Milletvekili Jale Nur Süllü, ES TV ekranlarına konuk oldu ve meslektaşlarım Meltem Karakaş Kaya ile Ali Baş'ın sorularını yanıtladı. Bir Eskişehir klasiği olan Açıkça'yı izlemeyenlerin https://www.youtube.com/watch?v=rFibd9BVpKs bu adrese tıklamaları yeterli olacaktır. Süllü'nün üzerinde durduğu en önemli konu erken seçim idi. Sayın Süllü erken seçimin vatandaşın en önemli gündemi olduğunu vurguladı ve vatandaşın erken seçim istediğini söyledi. Peki söylediklerinde doğruluk payı var mı? Gelin birlikte bu konu hakkında kafa yoralım...
Bundan 6 ay önceki kamuoyu araştırmalarında vatandaşların yaklaşık yüzde 70'i erken seçimi kesinlikle istemiyordu. Kalan yüzde 30'unun ise içinde kararsız olanlar ve fikir beyan etmekten kaçınanlar da vardı. Yani geçtiğimiz yaz aylarında vatandaşın taş çatlasın yüzde 20 – 22'si erken seçim istiyordu. Ancak 6 ay önce...
Aralık ve ocak aylarında yapılan anketlerde ise vatandaşın yüzde 50 – 55'inin erken seçim istediğini görüyoruz. Muhtemelen bu trend devam ederse erken seçime olan destek daha da artacaktır. Yani Jale Nur Süllü haklı; Vatandaş erken seçim istemeye başladı ve bu gidişle daha çok isteyecek...
Öte yandan erken seçimi vatandaşın veya muhalefetin istemesi yetmez. İktidar cenahı ise erken seçime girmeyi – doğal olarak – istemiyor. Yine kamuoyu araştırmaları gösteriyor ki, Tayyip Erdoğan, Doğu Perinçek ve Devlet Bahçeli ittifakının seçim kazanması pek kolay değil. 2023'e kadar zaten iktidarı garanti olan üçlü Cumhur İttifakı neden seçim istiyerek işleri riske atsın ki?
Öte yandan muhalefetin sürekli erken seçim istediği bir ortamda, iktidar çok fazla kaçamaz. Elbette iktidar "Erken seçim ülkeyi istikrarsızlğa sokar" diyor ve kendi seçmenlerini de bu söylemlerle ikna ediyor. Ancak muhalefet her hafta, her gün, günde üç kere erken seçim isterse iktidar "Ülkemiz istikrarsızlığa girmesin" diyemez. Çünkü seçimden kaçıyormuş izlenimi oluşur ve eldeki seçmeni bile kaybederler. Özetlemek gerekirse sürekli erken seçim isteyen muhalefet amacına ulaşır. Bu durum şimdiye kadar hep böyle oldu...
Dolayısıyla konuyu dağıtmak, dikkatleri başka yöne çekmek lazım. Yani Bahçeli – Erdoğan – Perinçek koalisyonu, "Erken seçim kalmadı, size anayasa değişikliği verelim" diyerek konuyu başka bir yere çekmeye çalışıyor.
İktidarın işi zor. Şimdi evvelden 3 kere değiştirdikleri anayasayı 4'üncü kere değiştirmek istiyorlar. Öte yandan iktidar cenahının başka çaresi de yok. Ya anayasa tartışılacak ya erken seçim. İşleri zor vesselam...
Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nin yönetimi, başıboş hayvanları kapsayan bir rehabilitasyon merkezi kuruyor. Öncelikle EOSB Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli'yi tebrik edelim. Kendisi nicedir dört ayaklı dostlarımız hakkında çok hassas bir isim. Kişisel olarak yaptırdığı kulübeleri de unutmadık. O dört ayaklıların duaları – yerine göre – yeryüzünde bozgunculuk çıkaran iki ayaklılarınkinden evladır. Küpeli ve mesai arkadaşlarına teşekkürlerimizi iletiriz.
Bilindiği gibi yakın bir geçmişte İYİ Parti Grup Toplantısı'nda Doğu Türkistanlı bir bacımız konuk olmuş, başörtülü olan bu bacımız ekranlara çıkar çıkmaz TRT ekran karatması uygulamıştı. Çünkü Kaşgar'dan gelen bu bacımız Çin mezaliminin canlı tanığıydı ve Türk ve Müslüman kardeşlerimize yapılan işgencelerden bahsetmek, birilerini rahatsız etmişti. Biz kendi kandaşlarımızın feryadına sessiz kalırken, insanlık adına bir tepki Finlandiya'dan geldi. Finlandiya Başbakanı Sanna Mirella Marin, "Çin'deki zulümlere göz yumamayız, ekonomik ve ticari çıkarlar bu denli bir zulmü görmemize engel olmamalı" ifadelerinde bulunmuş. Vallahi bu açıklama kendimizden utanmamıza neden oldu.
Türk aile yapısı ataerkil midir yoksa anaerkil midir? Ben bu soruya kendime göre bir yanıt veriyorum; ikisi de değildir. Türk ailesi çocukerkildir. Ailede kararlar çocuklar düşünülerek yapılır. Küçücük bir çocuk ailenin 77 yaşındaki dedesini 4 ayaklı gibi yere çöktürür, sonra sırtına biner, "Deh!..." diye oyun oynar. Kimse de garipsemez. Türk toplumu olarak çocuğun geleceğini ve haklarını bir numaraya koyarız. Büyükşehir Belediyesi de bu anlayışla önemli bir çalışma yürütüyor. Daha önceden Çocuk Hakları birimi kuran Büyükşehir Belediyesi konu hakkında sanal toplantılar düzenliyor. Toplantıya Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin yanı sıra Urla Belediyesi, Kadıköy Belediyesi, Şişli Belediyesi, Uluslararası Çocuk Merkezi (ICC), Tarsus Belediyesi, Çiğli Belediyesi, Seferihisar Belediyesi, Giresun Belediyesi, Karadeniz İlleri Kadın Platformu, Eksi 25 Derneği, Kalkınma Atölyesi temsilcileri katılmış. Emeği geçen Büyükerşen ve mesai arkadaşlarını tebrik ederiz. Sayelerinde Eskişehir dünyanın en güvenli şehirleri arasında bulunuyor.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...