Yaşamın İçinden
Farkına varmak
Evliliklerinin ilk gecesinde gelinle damat baş başa kalmışlar.
İkisi de son derece utangaçmış.
Sıra soyunmaya gelince utanan gençler birbirine arkasını dönmesini söylemişler.
Gelin damada sıkı sıkıya tembih etmiş:
“Sakın dönüp bakma!”
Utangaç gelin valizini açıp, annesinin koyduğu kısacık, siyah ütüsüz gelinliği görünce söylenmeye başlamış:
“ Bu da ne böyle? Simsiyah. Küçücük, üstelikte buruşuk”
Damat öfkeli ve üzgün bağırmış:
“ Seni kalleş seni. Hani bakmayacaktın!”
--//--
Günlük yaşamda gelişen olaylar gibi.
Herkes gönlünden geçenleri yorumluyor.
İşte en basit örneği.
Gelin hanım neyi eleştiriyor?
Damat bey ne anlıyor?
--//--
Önceki gün AKP’de bir tanıdık sordu:
“ Yerel seçimler öne alınacakmış doğru mu?”
“ Bilmiyorum.” dedim,
“ Olabilir de olmayabilir de.”
AKP’li tanıdığım kahvede konuşulurken duymuş. Vekillerden biri demiş ki:
“ Yarın seçim olacakmış gibi hazırlanın. Eskişehir’de zafer mutlaka bizim olacaktır. Çarşıda, pazarda, yolda belde, herkes çalışmalı.”
“ Gaz verme” diye bir deyim vardır ya.
AKP’li tanıdığım duyduklarını anlatırken o geldi aklıma.
İktidar partisi vekilleri anlaşılan bu işi iyi biliyorlar.
--//--
CHP’nin İl Başkanı Erman Gölet ile henüz teke tek konuşamadım.
Erdal Çakıcıer ile de öyle.
Tepebaşı Belediye Meclisi’ne hiç uğramadı nedense. Ama Vural Yörük her meclis toplantısından önce grup toplantısına katılıyor. Önceki gün ayaküzeri konuştuk.
“ İşler nasıl gidiyor?” dediğimde yanıt verdi:
“ Mahalle çalışmalarına başladık. Fevzi Çakmak’tan geliyoruz.”
“ Kolay gelsin.” dedim Vural Yörük’e ve ekledim:
“ Tek başına değil, meclis üyelerini de yanına alarak gitsen iyi olur.”
Günlerin getirdiği
Soru üstüne soru
MHP’nin kongreleri tamamlandı. İl Başkanı Ayhan Sezer çalışmaya başladı. İlçelere, köylere giden Sezer’in en son gittiği yerde, genel merkez olmuş. Yönetim kurulu üyeleri ile birlikte genel merkeze giden Sezer’in Ruhsar Demirel ve Genel Başkan Bahçeli ile görüştüğünü duydum. Bu arada dikkatimi çektiği için MHP’ye yakın birkaç kişiye “İl Başkanı Sezer’in yanında ilçe başkanları da yer almışlar mı?” diye sordum. Hayret. Ne yazık ki, ne Odunpazarı ne de Tepebaşı İlçe Başkanları Ayhan Sezer’in yanında yer almamışlar. Bu durum nereye kadar gidecek? Nerede sona erecek bilinmez. Parti binasında bile MHP’lilerin birbiri ile konuşmadıklarını duydun. İsim vermeyeceğim. İlçe başkanlarından biri odasının kapısını bile değiştirmiş. Diyeceksiniz ki “MHP’deki bu gidiş ne zaman sona erer? Partide birliktelik nasıl sağlanır?” Bu konuda kimse bir yorum yapamıyor. Ancak duyumlarımız, MHP Genel Merkezi’nin dosyaları incelemeye başladığı yolunda. Bekleyip göreceğiz. Dosyalar nasıl ve ne zaman açılacak?
Pazarda satılan karpuzlar
Aman Pazarcılar Odası’nın AKP’li Belediye Meclis Üyesi Başkanı Naci Şahin duymasın. Hemen ara “Hemşehrim ne oldu?” diye sorar. Naci Şahin Emirdağlıdır. Sık sık selamlaşır, hal hatır sorarız. Her neyse. Önceki gün hanımın pazardan aldığı karpuzu kesince ben de yaşadım. Okurumuz Selahattin Bey de yaşamış. İçinde bulunduğumuz yılda karpuzlara bir hal olmuş. Karpuzun tam ortası tahta gibi sertmiş. Selahattin Bey dedi ki “ Hiç görmemiştim. Kenarlar normal, ama ortalar kıtır kıtır. Ayrıca, karpuzun her diliminin belli yerleri ayrı. Bazı bölümlerin hiç tadı yok, bazı bölümler normal. Orta yerinde göbek dediğimiz bölüm ise beyaz, ağaç gibi. İnanır mısınız, geçen yıl yediğimiz karpuzları arıyoruz.”
Dedim ya. Bende aynı durumları gördüm. Bir karpuzun her dilimi ayrı renk ve tada olur mu? Oluyor işte Başkan Naci Şahin’in bu konu da kabahati yok biliyoruz. Ama güzelim karpuzların neden bu hallere düştüğünü bilirler sanıyorum. Hormon mu, yoksa başka ilaç mı karpuzu böyle perişan ediyor?
Vatandaş soruyor
Hız kesiciler yetti artık
Adı Vural B. olan okurumuz anlattı. Bahçelievler Mahallesi Seylap Caddesi’nde yaşamış. Diyor ki “Sakarya Caddesi’nden özel aracımla girdim. Caddenin yarısında bir kez kafam tavana değdi. Sıhhıye kavşağından dönüp Seylap Caddesi’ne girdim. İnanmayacaksınız ama, çok dikkat ettiğim halde arabamla üç kez hız kesiciden atladım. Her seferinde eşim rahatsız oldu. Çocuklarım korktu. Çünkü hiç beklemediğimiz yerde hız kesici çıktı önümüze. Sanki pusuya yatmış gibi. Ne rengi belli, ne yüksekliği. Çıkıyorsunuz, küt... İniyorsunuz, küt... Başka yerlerde de hız kesici gördüm ama böyle değil. Sarı renge boyanmış. Karşıdan gelirken görebiliyor ve yavaşlıyorsunuz. Eskişehir’de bu işe kim bakıyor acaba? Bölge trafik mi? Belediye mi? Lütfen yazın da hız kesiciler daha fazla hasar yapmadan boyansın. Boyansın da, mala ve cana gelecek zarar önlensin.”
Vural Bey’e teşekkür ediyorum. Aynı konuyu birkaç kez yazdığımız halde kimse üstüne almadı. Şunu belirteyim. Son yıllarda bir tuhaf oldu Eskişehir. Yazılan yazıldığı, yapılan yapıldığı gibi kalıyor.