde isyan çıkmıştı:
"Bunlar nasıl spiker?"
Yoksa..
"Yalakalık futbola da mı sıçradı!"
Yatıştırdık.,.
İlerleyen dakikalarda gördük ki, "Eskişehirspor"un adını almayan yorumcular, derslerini aldılar!..
Galatasaray'ı "Fatih Terim"in büyük şansı ve direkler kurtardı...
Türkiye’deki futbolu önce "Akhisar" maçında tanıyan "Drogba", güzel konuştu:
"Bir puan aldığımız için şanslıyız..."
Bir noktaya değinmeden de geçemeyeceğiz...
"Taraftar neden suskundu?"
Daha doğrusu, önceki maçlara oranla o büyük coşku neden yoktu?
Yoksa, özellikle açık tribüne sızan pek çok Galatasaray taraftarı mı vardı?
Bu soruların yanıtını da bundan sonraki maçlarımızda göreceğimizden kuşkunuz olmasın... Ama bir gerçek var ki..
"Bu takım kupayı Eskişehir'e getirir..."
Yürekten inanıyoruz...
Günün Olayı
Elazığ Müftülüğü depreme karşı hatim indirme kararı almış.
Japonlar bu yöntemi düşünemedikleri için kim bilir ne kadar üzülmüşlerdir!
Fahrettin Fidan
Günün Bibeeri
Ekonomi Bakanı Çaplayan, “IMF’ye 5 milyar dolar cep harçlığı verecek seviyeye geldik” demiş.
Ekonomiyi bu duruma getirenlere teşekkürü “borç biliriz” ama cepte yok, sonra ödeyelim…
Gani Yıldız
Vehbi Koç’dan iki anektod..
İş dünyasının efsane ismi "Vehbi Koç", ölümünün 17. yılında anılıyor...
Can Kıraç, “Patronum Vehbi Koç’u anıyorum” başlıklı iki kitapçık çıkarmış...
İki anektodu aktaralım:
- Vehbi Bey bir ara İngilizce öğrenmek istemiş. Kendisine bir hanım hoca bulunmuş. Ancak kadın çok güzelmiş. Veeee...
“Aile ondan ders almasına izin vermemiş.”
………
Aydın Boysan’la Abant'ta dolaşırken güzel bir eşeğin yanına gitmiş... Aydın Bey merakla yanına gelince demiş ki:
“Bak ne güzel dik kulaklı bir eşek. Babam bana çocukluğumda düşük kulaklı bir eşek almıştı. Dik kulaklı bir eşeğe sahip olmamak içimde hep ukde olarak kalmıştı..."
Gerilim
Ergenekon Davası’nda geçen 4.5 yılda sanık ve avukatların ne kadar konuştukları hesaplanmış.
Son sözü "adalet" söylemedikten sonra kimin kaç dakika konuştuğunun ne önemi var...
Günün Balı
Zamanlarının büyük bin kısmını para kazanmak ve saklamakla geçiren insanlar, sonunda en çok istediklerinin satın alınamayacak şeyler olduğunu anlarlar.
Aidous Huxley
Günün Sözü
Dünyada anlaşılması en zor şey gelir vergisidir.
Albert Einstein
Cuk
Geçti Bor'un pazarı...
"Sür eşeğini alışveriş merkezine!"
İbrahim Ormancı
Günün İncisi
10 liraya "kitap pahalı" diye almayıp, 50 liraya "fal baktıranların" ülkesi Türkiye...
Mustafa Bedir
Özdeyiş
Evlenmeden önce gözlerinizi dört açın, evlendikten sonra yarı yarıya kapayın.
Brezilya Atasözü
Günün Şiiri
Ay altından
Ay altından bulut geçer
Kar beyaz söylemek ne mümkün
Ay altından bulut geçer
Sen bak şairin içinden geçenlere
Boş tavanda ne arar gözlerin
Niçin yağmur değil de saçlarına ay damlar
Efkarlı ne içer, anasız yavru ne
Ne diye kimi zehir, kimi kevser içer
Bahar gelince dal çiçek açar
Yağmur yağar, su akar, rüzgar eser
Ve böyle ay altından bulut geçer...
Rıza Apak (Varlık-1948)