Eskişehir’in giriş kapısı kapatılmalı!

Eskişehir’in giriş kapısı kapatılmalı!

24 Temmuz 2014 10:04
A
a
Sütiş Eskişehir
Eskişehir son yıllarda çok göç alan illerin ilk sıralarında yer alıyor.2007-2008 döneminde Eskişehir’in göç hızı yüzde 23’dü. 2008-2009 yılında bu rakam yüzde 18,3’e geriledi. 2009-2010 döneminde ise sanki nüfus artışına ‘dur’ demiş olacak ki, artış yüzde 12’ye geriledi. 2010-2011 döneminde ise birileri şehrin kapılarını sonuna kadar açmış olacak ki, yüzde 12’den yüzde 21,6’ya yükseldi. Yüzde 90’a yakın bir artış oldu. 2011-2012 döneminde ise hızlı artış gözümüzü korkutmuş olacak ki şehrin yöneticileri kapıları yeniden kapatmış olacak ki, bir önceki yıla oranla bu kez yüzde yüze yakın gerileme söz konusu oldu. 2012-2013 döneminde ise yüzde 2,2’lik artışla artış yüzde 12,6 olarak gerçekleşti.
 
2007’de 724 bin 849 olan nüfusumuz 2013 sonu itibarıyla 799 bin 724’e yükseldi. Eskişehir de erkek nüfusun oranı ise yüzde 49,9 ile 399 bin 189 kişi, kadın nüfusun oranı ise yüzde 50,1 ile 400 bin 535 kişi.
 
2000 yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre 706.009 olan İl nüfusunun 557 028‘i il ve ilçe merkezlerinde 148.981’ i köylerde yaşıyordu. Kent merkezinde nüfus oranı % 79, köy nüfus oranı ise % 21. 2010 yılında Eskişehir’in yıllık nüfus artış hızı ise binde 9.61. Şehir nüfus artış hızı binde 15.41, köy nüfus artış hızı binde –9.52 idi. Eskişehir’de nüfus artışı 2000’li yılların başlarında artış göstermeye başladı. Özellikle şehrin gelişmesi, organize sanayi bölgesinde yeni istihdam alanları hizmete girince Eskişehir’in köylerin ile özellikle başka illerden hızlı göç almaya başladı. Daha önceki nüfus sayımlarında da görüldüğü gibi il ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfus miktarında artış olurken, köylerde yaşayan nüfus miktarında azalma olmuştur.

2023’DE NÜFUSUMUZ 932 BİN OLACAK
2010 yılında 768.363, 2013’de 807.893 olan Eskişehir nüfusu 2018’de 871.942, 2023 de ise 932.689 olması tahmin ediliyor.
2007’de yüzde 52 olan nüfus artışı, 2013 yılında yüzde 58’e yükseldi. Son yıllarda verilen teşvikler nedeniyle özel sektör yatırım yapmaya başladı. Yeni açılan tesislerde istihdam yarattı.
Durup dururken bu yazıda nereden çıktı diye düşünebilirsiniz.
Dün mide şikayetim nedeniyle Devlet Hastanesine gittim. Tramvayda beni tanıyan, ancak benim tanımadığım bir Eskişehirli ile sohbet etme imkanım oldu. Benim gibi Odunpazarlı imiş.
‘Sadiciğim, Eskişehir çok hızlı bir şekilde büyüyor. Çocukluğumuzda Vişnelik, Deliklitaş sebze-meyve tarlası idi. Şimdiki adı Atatürk Bulvarı olan Hasan Polatkan diye bir cadde yoktu. Bu cadde üzerindeki çok katlı binalarda. O yıllarda kendi ektiğimiz, biçtiğimiz, yetiştirdiğimiz sebze meyve kendimize yetiyordu. Dışarıdan çok nadir geliyordu. Bugün ise Sarıcakaya ürünü direk dışarıya gidiyor. Sebze, meyve artık dışarıdan geliyor. Eskiden sokağa çıktığımızda bir birimizi tanırdık. Bugün ise apartmanda oturan komşularımızı bile tanımıyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanımız Yılmaz Büyükerşen’i görsem Eskişehir’in dışa açılan kapılarını kapatmasını, dışarıdan gelen göçü engellemesini isteyeceğim.’
Tramvayda sohbet ettiğimiz dost kendince haklı. Gerçekten Eskişehir hızlı bir şekilde göç alıyor. Bir yıl önce tarla dediğimiz yerler bir bakıyorum apartman olmuş. Bu yerler belediyeler tarafından da imara açıldığında ‘yeşil alanı da imara açmışlar’ diyorlar. O yeşil alanların tapu kayıtlarında arsa olduklarını bilmiyorlar.
Tramvayda tanıştığım arkadaş nüfus artışından yakınmakta haklı. Keşke belediyelerin ellerinde böyle bir imkan olsa da, şehrimizin göç almasının önüne geçseler. Ama böyle bir yetkileri yok.
 
 
Sevgisizlik…
 
Önceki gün vilayet basın bürosundan mail geldi. ‘Huzur Evinde’ kalanlara, yetiştirme yurtlarında kalan çocuklara, engellilere Vali Güngör Azim Tuna ‘iftar yemeği verecek’.
Geçen yılda bu iftara katılmıştım. Özellikle Sakatlar Derneği üyesi çok sayıda dost edindim. Hepsini bir arada görmek mümkün olmuyor. İftar vesile, amaç engelli arkadaşlar ile bir arada olmak.
İftar yemeğinde gördüklerimle tokalaştım, selamlaştım ve kısa süreli olsa da sohbet ettim. Özlemişim onları.
Yemekten sonra Vali Güngör Azim Tuna’nın yaptığı konuşma dikkatimi çekti.
“Bütün savaşların, kavgaların, anlaşmazlıkların temelinde yatan asıl sebep “sevgisizliktir”. Çağımızın en büyük engeli ve hastalığı da sevgisizliktir. Sevgisiz bir yürekte hiçbir güzellik boy vermez; iyilik, hayır namına hiçbir şey yeşermez. Yine bir insanın en büyük engeli aslında sevgisizliktir. Bu yüzden Eskişehir Valiliği olarak ürettiğimiz bütün projelerin temeline sevgiyi getirdik. “Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için” diyen Yunus Emre gibi Türk Dünyası Kültür Başkenti olan şehrimizde gerçekleştirdiğimiz bütün etkinliklerde insanları sevgiye davet ettik. Çünkü sevmek, bir insanı insan yapan en temel özelliktir. Sevgisizlik engeli aşılırsa dünyadaki bütün sorunların çözüleceğine inanıyoruz.”
Sayın Valimizin bu sözlerinin altına bende imzamı atarım. Zaten karşılıklı sevgi, saygıyı bir birimize göstermeyi becerebilmek kimse kimsenin canını yakmaz, kimse kimseyi üzmez, kimse kimsenin malına, canına kastetmez.
Sayın valimizin bu sözleri dilerim tüm Türkiye’ye yayılır, çağımızın en büyük hastalığı olan sevgisizlik hastalığını yeneriz ve barış içerisinde, sevgiyle yaşarız.
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi