Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Prof. Dr. Sayın Ufuk Aydın’ın “THY’de yaşananlar ve grev hakkı” başlıklı yazısını “Bugün, yarın değerlendiririm diye sümen altına koymuştum.
Türk- Harb-İş Sendikası Başkanı Hasan Atak’ın “Grev yasağı demokrasi ayıbıdır” şeklindeki açıklamasını okuyunca, Sayın Aydın’ın yazısını tekrar okudum.
“Son günlerde yaşanan iş yavaşlatma eylemleri uluslararası markamız THY’yi zorlar hal aldı. Yüzlerce sefer iptal edildi. Bir yandan ekonomik kayıplar yaşanırken, bir yandan da, THY hisseleri değer kaybetti. Gelişmeler üzerine siyasiler gereğini yapacağız derken, THY yönetimi eyleme katılanları arayarak işten çıkarıldıklarını bildirmeye başladı bile.”
Prof.Dr. bu satırların ardından sormuştu:
“Peki, kim haklı?”
“THY yönetimi mi, işçiler mi?”
--//--
Bundan sonra ki gelişmeleri Ufuk Aydın Hocamız güzel özetlemiş.
AKP’ye mensup bir milletvekilinin grev yasağını öngören yasa teklifini,12 Eylül yasasında bile grev yasağı olmayan havacılık işkolunun yasak kapsamına alınmasını.
Gerekçe olarak grevin çok büyük ekonomik kayıplara yol açmasının göstermesini. Ufuk Aydın Hoca diyor ki:
“Bu birinci görüş. Yani ekonomik kayıp var. İkinci görüş ise grev temel bir haktır. Çok istisnai haller dışında yasaklanamaz.”
Aynı soru tekrar geliyor aklıma:
“Peki, kim haklı?”
--//--
Şu satırlar çok iyi değerlendirilmeli:
“Grev ekonomik bir araçtır. Sendikalar grev tehdidiyle pazarlık yapar. İşverenler greve gidilip ekonomik zarar yaşanmasın diye sendikayla anlaşmak zorunda kalır. İşin özü bu.”
--//--
Türk Harb-İş başkanı Hasan Atak’ın görüşü ile Prof.Dr. Ufuk Aydın’ın görüşü nereden bakarsanız bakınız örtüşüyor:
“Dünyanın hiçbir ülkesinde ekonomik kayıp nedeniyle grev yasaklanamaz.”
Sayın Aydın’ın deyimi ile “maç devam ederken, oyunun kurallarını değiştirmek” galiba bizim gibi ülkelere mahsus bir olay.
Üstelik sendikal hareketi anlamsız kılan bir işlem. Vekil yasa teklif ediyor. Meclis onaylıyor. Cumhurbaşkanı imzalıyor. Ve grev yasağı gelip dikiliyor işçilerin karşısına.
Yazımı Ufuk Aydın’ın yorumu ile bağlıyorum:
“Bugün havacılıkta, yarın turizmde, öbür gün inşaatta yasaklanacaksa, grev hakkının anlamı kalmaz ve bu Türkiye’yi uluslar arası alanda çok zorlar.”
Ne dersiniz? Yanlış mı?
7Haziran 2012-06-06
Günlerin getirdiği
Sarar ile Özaydemir’in arası
Ünlü işadamı Cemalettin Sarar ile ESO Başkanı Savaş Özaydemir’in arası “yer meselesi” yüzünden açılmıştı. Hatta Cemalettin Sarar, ESO seçimi öncesi, karşısına rakip olarak çıktığında Özaydemir şöyle demişti: “Bizden basma için sanayi bölgesine uygun olmayan yer istedi. Biz de orası olmaz dediğimizde. Karşımıza çıkmıştı” şeklinde bir açıklama yapmıştı. O günden beride ESO Başkanı Özaydemir ile Cemalettin Sarar’ın yıldızı bir türlü barışmamıştı. Geçtiğimiz günlerde Nebi Hatipoğlu’nun ESO Başkanlığı’na adaylığını açıkladığında bazı yorumcular, Hatipoğlu’nu destekleyenler arasında Sarar’ın da bulunduğunu söylemişlerdi. Bu yorumlar yapılırken, Onur Sürmeli adı çıkmıştı ortaya. ESİAD Başkanlığı’na aday olmayan Sürmeli için “ESO Başkanlığı’na aday olacak. Yasa değişmez, aday olmazsa, Savaş Özaydemir de Onur Sürmeli’ye destek verecek” şeklinde yorumlar yapılmıştı. Dikkatimizi çekti. Tepebaşı Belediye Meclis Üyesi işadamı Mustafa Ünal’ın oğlunun düğününde Sarar’ın bulunup, Özaydemir’in olmayışı konuşulurken, bazı kişiler, “Mustafa Ünal ESO’da muhalif ekipten. Onun için de düğüne yalnız Sarar ve ekibi geldi” dedikleri için bu yorumu aldık köşemize. İçten içe de olsa iki ünlü işadamı arasında ki kırgınlık devam ediyor. Bakalım olası bir ESO seçiminde kim kime destek olacak?
İstifacılar nereden nereye?
CHP’de il yönetimi görev bölümü yaptı. Erman Gölet’in açıkladığı görev bölümü listesinde bazı gazetelerde yazıldı, “Listede il adı yok. Erman Gölet’in hangi ilin başkanı olduğu belli değil. ” Tanımış olmasak görev bölümünün hangi ile ait olduğunu bilemeyeceğiz. Bu durum bazı partililerin de dikkatini çektiği için aldık köşemize. Her neyse, Erman Gölet’in listesinde ki isimleri partililerde tanımıyorlarmış. Bunun için de bize sordular. Gerçekten çok ilginç. Yöneticiler partilileri, partililer yöneticileri tanımıyorsa bunun sonu nereye varacak, önümüzde ki günlerde göreceğiz. Dikkatimizi çekti. Rıdvan Atan ve Nuray Mamuh, DSP’den geçmişlerdi CHP’ye. Bir okurumuz: “DSP’de ilçe başkanlığı yapan Rıdvan Atan, seçimlerde il genel meclisi adayı yapılmadığı için Büyükerşen’e kızarak partisinden istifa edip CHP’ye geçmişti. Şimdi CHP’de Sendikalar-Emek Örgütlenmeleri- Meslek Örgütleri Başkan Yardımcısı olarak görev yapacak. Aynı şekilde Nuray Mamuh DSP’den Odunpazarı Belediye meclis üyesiydi. Seçimlerde tekrar aday yapılmayınca DSP’den ayrılıp CHP’ye geçmişti. Nuray Mamuh uzun süre ayrı kaldığı politikada şimdi kadın örgütlenmesinden sorumlu Başkan Yardımcısı oldu” deyince hatırladık.
Peşin hükümlü olmamak lazım elbette. CHP İl Başkanı Erman Gölet bir ekip oluşturarak çıkmıştır yola. Onun için kolay gelsin diyoruz kendilerine.
Vatandaş soruyor
Gıda zehirlenmeleri üzerine
Havalar ısındı, sıcaklığın giderek artacağını herkes biliyor. Dikkat edin, havaların ısınmasıyla birlikte, gıda zehirlenmeleri de artmaya başladı. Önceki gün Lokantacılar Odası Başkanı Abdullah Karakuş’un ilginç bir açkılaması vardı. Karakuş diyordu ki: “Özellikle pideciler malzeme kullanım bakımından dikkatli olmalı. Malzemelerin buzdolabında saklanmadan kullanılması tehlikelidir. Sıcak havalarda bakteriler gıda maddelerine daha hızlı bulaşır. Aksine hareket edenleri ceza veriliyor.”
Pide iç maddelerinin fırın yakınında bulunmaması gerektiğini vurgulayan Lokantacılar Odası Başkanı Abdullah Karakul “Üreticiler kadar tüketicilerin de dikkatli olması lazım. Eksiklik görüldüğünde ilgili yerlere bildirilmesi gerekir. Evlerde saklanan pide ve benzeri gıda maddeleri de aynı şekilde buzdolabında korunmalıdır. Dahası pişmiş tavuk satan iş yerlerinde de, titiz olunmalı. Gıda zehirlenmeleri kuşkusu olan vatandaşlar vakit geçirmeden en yakın sağlık kurumuna başvurmalıdır” diye konuşuyor.
Çok önemli bir uyarı. Sık sık duyulan gıda zehirlenmelerine karşı herkesin dikkatli olması lazım.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...