Karşıyım abi, karşıyım!

 Ben bu şehirdeki çevrecileri anlamış değilim. Sözüm herkese değil elbette. Bu şehre bir işletmeci yatırım yapacak. Yatırımcı elindeki birikimini bu şehirde yaşayan insanların istihdamı için harcayacak, “neymiş efendim doğaya zarar verecekmiş, Türk Hava Kurumu Tesislerinden yapılan uçuşları engelleyecekmiş” v.s. gibi ucuz mazeretlerle yatırıma karşı çıkıyorlar.
Evet, geçmişte Çukurhisar’daki çimento fabrikası o bölgeye yıllarca çok büyük zararlar verdi. Ekili tarım arazilerinin üzerini bacalardan çıkan çimento tozları yorgan gibi örttü, kuruttu.
Ama o çimento fabrikası yıllar önce yapıldığı için modernize edilmediğinden, eski teknoloji ile üretim yapıyordu. Çimento Fabrikası özelleşip Sabancıların eline geçince fabrikanın bacalarına filtreler kondu. Bazı makinalar yenilendi. Modernize edilince yıllardır gelen şikayetler artık gelmez oldu. Bacalardan çıkan çimento tozlarının kuruttuğu tarlalar bugün yeniden yeşerdi ve ekilip biçiliyor.
 

 

YATIRIM YAPACAKLAR VAR
ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORUZ
Neyi kastettiğimi sanıyorum yazımın girişinde anlaşılmıştır. Her ne kadar günlerce Eskişehir gündemini işgal ettiyse, yatırımın kim tarafından yapılacağı gazete sütunlarında yer aldıysa da ben yine isim vermeyeceğim. Birileri ‘gizli reklam yapıyorsun’ diyebilir. Veya bu firmayı savunuyorsun, bir menfaatin olmazsa savunmazsın’ diyenler olabilir.
Bir kere şunu peşin peşin belirteyim. Çimento Fabrikasını yapacak şirketin, işletmenin Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Beyi tanımam. Belki bazı ortamlarda birlikte olmuşuzdur. Ancak tanışmadık. Yüz yüze konuşmadık.
Ben bu şehrin evladıyım. O nedenle bu şehre bir çivi bile çakacak kim olursa olsun Allah Razı olsun derim. Yapılacak olan hizmetten bu şehrin insanı yararlanacak. Yapılacak olan fabrikada bu şehrin işsiz insanları istihdam edilecek. Yatırımı yapacak işletme Eskişehirli olduğu için de kazanç vergisini Eskişehir’e yatıracak. Sonuçta bu vergi dönüp dolaşıp Eskişehir’e hizmet olarak gelecek.
Yazımı yazarken aklıma geldi. 12 Eylül’den sonra iktidara gelen ANAP’ın Genel Başkanı ve Başbakan Turgut Özal, 2 Boğaz Köprüsü ve 8 otoyolun 25 yıllık işletme hakkını satışa çıkarmıştı.  Turgut Özal’ın “Boğaz Köprüsü’nü satarım” çıkışına Halkçı Parti lideri Necdet Calp; “sattırmam efendim sattırmam” şeklinde çıkışmıştı.
Eskişehir Çevre Derneği Başkanı’nın da mantığı aynı:
“Yeni yatırımlara, istihdama karşıyım abi karşıyım. Yaptırmam efendim yaptırmam.”
 

 

TARIM ARAZİLERİ İMARA
AÇILIYOR ONA KARŞI ÇIKIN
İşletme sahibi Hasan Bey diyor ki, “Bizim yaptığımız tesis tamamen Avrupa standartlarında bir tesis. Neden Avrupa standartlarındadır diye sorusuna cevap, Türkiye’nin Avrupa birliği ile ilk açtığı başlıklardan bir tanesi çevredir. Bu nedenle Türkiye de yapılan tüm tesisler Avrupa standartlarında olmak zorundadır. Brüksel’deki bir fabrika nasılsa bizde de aynı olmak zorundadır. Avrupa Birliği kriterlerine göre havaya salınan yabancı madde miktarına on binde elliye kadar müsaade edilir. Biz ise Çevre Bakanlığına on binde kırk olarak taahhüt ettik. Daha da önemlisi bizim sipariş ettiğimiz filtreler on binde yirmi beşe göre hassastır ve tüm bacalarımızdaki filtreler uydu aracılığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı olup bakanlık tarafından 24 saat online izlenecektir. Bu sistem sayesinde filtrelerimizden on binde kırkın üzerinde bir yabancı madde çıkması halinde ilgili bakanlığın anında müdahale etmesine imkan vermektedir. Kesinlikle çevreye, insan, hayvan ve bitki sağlığına zararımız olmayacaktır. Fabrika yapılacak arazi 133 dönümdür. İddia edildiği gibi 400 dönüm değildir. Bunu da tapu kayıtları belgeler. Fabrika alanı 4. Sınıf tarım arazisidir” diyor.
Çevre Derneği Başkanı Güner Sümer’e soruyorum:
1-Eskişehir’de son beş yıl içerisinde 11 bin dönüm tarım arazisi yok olmuş. Bundan haberiniz var mı?
2-Son olarak Büyükşehir Belediye Meclisinden de geçti. Sümer Mahallesinde binlerce dönüm tarım arazisi imara açıldı. Bundan da haberiniz var mı? Haberiniz varsa ne yaptınız?
Bırakın İnönü’yü. Gözünüzün önündeki verimli tarım arazileri imara açılıyor. Hem de birinci sınıf tarım arazileri. Bu konu da bir girişiminiz oldu mu?
 

 

ÇEVRE DERNEĞİ UYUYOR
İnönü’de yapılacak olan Çimento Fabrikası için girişimler 2012 yılında başlamış. Aradan 2 yıl geçmiş. İşletme birçok girişimler yapmış. Fabrikanın yapımı için gerekli izinler alınıp düğmeye basıldığında Eskişehir’deki herkes gibi ancak haberi oluyor. O da gazetelere haber olunca.
Fabrika alanı için üç defa imar planı değişikliği yapılıyor Çevre Derneği’nin haberi yok. İmar Planı askıya çıkıyor haberi yok. ÇED için halk bilgilendirme toplantısı yapılıyor yine haberleri yok. Rapor hem mahalli hem de ulusal gazetelerde ilan ediliyor görmüyorlar. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü internet sitesinde 10 gün ilan ediliyor yine haberleri olmuyor. İnşaat başlayıp, makineler sipariş edilince haberdar olunca da çıkıp çevreci geçiniyorlar.
Hasan Bey buna şu şekilde cevap veriyor:
“Burada bazı sorular akla geliyor. Acaba pazarda rahatsız olanlar mı sizi teşvik ediyor?”.Doğrusu benimde aklıma bu geliyor.