Ekonomide işler yoluna girebilir

Damat hazretlerinin istifa etmesi neticesinde İstanbul Üniversitesi mezunu 'Elit' Naci Ağbal Merkez Bankasına, İstanbul Teknik Üniversitesi ve University of  Leeds mezunu 'Elit' Lütfi Elvan Maliye Bakanlığına getirildi

9 Şubat 2021 09:09
A
a
Sütiş Eskişehir

Damat hazretlerinin istifa etmesi neticesinde İstanbul Üniversitesi mezunu 'Elit' Naci Ağbal Merkez Bankasına, İstanbul Teknik Üniversitesi ve University of  Leeds mezunu 'Elit' Lütfi Elvan Maliye Bakanlığına getirildi. Yukarıdaki üniversitelerden mezun olmak şeref verici bir şey elbette. Parayı bastırıp fetö okullarından tuvalet kağıdı kıymetinde fason diploma alanların güçlü ve köklü üniversiteleri kıskanmasının sebebi bundandır.

Her neyse... Kırk yılın başında moral düzeltecek birşeyler yazıyorum, orada bile laf sokuşturmadan rahat durmuyorum. Benimkisi düpedüz huysuzluk işte...

Biz Naci Ağbal ve Lütfi Elvan'a geri dönelim. Her iki isim de yaklaşık 3 aydır görevlerinin başındalar ve tek bir hata yaptıklarını görmedim. İşi kitabına uygun bir şekilde yönetiyorlar. Nitekim Dolar 7.05 bandına geriledi ki bu durum ülkemiz için çok hayırlı. Sadece bu sene 135 milyar Amerikan Doları borç ödeyeceğiz. Bu rakam size şaka gibi gelmesin, her gün 370 milyon Amerikan Doları ekonomimizden buharlaşıp, borçlarımızın faizine gidecek; hem de her Allah'ın günü... Ah şu CeHaPe'li Kılışlar yok mu? İYİP'li Aşkenerle ikisi mahvettiler ülkeyi. Gerçi yine her Allah'ın günü 370 milyon dolar buharlaşıp 'Faiz Lobisi'nin cebine girecek ancak Amerikan Dolarının 8,60 olmasıyla 7,05 olması arasındaki farkın ne anlama geldiğini – sanırım – herkes anlayacaktır.

Yani "Ben her şeyi çok iyi bilirim, ekonomide de uzmanım" diyen bazı kişilerin kulakları çınlasın. Sadece 3 aylık adam gibi bir ekonomi yönetimi bile işlerin değişmesine yol açıyor. Demek isteyince oluyormuş.

Şimdi bir ilkokulda yaramaz iki çocuk olur. Adları Ali ve Veli olsun. Bu iki haylaz çocuk tek başlarına ortalığı karıştırırlar ancak, ikisi bir araya geldiler mi tam bir baş belası olurlar. O yüzden akıllı öğretmenler bunları yanyana oturtmaz. Ülke ekonomilerinde de bir araya gelmemesi gereken şeytanlar vardır. Mesela durgunluk ve enflasyon tek başlarına kötüdürler ancak bir araya geldiler mi cehennem etkisi yaratır. Bir de cari açık ve bütçe açığı vardır. Ülkemizde bu 4 şeytan, kahveye oturmuş okey oynuyor. Neşeleri yerinde anlayacağınız. Bu şeytanlardan en kolay alt edilecek olanı bütçe açığı. Birbiri ardına gelen zamlar da bu açığı kapatmak için yapılıyor. Elbette vatandaşın canı acıyor ancak bu bedeli de ödememiz lazım.

Yoksa siz ekonomik krizin faturasını İstanbul Boğazı'nda viskisini yudumlayan Ak Müteahhitlerin ödeyeceğini mi zannediyordunuz? Güldürmeyin adamı...

İşler böyle giderse Mart ayının sonuda zam fırtınası diner ve üçüncü çeyrekte ülke ekonomisi düzelmeye başlar.

Ancak ülkemizin kötüye gitmesi için iki sebep var. Birincisi Amerika'daki yeni Başkan'ın bize yaptırım uygulayap uygulamayacağı. S – 400'lerin üzerine bir bardak suyu çoktan içtik. Bir senedir korkudan kuramadığımız bu füzeleri sürekli gündeme getirip de hükûmeti aşağılamayalım. Olan oldu artık. Utancımızı sürekli dillendirmenin lüzumu yok. Bu skandal kendi aramızda kalsın. Hiç yaşanmamış gibi davranalım. Ancak bir de Halk Bankası davası var ki, hiç oradaki iddialara girmeyelim...

Bazı medya mensupları Joe Biden'in gelmesinin çok kötü olduğunu ileri sürüyor. Biden'in Türkler'den hoşlanmadığı bilinen bir şey. Ancak AK Partili dostlarımızı duyan da Trump'un Türk Milliyetçisi olduğunu sanır. Bu adam değil miydi "Aptal olma çek askerlerini" diyen? Bu adam değil miydi Fetöyü koruyan, Fırat'ın doğusuna teröristlere devlet muamelesi yapan?

Bir diğer risk faktörü de Avrupa Birliği. Birlik Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden ya çelilinmesini, ya da kararlarına uyulmasını istiyor. Kavala'yı sokaktaki 100 kişiye sorsanız tanıyan çıkmaz. Tahliye edilirse fazla gürültü çıkmaz. Ancak Demirtaş'ın tahliyesi öyle, "Papazı biz kendiliğimizden serbest bıraktık. Vallahi korktuğumuzdan değil, bak yemin içtim kendiliğimizden bıraktık" diyerek geçiştirilecek bir tahliye olmaz.

Eğer Mart ayında gerçekleşecek Amerika ve Avrupa ilişkilerinde büyük bir kriz çıkmaz ve 'Şahsım' ekonomiye karışmazsa işler Haziran'a doğru düzelmeye ancak başlar.

Yok düzelmeyecekse bu millet – hani utunmasa – "İstifa et" demeye bile başlar. Çünkü vatandaşın artık sabredecek takati kalmadı...

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi