Günün Şiiri
Dinle, yapraksız dal uçlarında
Bir fısıltı gibi sonbaharı
Şimdi bir nedamet
Bir hüzün bir akşamdır
On yedi yaş erginliğinin arzuları
Şimdi arzu, yaşamakla ölmek arası
Yaşamanın ve ölmenin dışında
Şimdi kaderimiz aynı masaldır
Hayatın akışında
Unut yollarını beklediğimi
Ve balkonda seyrettiğin gurubu
Şehzade masallarına benzemez ki
Hayat bu...
Vedat Belli (Varlık-1958)
Ülkede ürküten tablo
Economist dergisi, "Bir zamanlar her şeye muktedir Türk ordusu artık zayıf ve bölünmüş" yorumunu yaparken…
İsrail, Türkiye’yi yalnız bırakmamak için Suriye’yi bombalarken...
Suriye karşılık vereceğini açıklarken... ABD Suriye'ye savaş mesajı yollarken... İran Türkiye’yi tehdit ederken... Canlı bomba ABD elçiliği kapısında patlarken... Kan dökülürken... Türkiye için bir gerçek var... Bizi hiç ilgilendirmeyen kanlı bir savaşın kıyısındayız... Hiçbir çıkarımızın olmadığı bir savaşta ilk hedef konumunda bir ülke olarak başımıza gelecekleri bekliyoruz.
Günün Olayı
Kimilerine göre "birinci sınıf" bir basın özgürlüğümüz var. Bize göre basın özgürlüğümüz birinci sınıf değil, "birinci sınıfta", yani alması gereken çok yol, geçmesi gereken çok sınıf var...
Gani Yıldız
Günün Biberi
Ankara'nın dört bir yanı boş arazi olmasına rağmen "inşaat" denilince AKP'nin aklına nedense ya Atatürk Orman Çiftliği ya da ODTÜ’nün ormanları geliyor...
Akif Kökçe
Görüşler
İmralı Açılımı
70’li yılların ortalarında yüzbaşı bir büyüğümüz anlatmıştı...
Garnizondaki odasında bir Amerikalı subay ile çalışıyor.. İkisinin de birer masası var. .
Amerika’nın bir şeyler yazıp çizdiğini görüyor ama bir türlü neler araştırdığını öğrenemiyor... Onun izinli olduğu bir gün çekmecesini açıp karıştırıyor.. Türkiye'deki içkilerle ilgili bir araştırma görüyor: "Rakı" :
Oldukça fazla içilen kaliteli ve anasonlu içki...
"Şarap" :
Türk şarabı kaliteli değil. Geliri alt düzeyde olanların tercihi...
"Bira" :
Çok içiliyor, fazlası baş ağrıtıyor...
"Votka" :
Türkiye'deki intihar içkisi...
…………
Çok kullanılan bir deyim vardır:
"En son babalar duyar..."
Milletimiz için de öyle..
"En son Türk halkı duyar"
Anımsayın, koskoca ülkeyi ilgilendiren ve o günlerdeki adıyla "Kürt Paketi"nin varlığını bizzat Başbakan Erdoğan yalanlamıştı...
Ama üç gün sonra "New York Times" açıklamıştı..
"Yani, önce Dünyanın Baba’sı duyurmuştul!”
Ne oldu bizim sözcüğe?
Hani, "En son babalar duyardı!"
…………
Sonra "Kürt Açılımı" oldu...
Beğenmedik, "Demokrasi Açılımı" dediler...
Daha da ileri gidildi:
"Milli Birlik Açılımı..."
Abdullah Gül coşmuştu:
"Bu fırsat kaçmaz!"
Ya bugün?
"İmralı Açılımı..."
………….
Adamlar, 40 yıl önce içtiğimiz içkileri incelemiş... "Kimbilir yediklerimize nasıl gülüyorlardır!"
Afiyet olsun!..
Bizim diktiklerimiz tutmaz!
Köylere ağaçlandırma kampanyası açılmış... Her köylüye yüzlerce fidan verilmiş..Vali, ertesi yıl bir köye gitmiş ve ahaliyi toplayarak sormaya başlamış:
"Sen kaç fidan diktin?"
-Yüz...
"Kaçı tuttu?"
- Otuz...
Vali suratını asmış:
"Sen kaç fidan diktin?"
-Elli...
"Kaçı tuttu?
-Yirmisi...
Vali, bir başkasından da benzeri yanıtlar alınca patlamış, " Siz ne biçim adamlarsınız yahu? Hiç bakmamışsınız fidanlara... "
Köylünün biri öne çıkmış:
"Nasıl bakmayız Vali bey? Gözümüz gibi baktık. Şurada gördüğün on iki nüfus uğraştık. Ancak bu kadarı tuttu..."
Vali daha çok kızmış:
"Bak, on iki çocuğun var, hiç onlardan kayıp verdin mi?"
Köylü boynunu bükmüş:
"Fukaranın hali böyledir, bizim diktiklerimiz tutmaz da, şey ettiklerimiz tutar işte!"
Zorunda mıyım?
Liseye giden oğlan akşam yemeğinde, "Erkek arkadaşlarımdan biri bana sen totoşsun diyor" demiş. "Neee?" diye sinirlenmiş babası:
"Yarın git burnunun üzerine indir yumruğu..."
"Zorunda mıyım babiş?" diye yanıt vermiş oğlan:
"O kadar güzel gözleri, o kadar harika bir yüzü var ki!”
Günün Sözü
İnsanların haksız yere çektikleri acılara şahitlik edenler, şahit oldukları acıların utançlarını da taşırlar.
J.M. Coetzee
Günün Sorusu
Başbakan’ın konuşmasında "80 yıl önceki CHP neyse bugünkü de odur" ve "CHP varoluşsal sorunlar yaşıyor" cümleleri geçiyor. Anlamadığımız nokta "80 yıldır" aynı çizgide olan bîr parti nasıl "varoluş sorunu" yaşar?
Gerilim
Yaşadığımız işçi ölümleri gösteriyor ki iş güvenliği, organize sanayi bölgelerinin "organize olduğu " konular arasında yer almıyor.
Cuk
Bir berber dükkanı açtım, sonunda "Kıl-Kanaat" geçiniyorum!..
İbrahim Ormancı
Kıssa-dan
Acı ama gerçek açılımın açısı belli oldu:
"Lozan'dan Sevr'e, Atatürk'ten Vahdettin’e!"
H.K.
Günün incisi
Hayat bir sınavdır ama diğer sınavlara pek benzemez. Bazen yaptığın bir yanlış, tüm doğrularını götürebilir.
Dostoyevski
Uçak gürültüsünün yan etkisi!
Hafta sonunda "Hürriyet"in birinci sayfasından verdiği haberdi:
"Uçaklar vızır vızır bizde tık yok!"
Antalya Havalimanı’nı kullanan uçakların iniş-kalkış rotasında bulunan Muratpaşa İlçesi Güzeloba Mahallesi sakinleri çok dertli... Uçakların oluşturduğu gürültüden şikayet eden Güzelobalılar, "Seks hayatımız bitti" diyerek muhtarı aradı...
Bu yakınmayı yapan da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir emekli mensubu... Mahallenin 8 yıllık muhtarı “Yusuf Elmas”. Kendisini arayan vatandaşın, "Muhtarım uçak gürültüsü nedeniyle seks hayatım bitti. Ne olur bu sorunu çözün" diyerek yalvardığını belirtiyor...
Bu olay bizi yıllar öncesine götürdü... 70’li yılların başında, Eskişehir'de de böyle bir sıkıntı vardı... Ama ters yönlü!
“Eskişehir’de geceleri uyutmayan uçak gürültüleri, nüfusun artmasına neden oluyordu...”
Hatta nüfus oranına göre bu artış bizi "Dünya ikincisi" yapmıştı…
Birinci de Hindistan'ın "Bombay" kentiydi...
Birinde "seks hayatını bitiren" uçak gürültüsü, diğerinde "nüfus artışına" neden oluyor...
Hangisi mantığa daha yakındır?
Bir uzman açıklasa da görüşlerini aktarsak...
Eğer Eskişehir olayı bu işe yatkınsa, Başbakan "3 çocuk-5 çocuk" diye haykırmaz!..
“Köklü çözümü bulur!..”
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...