Kabukcuoğlu'na kim cevap verecek?

İktidarımız şu sıralar iyice coştu. Artık uzaya çıkmaktan bahsediyoruz; hem de ciddi ciddi... Elindeki kırmızı – mavi ışın kılıçlarıyla hoplayıp zıplayan Jedi şovalyelerininden, Saylonluların Türkiye'yi kıskandığından ve galaksinin 5'ten büyük olduğundan bahseden hükûmetimizin müjdelerinden biri de yüzde 100 yerli ve en hakikisinden milli aşıyı üretmek üzere olduğumuzdu.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım; dünya üzerinde yalnızda 5 ülke korona aşısını buldu ve bu 5 ülkeden biri olmamak ayıp bir şey değil. Japonya, Fransa, Güney Kore, İspanya, Brezilya ve İtalya gibi pek çok saygın ülke aşıyı bulmuş değil. "Biz aşıyı bulamadık" diye hükûmete kızacak değiliz. Bilimadamlarımız çalışmış ama olmamış; canları sağ olsun... Ancak aynı hükûmetimizin sırf millete 'Gaz' vermek için (Karadeniz'deki gaz ayrı bir komedi) olmadık şeyleri vaat etmesi eleştirilecek bir konu. Hatta geçtim eleştiriyi, utanılacak bir skandal.

Tabii utanmaktan bahsediyoruz da kime bahsediyoruz?..

Son olarak İYİ Parti'nin doktor milletvekili Arslan Kabukcuoğlu bir soru önergesi vererek, "Belki utanır da cevap verirler" diye girişimde bulunmuş. Ne diyelim? Gerçekten utanıp da yanıt verme ihtimalleri vardır muhakkak. En azından "Utanıyormuş gibi" görünmek için yanıt verebilirler. Allah'tan umut kesmemek lazım.

Ülkemizin salgının başından itibaren ve mütemadiyen aşıyı bulmaya yakın olduğumuza ilişkin açıklamalarda bulunmasına karşın, bu konuda kayda değer bir gelişmeyi gözlemleyemediklerini kaydeden Kabukcuoğlu, "Aşıyı keşfetmek konusunda nerede hata yaptık? Bu konunun en ince ayrıntılarına kadar incelenmesi ve gelecek dönemde aynı hataların tekrarlanmaması çok önemlidir. Bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi de bu konuya el atmalı ve Türkiye'nin geleceğini güvence altına almalıdır" dedi. Türkiye'nin 84 milyonluk nüfusu, her yıl tıp fakültelerine kabul edilen 16 bin 500 öğrencisiyle birlikte müthiş bir potansiyeli olduğunu hatırlatan Kabukcuoğlu, böylesi bir salgının ilk olmadığını ve son da olmayacağını belirtti.

Sayın Kabukcuoğlu'na katılıyoruz. Dünya nüfusu arttıkça bu tip salgınlarla karşılaşacağız. Belki ileride bundan daha öldürücü olan tuhaf virüsler de göreceğiz. Şimdiden hazırlıklı olmak lazım. 1997'den beri aşı üretmiyoruz. Bu konuda AK Parti'ye yapılan eleştirilerde kısmen haksızlık var. Ülkemiz aşı üretmekten vazgaçip dışarıdan almaya AK Parti iktidarından çok önce başlamıştı. Ancak 19 senedir iktidarda olan bir partinin de bu hatayı görüp düzeltmesi gerekirdi.

Netice itibarıyla aşı üretmenin ne kadar önemli bir şey olduğu kafamıza dant etmediyse, zaten söyleyecek bir şeyimiz yok. Vatandaş olarak artık boş ve anlamsız palavraları değil, icraatları duymak istiyoruz. Umarız ülkemiz bir an evvel hatalarından ders alır ve ileride karşılaşacağımız pandemilere hazırlanmayı akıl eder.

AK Parti'de yeni dönem

AK Parti'nin 7'inci Olağan Kurultayı gerçekleştirildi. Yeniden İl Başkanı olan Zihni Çalışkan ve arkadaşlarını tebrik ederiz. Elbette seçime tek aday olarak giren Zihni Çalışkan'ın il başkanı olacağı yönünde kimsenin kuşkusu bulunmuyordu. Ancak nasıl bir yönetim kurulu olacağı merak ediliyordu.

AK Parti'nin İl Yönetim Kurulu, İl Disiplin Kurulu üyelerini ve Büyük Kongre delegelerini toplarsak çok sayıda ismin partinin yeni dönemine imza atacağını görürsünüz. Bu isimlerin tamamını tanıdığımı söyleyemem. Ancak yönetimde yer alan kadroda bir yenilenme olduğunu görüyoruz.

Elbette partideki isimleri yenilemek iyidir. Yeni isimler yeni heyecan getirir. Ancak partiye nice yıllardır hizmet eden kişilerin üzerinin çizilmesi de partide ciddi kırgınlıklar yaratır. Yani bir orta yol bulmak gerekiyor. AK Parti eski ve köklü isimlerle yeni ve heyecanlı isimleri harmanlayabildi mi? Bunu zaman gösterecek. Ancak Zihni Çalışkan'ın tecrübeli bir İl Başkanı olduğunu biliyoruz. AK Parti ve kentimiz için hayırlısının olmasını temenni ederiz.

Fıkra bu kadar

AK Parti 7'inci Olağan Kongresine katılan Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, güzel bir konuşma yapmış. Henüz yeni "Aya çıkacağız" diyen bir partinin Genel Başkan Yardımcısı olan Ali İhsan Yavuz, "Muhalefet bol keseden atıyor" demiş.

Fıkra bu kadar...

Sebebi öğrenciler

TÜİK verilerine göre Eskişehir'deki konut satışları, 2020'nin ocak ayına göre – neredeyse – yarı yarıya düşmüş. Bunun pek çok sebebi olabilir elbette. Faizlerin enflasyon rakamlarının üzerine çıkması, vatandaşın parasını ölü bir yatırım olan gayrımenkule değil de para piyasalarına yöneltmesine neden olmuş olabilir. Ancak en önemli sebep üniversite öğrencilerinin uzaktan eğitime başlaması. Kentimiz ekonomisinde 50 binin üzerindeki üniversite öğrencisinin çok önemli bir yeri bulunuyor. Pandemiden dolayı gelmeyen öğrenciler, pek çok evin boş kalmasına ve ev sahiplerinin umduklarının altında gelir elde etmelerine neden oluyor. Böyle olunca da konut fiyatları düşüyor. Sanırım sonbahar ile birlikte öğrenciler kentimize gelmeye başlayacak ve o zaman konut sektöründe bir canlanma olacaktır.

Allah razı olsun

Büyükşehir Belediyesi Aşevi, koronavirüse yakalanan vatandaşlarımıza yemek yardımında bulunmaya devam ediyor. Pek çok kişi hastalığı evinde geçiriyor. Ancak bu vatandaşlarımızın hepsinin rahatının yerinde olduğunu düşünmeyin. Hastalık kimi vatandaşlarımızda ağır geçebiliyor. Üstelik yaşlı vatandaşlarımızı da düşünmek lazım. Dolayısıyla çok evde bir tas çorbanın kaynaması mesele oluyor. İşte bu noktada devreye giren Büyükşehir Belediyesi Aşevi, vatandaşlarımıza sıcak yemek servisi yapıyor. Hastaya bir tas sıcak çorbanın kıymetini, hastalık nedir çeken bilir. Üstelik belediyemiz tatlısına varıncaya kadar üç kap yemeği esirgemiyor. Allah yetkililerimizden razı olsun.