Eskişehirspor Yönetimi dün 3 aylık performansını içeren ilk kamuoyu bilgilendirmesini gerçekleştirdi. Bu rapor ve dağıtılan kitapçıkla ilgili içerik, eksikler, gedikler birçok şey konuşulabilir, söylenebilir ama bu toplantı ve kitapçık haline getirilmiş raporlar sadece Eskişehirspor tarihinin değil Türk Futbol tarihinin de ilklerini taşıdığı için bu duruma önce bu açıdan bakmanın faydalı olacağını düşünüyorum.
Bu rapor aynı zamanda Hoşcan ve ekibinin hesap vermeyi, hesap verilmesi gerektiği düsturunu da ortaya koyan bir emare. Üstelik seçim öncesi kısa vadede yapılması taahhüt edilen vaatlerden birinin de gerçekleşmesi demek, bunlar da yönetimin geleceği ve Eskişehirspor paralelinde takdir edilesi, umutlandırıcı gelişmeler.
Ancak kurumsallaşma yolunda atılan bu adımların sportif ve markalaşma anlamında da devamı için Eskişehirspor’un derin uykudaymış hissini veren taraftar kitlesini de ateşleme zamanı.
Taraftar Heyecanı’nı kaybetti mi?
Elbette kaybetmedi. Ancak bırakın 30 yıl öncesini, geçtiğimiz yıllardaki coşku ve heyecanı arar hale geldiğimiz de gerçek. Günlerdir bu konuda hem medya, hem sosyal medya’da hem de kendi aramızda konuşuyor, değerlendirmeler yapıyoruz ve birleştiğimiz ortak nokta “Fedakârlık yapmak gerektiği”
Tribündeki taraftar sayısının azalmasında birçok etken var. Kimi geçmişte verilen ama tutulmayan sözlere kızmış, kimi tribünlerdeki gruplaşmanın taraftarı böldüğünü savunuyor, kimi sportif başarı basamağı senelerdir aynı ve hedef kovalamaktan uzağız diye dert yanıyor, kimi bando EsEs’e bile gerekli itibar gösterilmiyor derken fazla itibar gösterildiği için serzenişte bulunanlarda var. Yani asıl sorun o ya da bu nedenlerle bazı ortak duyguların kaybolduğu ve bakış açısında takımdan önce benmerkezciliğin oluşması. Bir de tribünde içeride dışarıda sürekli takıma destek veren, çile çeken, 90 dakika bağıran, hafta boyu afişler hazırlayan taraftarla, sadece 90 dakikalık maçı izlemek için yerini alan taraftarın maça aynı parayı vererek girmesi. Ya da bunun beklenmesi.
Bedava değil, indirimli bilet
Bence Erkan Koca’nın önerdiği gibi Açık Tribün altını tamamen taraftar gruplarına ayırmak, o tribünde maça izlemek ve destek vermek isteyenlere hangi maç olursa olsun daha makul bir bilet fiyat tarifesi uygulaması yapmak lazım. Bedava bilet değil ama indirimli ve destekleyici bir fiyat bizi haksız çıkartmaz. Çünkü o çocukların çoğu öğrenci ve haftalık harçlıklarını döviz, afiş hazırlamak için düşünmeden feda eden tribün çocukları, pozitif ayrımcılığı bence vicdanen hak ediyorlar. Kimse kombine alınca maçlar 10 tl’ye geliyor diye düşünmesin. Bu öğrenci çocukların kredi kartı olmadığı gibi bir çırpıda 200, 300 TL gibi toplu bir para imkânları da pek olamıyor.
Yönetim, gruplarla toplanabilir
ÜniEsEs’in bir çalıştay hazırlığı içinde olduğunu duydum gayet yararlı olacaktır. Öte yandan kulüpte bu konuda bir panel yapacak sanırım, bu da güzel ama yetmez. Çözüm için Eskişehirspor idarecileri arasında tribün ve taraftar kültürünü çok iyi bilen, tanıyan isimler var. Bence Eskişehir yönetimi tüm taraftar gruplarının temsilcilerinin katıldığı bir toplantı ayarlamalı. Onların arasındaki husumeti sona erdirecek, belki sendikaların dönem sözcülüğü gibi sezonsal liderlik yapacak ortak isim belirlenmeli ve öte yandan taraftar dernekleri de işin içine girmeli. Öyle ya ETB, 65’liler ve ağabeylik yapması gereken dernekler şimdi ortaya çıkıp birleştirici olmayacaksa, gidişata dur demeyecek ise ne zaman diyecek?
#EskişehirTaraftarıEfsanedir ve zor günleri atlatacak güç için gereken fedakârlığı gösterecektir. Yeter ki bizlerde üzerimize düşen sorumluluğu ve yapıcı desteklerimizi esirgemeyelim.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...